49.Bölüm

2K 142 81
                                    

Tunç

Yavuz'un bütün neşesi kaçmıştı. Bir sorun olduğu belliydi. Galiba Atakan'a çok sert davrandım. Ama onun da eli ayağı durmuyordu. Hazırladığım kahvaltılıkları masaya koydum. Yavuz'un yanına geldim. Yumurtaları on dakikadır çırpıyordu. Dalıp gitmişti. Elimi elinin üstüne koyup durdurdum. Kafasını bana döndü. "Hayatım bir sorun mu var?" diye sordum.

"Ha? Yok aşkım. Ne olacak." Bir şeyler saklıyordu.

"Benden bir şey saklamana gerek yok. Söyler misin? Atakan'a çok sert davrandım ona mı kızdın?"

Gülümsedi. Elini yanağıma koydu. "Yok aşkım. O haketti merak etme."

İki elini ayrı ayrı ellerimin arasına alıp tüm vücudunu bana çevirdim. " Söylesene o zaman."

"Aslında..." Bir şeyler olduğu konusunda yanılmamıştım.

"Hayatım söyler misin ? Lütfen."

Gözleri doldu. "Ben... Off..." Konuşamıyordu. Kelimeler boğazında düğümleniyordu. Daha fazla tutamadı. Kendini bıraktı. Gözyaşları hızlıca yanakları ile buluştu.

Onu kollarımla sımsıkı sarıp boynundan öptüm. "Neyin var hayatım?"

"Nasıl söylesem bilmiyorum. Benden şüphe etmeni istemediğim için söylemek istemiyorum."

Kafamı geriye çekip yüzüne baktım. Elimin arkası ile gözyaşlarını sildim. "Söyle gitsin kurban olduğum. Ağlama yeter ki." Benim de gözlerim dolmuştu.

"Yarın eski sevgilimin ölüm yıldönümü. Onun mezarını ziyaret etmek istiyorum. Ama bunu yanlış anlamandan korkuyorum. Amacım ziyaretten başka bir şey değil. Bir nevi benim yüzümden öldü. O benim geçmişim ve bunu değiştiremem. Onu çok sevmiştim. Ama seninle birlikte olduğumuz günden itibaren kalbimde sen varsın. Lütfen bana inan."

Gözlerine baktım. Kirpiklerimde biriken gözyaşlarımı daha fazla tutamadım. Tekrardan onu kendime çekip dudaklarından uzun uzun öptüm. Yüreği o kadar temiz ve güzeldi ki. Kıyamıyordum ona. "Elbette gideceksin. Gidip onunla konuş. İçini dök. Bunun için sana kızar mıyım hiç? Kalbi güzel sevgilim."

Bu tepkimden sonra tekrar bana sarıldı. Gözyaşlarını omzumda hissettim. "Seni çok seviyorum."

"Ben de seni çok seviyorum." dedim.

Duyduğumuz alkış sesi ile aynı kafamızı mutfağın girişine çevirdik. Atakan da gözleri yaşlı bize doğru koştu. Kollarını açarak ikimize birden sarıldı. "Siz ne kadar harika insanlarsınız böyle."

Sarılma partisi bitince masaya geçip kahvaltı yaptık.

***
Yavuz

(Bir gün sonrası)

Mezarlığın girişinde arabayı durdurup indim. Gelirken aldığım mavi orkideyi de yanıma aldım. Mezarlıklara bir sürü çiçek bırakılırdı ama orkide bırakıldığını hiç görmedim. Ama o çok severdi. Her geldiğimde ona mavi orkide alırdım. Ezbere bildiğim yollardan geçip onun mezarına vardım. Yanına oturdum. İlk zamanlar her gün gelirdim. Psikolojik tedavi sürecince doktorum gelmemi yasakladı. Buraya geldikçe yaramın kapanmayacağını söylerdi. Her şeyi tam anlamıyla kabullendikten sonra tekrar gelmeye başlamıştım. Tunç hayatıma girdiğinden beri ilk defa geliyorum. Sanırım Tunç bana iyi gelmişti. Tunç'tan önce bir sürü insan çıkmıştı karşıma. Boşlukta olduğum için acımı onlarda unuturum diye onlarla konuştum. Ama bir çoğu amacı seks olan uçkur düşkünüydü. Onlardan zaten hemen uzaklaşıyordum. Ciddi olanları da sevemedim. Ta ki Tunç'a kadar...

SIRDAN ADAM (GAY) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin