40.Bölüm

2.7K 154 122
                                    

Tunç

(2 hafta sonra)

Yavuz ile tanıştığımızdan beri neredeyse her gün görüşüyorduk. Daha önce planladığımız hayvan hastanesi için gerekli izinleri aldık. Binayı tuttuk. Gerekli teçhizatın siparişini verdik. Binanın bakımı ve temizliği kalmıştı. Bunun için de bir boyacı ustası ile anlaştık. Boyacı ustası ekibi ile gelecekti. Çünkü bina çok büyüktü ve bir sürü odası vardı. Yavuz boyaya yardım edip işleri hızlandırabileceğimizi teklif edince eğlenceli olacağını düşünüp kabul ettim. Birazdan beni almaya gelecekti. Beraber tuttuğumuz binaya boyaya gidecektik. Yavuz ile iyi anlaşıyorduk. Aramızdaki olayın ne olduğunun adını koymamıştık ama o sabırla benden hamle bekliyordu. Farkındaydım. Mert'i iyice hayatımdan ve aklımdan çıkarmaya başlamıştım. Sanırım Yavuz bana iyi geldi. Telefonumun titremesi ile daldığım düşüncelerimden kurtuldum. Yavuz geldiğini ve kapıda beklediğini haber etti. Hazır olduğum için hızlıca çıktım. Arabaya yürürken bana gülümsediğini farkedip istemsizce ben de gülümsedim.

"Selam , nasılsın?" Samimi sesi ve bakışları çok sıcaktı.

"İyiyim canım. Sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim. Vakit kaybetmeden gidelim." Dedi. Arabayı çalıştırdı.

Binanın önüne geldiğimizde inerken binayı süzmeye başladım. Gerçekten bakıma ihtiyacı vardı. İlk iş boyayı hallettikten sonra pencerelerin ve kapıların değişimiyle bir şeye benzeyebilirdi.

Yavuz da indikten sonra sık sık yaptığı gibi gelip koluma girdi. " Hadi tembel. Başlayalım. Çok işimiz var."

Güldüm. Böyle takılmaları beni mutlu ediyordu. Enerjisi bana iyi geliyordu.
"Yarım saat sonra ağlamaya başlama da."

"Göreceğiz kim ağlayacak." Gülüşerek içeri girdik.

Boyacı ustası ve ekibi işe başlamıştı. Biz de boyaları ve tulumları alıp ofis olarak kullanacağımız odayı boyamak için odaya girdik. Üstümüzü değiştirmemiz gerekiyordu. Yavuz pis pis sırıtıyordu." Neden sırıtıyorsun öyle?" Gülerek sormuştum.

"Hiç!" Deyip sinsi sırıtışını saklamaya çalıştı. Önce gömleğini çıkardı. Ben ise onu izliyordum. "Soyunmamı izleyeceksin sanırım."

"Daldım ya pardon." Cidden çocuk giyinirken sapık gibi gözlerimi dikip dalmıştım.

"Sana görsel bir şov izleteceğim merak etme."

Vücuduna güvenmekte haklıydı. Geniş omuzları ve kolları vardı. Göğsü abartılı değildi ama yakışmıştı. "Havalara bak. Bir sen de vücut var zaten." Ben de üstümü çıkardım.

"Vay! Bu güzellikleri insanlardan gizlemeye hakkın yok ama." İltifat ederek yanıma gelince istemsiz heyecanlanmıştım. Yanımdan geçip üst üste duran tulumlardan birini aldı. Giyindiği yere dönerken ayağımdan yukarı doğru gözleri ile beni süzdü. "Analar neler doğuruyor be?"

Sürekli yaptığı iltifatlardan olsa da üstüm çıplakken yapması utandırmıştı.
"Senin kadar olamam. İki oda bir salon omuz var. Maaşallah!"

Pantolonunu çıkarınca yutkundum. Ulan nasıl squat yaptıysa kalçaları taş gibiydi.
"Götüme baktığını biliyorum." Demesiyle irkildim.

"Oha ! Ne ilgisi var ya? Gözüm takıldı."

"Kesin öyledir." Üstünde sadece boxer ile üstüme gelince yine yutkundum.

Benim üstüm çıplaktı ve altımda pantolonum vardı. Benimle arasındaki mesafeyi kapatıp elini kemerime atınca sessizce konuşabildim. " Ne yapıyorsun?"
Şaşkınlığımı gizleyemedim.

SIRDAN ADAM (GAY) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin