61.Bölüm

1.5K 129 132
                                    

Yavuz

Tunç ismi okuyunca sinirden çılgına döndü. Telefonu elimden almak istedi." Arasana şu haysiyetsizi ! Ara bana ver! Yediği dayak yetmedi mi?" Ayağa kalktı. Hızlı hızlı volta atmaya başladı. "Ulan günlerdir sinirlerim alt üst oldu! Şerefsizin evladı bizimle oyun oynuyor."

Ayağa kalktım. Yanına gidip karşısına geçtim. Omuzlarından tutarak onu durdurdum. Bir elimle çenesini tutup gözlerini gözlerimle buluşturdum. "Hayatım biraz sakin ol. Halledeceğiz. Güven bana."

Hakan'ı aradım. Bu yaptıklarının bedelini ödetecektim ona. Telefonu açınca konuşmayı hoparlöre verdim.

"Alo , Hakan. Neden yaptın tüm bun-" Lafım yarıda kaldı.

Tunç bağırmaya başladı. "Lan cibiliyetsiz! Şeref yoksunu dümbelek. Derdin ne lan senin! " Elimle işaret etmeme rağmen Tunç susmadı. "Bittin olum sen. O yediğin dayağın on katını atmazsam sana. Ağzına sı-" En sonunda dayanamadım Tunç'un ağzını elimle kapattım.

"Hayatım bir dakika sakin olur musun?" dedim. Sen tonum azarlayıcıydı.

Biz susunca Hakan konuştu. "Aslında açmayacaktım. Ama baktım ki aşkım arıyor. Sesini duyayım dedim." Dalga geçerek daha da sinirlerimi bozuyordu.

Tunç tekrardan bağırmaya başladı. Bu sefer ne yapsam susmadı. Hakan telefonu yüzümüze kapattı. "Bravo Tunç! Tebrik ediyorum. Adamı kaçırdın. Şimdi hiç bir halt yiyemeyeceğiz."

Başını önüne eğdi. "Ya özür dilerim. Kendime hakim olamadım." Eliyle alnını ovuyordu.

Hiç bir şey demeden yerimden kalktım. hızlıca eşyalarımı alıp kapıya yöneldim. Tunç ile göz göze gelince arkamdan seslendi. "Dur ! Nereye?" Duymazdan gelerek yoluma devam edip dışarı çıktım. Dış kapıyı çektim. Tunç'u içeriye kilitledim. Kapıyı yumrukluyordu. "Yavuz! Aç şu kapıyı! Tek başına bir işe kalkışma! Aç diyorum!"

Hızlıca arabaya bindim. Tekrardan telefonu elime aldım. Numarayı çevirdim. "Alo , Hakan. Sahilde buluşup konuşalım mı? Lütfen çok önemli. Fotoğraflar umrumda değil şu an"
Olumlu yanıt gelmişti.  Buluşacağımız yerin konumunu atıp arabayı sahile sürdüm.

***
Konumunu attığım kafeye geldiğimde içeri girer girmez gözlerim Hakan'ı aradı. Onun olduğu masaya gidip karşısına oturdum.

Beni görünce heyecanlanmıştı. Ayağa kalktı. Yüzüme bakınca kaşlarını çattı. "Sen iyi misin? Dudağın kanıyor."

Masaya geçtik. Telefonu masanın üstüne koydum. O da karşıma oturdu. "İyiyim. Ama yardımına ihtiyacım var. Konuşmak için izin verir misin?"

"Elbette. İzin ne demek." dedi.

"Tunç iyice kafayı yedi. Lütfen bana yardım et." dedim.

Şaşkınca gülümsedi. Ellerini uzatıp avuçlarını bana doğru açtı. Ellerimi onun ellerinin arasına bıraktım. "Yavuz, senin için herşeyi yaparım."

"Beni kurtar o psikopattan." dedim.

"Dudağını o mu patlattı?" diye sordu.

"Evet o yaptı. Benim için herşeyi yapar mısın cidden?"

"Evet yaparım Yavuz'um. Bunları da senin için yaptım."

"Neleri benim için yaptın?" Ağlamaklı gibiydim.

"Sizin fotoğraflarınızı ben çektirdim. Gazetelere ve internete ben dağıttım. Peki neden günlerdir bana ulaşmadın?"

"Hakan sen bilmiyorsun Tunç'un nasıl biri olduğunu. O gün Tunç sana ofiste neler yaptı.Hatırla. Beni her dakika takip ettiğini biliyordum. O yüzden sana karşılık veremedim. Beni bugüne kadar yanında zorla tuttu."

"Yavuz sen ciddi misin?" Gülümsemesi genişledi. "Kurtulacağız ondan merak etme."

