(Yavuz depoya girmeden öncesi)
"Arkadaşlar herkes hazırlansın. Tespit ettiğimiz adrese hareket edeceğiz." diye komut verdi başkomiser ekibine.
Yavuz heyecanlıydı. Kendine gelmişti. "Ben de gelebilir miyim? Komiserim lütfen."
"Olmaz. Sen burada kalıyorsun? Seni tehlikeye atamayız." Komiser çok ciddiydi.
"Hiç bir şey yapmadan geriden sizi izlerim. Lütfen komiserim."
Komiser dayanamadı. "Bak Yavuz seni uyarıyorum. Ekip arabasından kafanı çıkarmayacaksın."
"Tamam komiserim." Ekipler yola çıktı. Yavuz da ekip arabalarından birine binmişti. Tespit edilen adrese vardıklarında ise onları ne beklediklerini kimse bilmiyordu.
Adrese geldiklerinde görünmemek için başkomiserin belirlediği alana arabalar parkedildi. Depoyu çaprazdan görüyorlardı. Yavuz yerinde duramıyordu.
Aradan saatler geçti. Hiç bir hareketlenme yoktu. Polisler sabırla bekliyorlardı. Baş komiser bir süre gözetleyip birinin çıktığını görmek istiyordu. Yavuz meraktan çatlamıştı. Yanındaki memura sordu. "Memur bey ne zaman içeri gireceksiniz?"
Memur ifadesini bozmadan cevap verdi. "Başkomiser ne zaman derse."
"Off! Ya bir şey yaparlarsa ona." diye sitem etti Yavuz.
"Doğrudan giremeyiz. Baş komiser riskli görüyor. Depo büyük bir depo. Girişi ise bir tane. Bu yüzden biraz bekleyeceğiz.
Yavuz cevap vermedi. Daha fazla beklemek istemiyordu. Yanındaki memurdan gözlerini ayırmadan arabanın kapı kolunu tuttu. Hızlı bir şekilde açıp kaçtı. Depoya yöneldi.
Memur arkasından indi. Bağırdı. "Dur! Ne yaptığını sanıyorsun!" Arkasından gidemedi. Komiserin kesin emri vardı. Durumu komisere bildirmek için telsizi aldı.
"Başkomiserim Yavuz arabadan inip depoya yöneldi. Durduramadık. Ne yapalım?"
"Allah kahretsin! Adamlara boş yere rehine kaptıracağız. Benden haber bekleyin. Birazdan gireceğiz. Silah sesi gelirse beklemeden giriyoruz. Tüm ekipler anlaşıldı mı!"
"Anlaşıldı efendim."
***
YavuzKafama yediğim silah darbesi ile bayılmıştım. Kendime geldiğimde Tunç'un yanındaydım.Tunç'u sapasağlam gördüğüm için çok mutluydum. İkimizinde ağzında konuşmamızı engelleyen bezler vardı. Beni de onun yanına koyup aynı şekilde bağlamışlardı. Gözlerimiz birbirine kilitlenmişti. Gülümsüyorduk.
Adamların ters ters bize baktığını hissettim. "Ne yapıyor lan bunlar?" dedi içlerinden liderleri olduğunu düşündüğüm
Genç olanlardan biri cevap verdi. "Abi bunlar şey galiba?"
"Ne lan bunlar? Ne ayak?"
"İb..e bunlar abi. Baksana nasıl bakışıyorlar." Bu sözü ile gözümü ona diktim.
Ağzımdaki bez ile bir şeyler anlatmak istedim. Çok fazla konuşmaya çalışınca ağzımı açtılar. "Sensin lan o . Şerefsiz! Sen erkek misin lan şimdi! Bak elinde silahla bizi kaçırıp para dileniyorsun. Haysiyetine tüküreyim lan senin? Belki ben ib..eyim ama sen adam bile değilsin!" Ağzıma geleni saymıştım.
Lider olan yükseldi. " Ne diyorsun lan sen! Öldürürüm lan seni!" Silahı başıma dayadı. Tunç yerinde zıplamaya çalıştı. Kafamı yavaşça kaldırıp gözlerimi ona diktim. "Vur hadi! Beni vur. Hem paradan ol hem de ölene kadar hapislerde çürü." Kafama önceki darbeden daha hafif olsa da yine sert bir darbe geçirdi. İstemsiz bir nida çıktı ağzımdan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRDAN ADAM (GAY) (Tamamlandı)
Fiksi RemajaOdaya girdi.Oda rengarenk dizayn edilmişti ama genel havası hoşuna gitmişti.Kapının hemen yanındaki kıyafet dolabına yöneldi.Oda bu kadar geniş olmasına rağmen dolap neden kapının dibinde diye düşündü.Üstündeki gömleği çıkardı.Karşısındaki aynaya ba...