Tunç
Halam çok şaşırmıştı. Bir süre yüzüme baktıktan sonra gülümsedi. "Anladım oğlum. Umarım hep mutlu olursun." Elini Mert'im omzuna koydu. "Birbirinize sahip çıkın. Aynı bugünkü gibi onun elini hiç bırakma tamam mı?"
Mert bir şey diyemeden başını salladı. O da benden bu itirafı beklemiyordu.
"Benden çekinmene gerek yok. Alışagelmedik bir durum olabilir ama garipsemiyorum. Aşkın cinsiyeti olmaz yavrum."
"Efendim ne diyeceğimi bilemedim. Ama çok teşekkür ederim böyle düşündüğünüz için."
Halama sorar gözlerle baktığımda, annemlerin ne durumda olduğunu öğrenmek istediğimi anladı. "Bekle yavrum. Ben çıkıp geliyorum. Umarım görebiliriz onları. Mert senden ricam ayrılma buradan. Tunç'u yalnız bırakma lütfen."
Mert hala çekiniyordu ama biraz daha ısınmıştı halama."Elbette efendim." Halam bir şey demeden çıktı. Bir an her şeyi unutup halama zamansız itirafta bulunmuştum. Ama odaklanmam gereken konu bu değildi. Umarım annemleri görme şansım olur.
Halam üzgün bir ifade ile odaya girdi. "Hala aynı. Bir kaç gün daha görmemiz mümkün değilmiş. Ben burada kalacağım. Sen eve git dinlen."
"Ama hala..."
"İtiraz yok. Hadi git dinlen. Burada kalıp ne yapacaksın. Ben çağırırım seni bir şey olursa." Sonra Mert'e döndü ve gülümsedi. " Hadi Mert , al götür şu koca bebeği."
"Hala giderim ama bir şartla."
"Neymiş o?"
"Nöbetleşe kalırsak giderim. Bugün sen kal. Yarın ben geleceğim. Yoksa yapışır kalırım buraya."
"Tamam deli çocuk. Hadi gidin."
Halamı ikna ettikten sonra Mert'in yardımı ile kalktım. Koluna girdim. Son kez halama bakıp gülümsedim. Mert çıkar çıkmaz bana beklediğim soruyu sordu.
"Tunç delirdin mi? Niye halana söyledin? Arkadaşım deseydin." Mert biraz endişeli gibiydi. Ama daha çok benim sorun yaşamamdan korkmuştu. En azından ben öyle hissetmiştim.
"Ne olacak hayatım? Elbet öğrenecekti. Sen nasıl ailenden hiç bir şeyi gizlemiyorsan ki çok takdir ediyorum, ben de gizlemeyeceğim. Ne seni ne kendimi zor durumda bırakmak istemem."
Bana öyle güzel güldü ki. Yanardağ patlayıp lavlar altında kalsam bu kadar hızlı erimezdim. " Böyle düşünmen çok hoşuma gitti ama şu an sırası değil gibi geldi bana. Yani annen ve kardeşin hastanede ya. Ama sakın yanlış anlama. Benim açımdan sıkıntı yok. Senin için diyorum."
"Anladım canımın içi. Hadi eve götür beni çok yorgunum. Bir an önce dinleneyim. Sonra gidip halamı evine gönderirim. O da dinlensin biraz."
"Dinlenelim ve gidelim diyecektin sanırım. Ben seni yalnız bırakmıyorum çünkü." Bu düşünceli halleri beni kendine daha da çekiyordu. İtiraz etmedim. Her ne kadar sakinleştirici nedeniyle hala tepki veremesem de annem ve küçücük kızkardeşim ölümle mücadele ediyordu. Bu süre zarfında yalnız kalmak hiç iyi gelmeyebilirdi. Yanımda sevdiğim insan olunca kendimi daha iyi hissediyordum. "Ben sen yorulma diye şey ettim."
"Ben seni şey etmeden böyle durumlarda artık yalnız başına olmadığını bil."
Gülümsedim. Ama buruk ve hüzünlü bir gülümsemeydi. Aklım hastanedeydi.
Kerem'ın arabasına yerleşip yola koyulmuştuk. Kendimi ona borçlu hissediyordum. Özel şoförlük , dadılık , refakatçilik bile yaptı bana bugün. " Mert çok teşekkür ederim." Kafama cama dayamış ve yüzümü dönmeden konuşmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRDAN ADAM (GAY) (Tamamlandı)
Teen FictionOdaya girdi.Oda rengarenk dizayn edilmişti ama genel havası hoşuna gitmişti.Kapının hemen yanındaki kıyafet dolabına yöneldi.Oda bu kadar geniş olmasına rağmen dolap neden kapının dibinde diye düşündü.Üstündeki gömleği çıkardı.Karşısındaki aynaya ba...