24.Bölüm

3.9K 237 82
                                    

Kerem ellerini çekip Tunç'a sokulunca Sercan ciddiyetle bağırdı. "Ellerinizi bırakmayın! Sakın bağı koparmayın. Gelen ruh burada hapsolursa , sonsuza kadar bu evde kalır." Işıklar kapalıydı. Simge sırıtıyordu. Sercan ise gözler onda olduğu için ciddiyetini bozamıyordu. Sercan ilk geldiğinde kapıyı açmaya Simge gitmişti. Yukarı çıkmadan Sercan ile anlaşmıştı. Tunç ve Kerem'e şaka yapacaklardı. Aşağıdaki sesleri ise Simge'nin bir arkadaşı çıkarıyordu. Simge oyun oynayacaklarını öğrendiğinde bu şakayı planlamıştı. O yüzden bir arkadaşını çağırmıştı. Anahtarı ise kapının dışında bırakıp arkadaşının eve girmesine yardımcı olmuştu. Sercan ise planda yoktu ama tamamen doğaçlama olarak şakaya dahil olmuştu.

Kerem çok korkmuştu. Korktuğu için Tunç'a yakınlaşma fırsatını kaçırmıyordu. "Aşkım bu ruh beni yer mi?"

"Mert saçmalama. Ruh bu. Zombi mi?"

"Sakın gitme yanımdan."

"Az önce ahkam kesiyordun. Çağırın diyordun. Ne oldu cesur çocuk?"

"Vallahi şu an hiç kabadayılık yapamayacağım. Altıma sıçıyorum."

Tunç gülmesini engelleyemedi. Kerem'in çenesini okşadı.

Sercan ciddiyetle,  gözleri kapalı ayine devam ediyordu. " Ey ruh ! Artık geldin. İşareti verdin ! Sana soracağımız sorular var!" Bağırarak konuşuyordu. Amacı alt kata sesini duyurmaktı.

Tunç bir yandan kolunu sıkan Kerem'in elini tutuyordu. "Lan niye bağırıyorsun? Zaten korkuyoruz."

"Kanka bozma ayini. Bağırmam lazım. Ruh kendini bizden üstün görmemeli." Bu saçmalığa Simge bile gülmüştü. Ama Tunç ve Kerem korktuğu için mantıklı olup olmadığını düşünemiyorlardı. Sercan aniden titremeye başladı. Daha sonra kendini sandalyeden yere attı. Karanlık onları daha da ürküttüğü için korkudan adrenalin seviyeleri tavan yapmıştı.

Kerem dehşete düşmüştü. Tunç ise onu sakinleştirmeye çalışıyordu. " Sakin ol hayatım. Dalga geçiyor sanırım." Sercan kendisini oradan oraya atıyordu.

Simge söze girdi. "Ruh kontrolden çıktı. Ne yapacağız?"

Sercan bir anda durdu. Yüzü yere doğru kapalıydı. Kerem'in kalp atışları iyice hızlandı. " Tunç , gidip bakar mısın? Ben öleceğim yoksa."

"Tamam sakin ol bir tanem. Şimdi bakacağım."

"Allah'ım ben bu kadar kötü bir kulun muyum? Sevdiğim adam bana harika sözler söylüyor , ben korkudan bir şey yapamıyorum."

Tunç sırıttı. "Şu hâlde düşündüğün şeye bak." Saçlarını karıştırıp Sercan'a doğru yürümeye başladı. Simge ise dikkatle ve sırıtmasını engelleyerek onları izliyordu.
Tunç , Sercan'a iyice yaklaşmıştı. Kafasına doğru eğilerek yüzünü kontrol etti. Hiç bir hareketlilik yoktu. Eliyle omzunu dürttü. Hala bir hareket yoktu. Tunç yerinde doğruldu. Yüzünü Kerem ve Simge'ye doğru çevirdi. " Ben anlamadım. Nefes alıyor ama kımıldamı-" Tunç sözlerini bitirmeden Sercan kulakları tırmalayan bir sesle bağırarak Tunç'un ayağına sarıldı. Tunç ani gelen bu hareketle korkudan ayağını çekmeye çalışırken bağırdı. " Kerem kurtar beni aşkım. İmdat ! " En başından beri soğukkanlılığını koruyan Tunç artık korkusunu saklayamadı.

Kerem ise ondan daha çok korkuyordu. Ama sevdiği çocuğu ruhlara yediremezdi. " Geliyorum aşkım. Beyzbol sopasını alıyorum. Kurtaracağım seni."

Beyzbol sopasını duyan Sercan , Tunç'un ayağını bırakıp geri çekilerek ayağa kalktı. " Dur lan dur ! Allah'ın manyakları. Beni öldürecekler."

Simge dayanamadı. Kahkahalarla boğulmuştu. Önce odanın ışığını açtı. Sonra kendini yatağa bıraktı. " Ay ! Karnım ağrıdı. Çatlayacağım. Allah'ın ödlekleri. Sıçtılar altlarına. Kahkaha krizine Sercan'da katıldı. " Allah'ım neden dünyanın en korkak iki saftiriğini sevgili yaptın. Deliriyorum. Sercan yerde , Simge yatakta katıla katıla gülüyordu.

SIRDAN ADAM (GAY) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin