Tunç
Çalan telefonumun sesiyle irkilerek uyandım. Yanımda mışıl mışıl yatan Mert'e baktım. Melek gibi uyuyordu. Telefonun ekranına baktığımda halam'ım aradığını gördüm. Bu kadar erken aramasına anlam veremedim. Ama bir yandan da korkuyordum. Telefonu açtım.
"Efendim hala?"
"Tunç , neredesin oğlum?" Sesi titriyordu. Ağlamış gibiydi.
"Arkadaşımdayım hala. Gece ders çalıştık geç olunca burada kaldım. Bir sorun mu var?"
"Oğlum...?" Nefesi kesildi. Konuşamadı. Ben iyice endişelenmeye başladım.
"Hala , lütfen söyler misin ne oldu?" Artık benim de sesim titremeye başladı.
"Tunç acil bizim semtteki devlet hastanesine gel."
"Hala ne oluyor?" Bağırmaya başladığım için Mert uyandı.
"Hayatım ne oluyor?" Kısık sesle sormuştu. O an halama odaklandığım içim elimle susmasını ister gibi bir işaret yaptım.
"Sorma oğlum. Bunu sana söyleyecek gücüm yok. Hastaneye gel."
"Hala biri-" sözüm bitmeden telefon kapandı. Birine bir şey oldu ama kime? Benim annem , halam ve kardeşimden başka kimim vardı ki? Uykusu açılan Mert hala şaşkın bakışlarla yüzüme bakıyordu. Gözlerim dolmuştu. Konuşacak halim yoktu. Ama hemen hastaneye gitmeliydim. Bir an duraksadım. Mert'in sesi ile kendime geldim.
"Tunç! Tunç! Neyin var? Neden ağlıyorsun?"
"Mert beni hastaneye götürür müsün?" Daha fazla cümle kuracak dermanım yoktu. Mert başka bir şey dememi beklemeden ayağa kalkıp kolumdan tuttu beni.
"Hadi gidelim. Adresi yolda tarif edersin."
Üstümüzü bile değiştiremedik. Eşofmanlarla bindik arabaya. Yolu tarif etmek dışında konuşmadım. Mert ise sabırla anlatmamı bekliyordu. Kalbim sıkışmaya başladı. Anneme mi bir şey oldu? Yoksa kız kardeşime mi? Lütfen ciddi bir şey olmasın. Düşünceler içinde hastaneye vardığımızda. Hızlıca indim. Halamın numarasını bulup çevirdim. Mert'e uzattım. Konuşacak halim yoktu.
"Alo efendim ben Tunç'un arkadaşıyım. Kendisi konuşamıyor. Kaçıncı kattasınız."
Gelen cevapla telefonu kapatıp bana döndü. "Hadi Tunç. Yoğun bakıma gidiyoruz." Bu duyduğum cümle ile gözlerim karardı. Gerisini hatırlamıyordum.Gözlerimi açtığımda başımda halam ile Mert'i konuşurken buldum. Kendime geldiğimde yerimden kalkmak istedim ama halam eliyle omzuma bastırdı.
"Dur oğlum. Kalkma. Şu an kalkamazsın. Zaten kalksan da elinden bir şey gelmez."
Halam tanıdığım en soğukkanlı insanlardan biriydi. Ona rağmen sesi titriyordu. Babamın cenazesinde bile ağlamamıştı. Ama cenazeden sonra yanına gittiğim bir gün camdan hüngür hüngür ağladığını görmüştüm.
"Hala kalbim yerinden çıkacak. Artık söyler misin ne olduğunu?"
"Oğlum. Sabaha karşı... Annenler uyurken... Yangın çıkmış."
Ayağa kalkacak dermanı kendimde bulamadım. Mert duyar duymaz yanıma oturup elimi tuttu. " Hala ne diyorsun. Nasıl olmuş?"
"Bilmiyorum oğlum. İnan hiç bilmiyorum. Annenin komşusu Neriman teyze sabah namaza kalkmış. Kalkınca sizin evden yükselen alevleri görmüş. Hemen itfaiyeyi aramış. Sonra da beni aradılar. Annen ile kız kardeşini içeriden çıkardılar. Çok ağır yanıkları var oğlum. Durumları çok ciddi. Metin olmalısın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRDAN ADAM (GAY) (Tamamlandı)
Teen FictionOdaya girdi.Oda rengarenk dizayn edilmişti ama genel havası hoşuna gitmişti.Kapının hemen yanındaki kıyafet dolabına yöneldi.Oda bu kadar geniş olmasına rağmen dolap neden kapının dibinde diye düşündü.Üstündeki gömleği çıkardı.Karşısındaki aynaya ba...