Tunç
Patlayan silah ile yerimden fırladım. "Yavuz!" Yavuz'un yanına gittiğimde Mert üstüne yığılmıştı. Güvenlikler Mert'i çevirdiğinde karın kısmı kanlar içindeydi. Ellerimle ağzımı kapatıp şaşkınlığımı gizlemeye çalıştım. Yavuz'un ise elleri kan içindeydi. "Hayatım iyi misin?" Yanına eğilerek sağını solunu kontrol ettim.
"Ben iyiyim. Silahı almak istedim. Ama Mert tetiğe bastı. Silah yukarı doğru çevirmeye çalışırken oldu sanırım." Kendini yere bıraktı. Boğuşma onu yormuştu. Güvenliklerden biri ambulansı aradı.
O sırada polisler yanımıza gelmişti. Polislerden biri "Ambulansı aradınız mı?" diye sordu. Sonra telsizine bir şeyler söyleyip bir kaç memura Mert'e yardım etmesini söyledi.
Amir olduğunu tahmin ettiğim bir polis yanımıza geldi. "Olay tam olarak nasıl gelişti bunu bize anlatmanız gerekiyor. O yüzden tüm görgü şahitlerini, ifadelerinin alınması için karakola götürmem gerekiyor. Buyurun. Arkadaşlar size yardımcı olacak."
Komiser bize eliyle kapıyı işaret ettiğinde duraksadım. Dönüp Mert'e baktım. Bir polis memuru başından tutup yarasına bastırıyordu. Yanına gittim. Baygın gibiydi. Seslendim. "Mert iyi misin?"
Sesimi duyunca kafasını bana çevirdi. Gülümsemeye çalıştı. Bir şeyler söylemeyi denedi. "Bur-dasın..."
Sözünü kestim. "Şşşt. Yorma kendini. Sorun yok iyi olacaksın." Her şeye rağmen ona bir şey olmasını istemezdim. Sonuç olarak o da bir insandı. O sırada başı yana düştü. Telaşlandım. "Neyi var! Ne oldu!"
Yanında duran polis memuru boynundan nabzını kontrol etti. "Sadece bayılmış." dedi.
Hemen arkamda duran Yavuz'a döndüm. Yanına gittim. Bir süre yerde uzanarak nefeslenmiş ve sonrasında onu ayağa kaldırmıştım. Elini omzuma alıp ona yürümesinde yardımcı oldum. "Hayatım kusura bakma. Mert'in durumu ciddi gibi görünüyordu. Kontrol etmek istedim."
Kafasını bana çevirip gülümsedi. "Sorun yok aşkım. Güzel yüreğin , Mert bile olsa dayanamıyor. Biliyorum." dedi.
Gülümsedim.Biz dışarı doğru yürürken sedyeyle sağlık memurlarını girdiğini gördüm. Acele ile Mert'i sedyeye yatırıp ambulansa bindirdiler.
Biz ise mecburen hep birlikte karakolun yolunu tuttuk.
***
Teker teker ifadelerimiz alındıktan sonra polis memuru gidebileceğimizi söyledi. Memur ile konuşurken olay yerindeki komiser yanımıza geldi. "Şu an için yapacak bir şey yok. Eğer şikayetçi olursanız şahıs hastaneden çıktıktan sonra gerekeni yaparız. Tüm ifadeler, restoran çalışanları da dahil ilgili şahsın baskın yaptığını doğruladı. Yavuz Bey'in parmak izini aldık. Silahı inceleyeceğiz. Kendisi şahsın sadece elini tuttuğunu söyledi. Zaten Silahta Yavuz Bey'in parmak izi olsa bile şahsın ifadesine göre herhangi bir problem olmadan yaşamınıza devam edebilirsiniz. Ama boğuşma sırasında silah Yavuz bey ile şahıs arasında sıkıştı için silahın nasıl patladığını bilmiyoruz. Yavuz bey kasıtlı olarak ateş etmediği sürece herhangi bir sorun olmayacaktır."Komiserin son cümlesi canımı sıkmıştı. "Komiser bey Yavuz'un silahlı hiçbir alakası yok. O sadece silahı almaya çalıştı."
Komiser iç çekerek bana baktı. "Tunç bey ben de size dakikalardır bunu anlatıyorum. Endişelenmeniz gereken bir konu olduğunu düşünmüyorum."
Komiser beni azarlamıştı. Komisere teşekkür edip oradan ayrıldık. Babaannem kaldığı otele, halam ise evine gidecekti. Hep beraber kalmayı teklif ettim ama rahatsız etmek istemediklerini söylediler. Sorun olmayacağını söylesem de kabul etmediler. Babaannem bizi benim evime bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRDAN ADAM (GAY) (Tamamlandı)
Teen FictionOdaya girdi.Oda rengarenk dizayn edilmişti ama genel havası hoşuna gitmişti.Kapının hemen yanındaki kıyafet dolabına yöneldi.Oda bu kadar geniş olmasına rağmen dolap neden kapının dibinde diye düşündü.Üstündeki gömleği çıkardı.Karşısındaki aynaya ba...