"Ne yapacaksın?" dedim.

"Fotoğrafları çektirip nasıl başına bela olduysam yine bulurum bir şeyler." dedi.

Kısa bir sessizlik oldu. Masamıza gelen polisler Hakan'a bakıyordu. Ne olduğunu anlayamadı. "Bir sorun mu var memur bey?" diye sordu.

"Hakan Yazgın , özel hayatı ihlal , küçük düşürme suçlarından tutuklusunuz."

Hakan yüzüme baktı. Sırıtarak ayağa kalktım. Telefonumu kaldırdım. "Tüm kanıtlar burada. Sana pabuç bırakacağımı mı sandın?" Konuşmaları kaydetmiştim.

"İzinsiz kaydetmek suç."

"İzinsiz olduğunu kim söyledi."

"Zorluk çıkarmayın. Gidelim." Memurlar Hakan'ın koluna girdi. Hakan söylene söylene gitti.

Tunç'u aradım. "Hayatım."

"Yavuz seni elime geçirince bir tarafından kan alacağım." Sinirliydi.

"Aşkım bir dakika dinler misin? Hakan'dan kurtulduk."

Sakinleşmeye başladı. "Nasıl oldu bu?"

"Anlatırım aşkım. Gelip seni alayım. Bir yerlerde otururuz."

"Gel bekliyorum. Ama bunun acısını alırım senden. Tek başına iş yapmakta neymiş."

"Hayatım ama sana kalsa biz haklı iken haksız olacaktık. Hadi hazırlan geliyorum." Telefonu kapatıp hesabı ödedikten sonra hızlıca kafeden çıkıp arabama bindim.

***
Kapıyı açtığımda Tunç ters ters baktı. "Korkma gel. Yemem." dedi.

İçeri girmedim. " Yok aşkım. Böyle iyi." Çıkmasını bekledim.

Fazla konuşmadan arabaya binip oturacağımız yere gelmiştik. Açık havadaydık. İkimizin de buna ihtiyacı vardı. Denize karşı oturdum. Tunç da yanıma oturdu. Elini tuttum. Mis gibi
havayı içime çektim.

Beklenti ile bana bakıyordu. "Hadi anlat artık neler olduğunu. Hem bu dudağını nasıl becerdin böyle. Yolda da anlatmadın."

"Şöyle ki , senin zeki aşkın tereyağından kıl çeker gibi halletti işi."

"Bak bakalım , kafanı kırınca zeka kalıyo mu?"

"Dur hayatım. Önce dinle. Sonra istersen döv."

"Dinliyorum."

"Sen öyle sinirlenince ve Hakan telefonu kapatınca anladım ki böyle çözemeyiz. Aklıma bir plan geldi. Seni dahil edersem kabul etmezdin ya da sinirine hakim olamazdın. Evden çıkınca arabaya atladım. Önce Hakan'ı aradım. Rol yaptım. Kurnazdı ama salaktı. Hemen inandı. Aniden ona gitmemi sorgulamadı bile. Yolda kendi ağzıma yumruk geçirdim. İnandırıcı olması gerekiyordu. Ağladım , sızladım. Tunç psikopatı beni dövdü yardım et bana dedim. "

"Oha!" Eliyle ağzını kapattı. "Zahmet etmeseydin ben patlatırdım ağzına bir tane.

Bu haline sırıttım. "Devamını dinle. Hakan buluşmaya balıklama atladı. Sonra yolda polisi aradım. Özel hayatın ihlali ile ilgili şikayetim var dedim. Detaylıca anlattım. Onlarda ilgileneceklerini söylediler. Buluşacağım yeri onlara da bildirdim. Hakan ile buluştuk. Her şeyi itiraf ettirdim. Şimdi nezarethanede."

"Yavuz o aklını yerim senin. Yine de kızgınım lan sana. Beni nasıl öyle kilitleyip gittin."

"Hayatım mecburdum ama. Fena mı oldu?" Yanağına uzanıp öpücük bıraktım.

"Aslan sevgilim. Zaten çoktan affettim. Kıyamam ki. Biraz gıcıklık yapasım geldi." dedi. Öpücüğüme karşılık tuttuğu elimi kaldırıp öptü.

"Bunu da hallettiğimize göre, sadece basın toplantısı kalıyor." dedim.

"O iş bende aşkım. Merak etme." Başlarımızı birbirine yaslayıp manzarayı izlemeye daldık.

***
Heyecanlı bitiyor diye yoldunuz beni.😂😂 İşte yeni bölüm. İyi okumalar ♥️

SIRDAN ADAM (GAY) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin