18.Bölüm

4.6K 275 206
                                    

Tunç , Simge ile Kerem'i henüz görmedi.Onların görme ihtimaline karşın Vildan ile samimi bir şekilde girdiler. Biraz yürüdükten sonra Kerem ile göz göze geldi. Ama arada mesafe vardı. Hiç bir şey demeden yanlarından geçip gitti. Simge başkası ile gördüğü için kıskanmıştı ama selam vermeden geçmesine şaşırmıştı.

"Abi , gördün mü?"

"Neyi gördüm mü?"

"Tunç geçti yanımızdan. Hem de kolunda bir kızla."

"Dikkat etmemişim."

"Ya nasıl etmedin. Yüzümüze baktı. Hem niye selam vermedi? Aramızda bir sorun yok ki."

"Seninle yok ama benimle var işte." Bunu mırıldanarak söyledi. Simge duymadı.

"Anlamadım?"

"Yok bir şey. Belki karanlıkta tanıyamamıştır."

"Ben gidip selam vereceğim. Cidden gördü mü , görmedi mi ? anlarız. "

"Simge boşver. Ne güzel eğleniyoruz."

"Ya bana ne. Bekle sen. Geleceğim hemen." Tunç'un yanına gitti. Çok kıskanmıştı. " Tunç , selam. Bizi görmedin mi?"

"Selam Simge. Görmedim. Karanlık ya."

"Anladım. Nasılsın?"

"İyiyim. Seni sormalı. Kimle geldin?"

"Abimle geldik. Morali çok bozuktu. Biraz kafasını dağıtsın diye geldik."

"Beter olsun şerefsiz." Çok kısık sesle söylemişti. "Selam söyle abine " Bunu Simge'nin duyacağı tonda söylemişti.

Simge , Tunç'un onu başından savmasına sinir olmuştu. Umursamadan konuşmaya devam etti." Arkadaşın kim? Daha önce yanında görmedim."

"Arkadaşım değil. Sevgilim kendisi. Hayatımın anlamı." Tunç yanındaki kızı yanağından öptü. Elini beline sarıp kızı kendine çekti.

Simge sinirden kuduruyordu." Ya öyle mi? Ne ara tanıştınız?"

"Tanıştık işte. Ne önemi var. Önemli olan şu an yanımda olması." Tunç daha da yaklaşıyordu Vildan'a. Onun da işine geliyordu. Yalandan bile olsa aşık olduğu adamın kollarındaydı.

Simge masaya olan mesafesini kapatmak için bir kaç adım atıp elindeki bardağı Vildan'ın üstüne döktü. " Tüh ya. Çok özür dilerim. İstemeden oldu."

"Simge!" Tunç bilerek yaptığını anlamıştı.

Vildan sinirlendi. Ama Tunç'un hatrına bir şey demedi." Tunç ben üstümü temizleyip geliyorum."

"Tamam aşkım."

"Aşkım mı?" Simge hala sevgili olduklarını kabul etmiyordu.

"Evet Simge. Neden şaşırıyorsun? "

"Tamam Tunç." Başka bir şey demeden arkasını dönüp gitti. İlk hedefinde başarılı oldu. Nasıl olsa Simge Kerem'e anlatacaktı. O zaman amacına ulaşacaktı.

***
Simge masaya geldiğinde suratı beş karıştı. "Hayırdır kız. Bana yüzün gülsün diyordun?"

"Abi, Tunç o beraber girdiği kız ile çıkıyormuş."

"Ne ! Çok yüksek sesle bağırıp ayağa kalkmıştı. O sırada masaya çarpıp bardakları düşürdü.

"Abi , sakin. Sana ne oluyor? "

"Ya saçmalama. Sen sinirlendin diye."

"Anladım abi. Kalk gidelim ya. Tadım tuzum kalmadı."

"Gidelim yavrum. Üzülme sen. Ben seni eve bırakayım. Sonra bir arkadaşıma geçeceğim."

"Tamam abi."

Yol boyunca konuşmadılar. İkisinin de morali çok bozulmuştu. Kerem eğer tek başına olsaydı, hüngür hüngür ağlayacaktı. Boğazında düğümlenen hıçkırıklar onu zorluyordu. Sonunda eve geldiler. Simge indi. Biraz uzaklaştıktan sonra Kerem'in sinirleri boşaldı. Bağıra bağıra ağlamaya başladı. Kafayı yemek üzereydi. Başkasıyla sevgili olmasını ne aklı ne kalbi kabul etmiyordu. Arabayı sürmeye başladı. Şu an tek istediği kafasını boşaltmaktı.

Arabayı durdurduğunda Furkan'ın evinin önündeydi. Arabadan inip kapıyı çaldı.

" Kimleri görüyorum? Sen bana uğrar mıydın?" Alaycı bir tavırla sormuştu.

"Furkan. Lütfen şu an üstüme gelme. Girebilir miyim?"

"Gir tabi. Buraya kadar gelmişsin. Seni geri mi çevireceğim."

"Teşekkürler."

İçeri girdiler. Kerem üçlü koltuklardan birine çöktü. "İçecek bir şeyler var mı?"

"Viski ? Votka ? Ne istersin?"

"Alkol istemiyorum. Alkol içince her şeyi mahvediyorum. Alkolsuz bir şeyler varsa lütfen."

"İyi bakalım. Dolapta kola vardı. Getireyim."

Furkan kolayı getirip Kerem'in önüne koydu. " Anlatacak mısın derdini? Yoksa böyle oturmaya mı geldin?"

"Her şeyi mahvettim. Onu kaybettim." O kadar üzgündü ki. Şu an içini boşaltmaya ihtiyacı vardı.

"Kerem sen ne anlatıyorsun?"

"Başlamadan biten hayatımın aşkını."

"Düzgünce anlat. Ya da yat uyu. Sinirlerimi bozuyorsun."

"Senle seks yaptığımız gece , bizi gören çocuk, Tunç. Ondan bahsediyorum."

"O gün biri bizi mi gördü?"

"Sen hatırlamıyorsun tabi. Çok içmiştin."

"Tek hatırladığım aniden beni üstünden atıp kalktığındı. Kusacaksın sandım. Sonra basıp gittin zaten."

"O gün bizi tuvalette gördü."

"Peki neden kaybettin? Sen sevgili miydin onunla?"

"Hayır, değildim. Zaten flört ediyorduk. Yani ben o elektriği aldığım için en azından. Karşılık veriyordu."

"Ya Kerem. Sen aşık olmazsın ki. En uzun süren ilişkin benimleydi. 7 ay sürdü. Zaten sevgili bile değildin. Unutabilirsin"

"Bu sefer çok farklı. Gerçekten aşık oldum."

"Ah be Kerem.sen ciddisin. Yani o gün aramızdaki şeye ben seni zorlamadım. Karşılıklı istedik."

"Seni suçlamıyorum zaten. Konuşmaya ihtiyacım vardı. O yüzden geldim. Kabul ettiğin için teşekkürler."

"Ne demek.Sen geç içeride uzan istersen. Ben burada uyurum."

"Yok rahatını bozma benim için. Buraya kıvrılıp uyurum." Ayaklarını da koltuğun üstüne alıp uyuma pozisyonuna geçti. Biraz sonra da uykuya daldı. Uyuduğunu gören Furkan üstünü örttü.

***
"Vildan bu gece için çok teşekkür ederim."

"Ben de. Uzun süredir çıkmıyordum."

"Artık gidelim mi? Sabah ders var. Geç kalmayalım."

"Olur minnoşum. Kalkalım."

"Bu minnoş nerden çıktı ya? Sürekli minnoş diyorsun."

"Bilmem ki. Çok tatlısın. İçinden geliyor."

"İyi hadi gidelim. Evine bırakayım seni."

Mekandan çıktılar. Tunç önce Vildan'ı eve bıraktı. Sonra da kendisi eve geçti. Kerem'in tepkisini çok merak ediyordu. İçten içe mesaj da bekliyordu. Ama gelmeyecekti. Üstünü değiştirdikten sonra yatağa girdi. Kerem'e ne kadar kızsa da hala aşıktı. Derince bir iç geçirdi. "Ulan Mert. Tutamadın uçkurunu. Seninle harika bir çift olabilirdik. Ömrümü verirdim sana." Tunç kendi kendine konuşuyordu. Gözlerinden akan iki damla yanaklarına indiğinde Kerem ile olan az ama güzel anıları düşünüyordu. "Keşke yapmasaydın. Keşke..."

***
Nasıl gidiyor? Bir şeyler diyin lütfen ☹️ Büyük sürprizler yakında.

SIRDAN ADAM (GAY) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin