65.Bölüm

1.5K 115 189
                                    

Tunç

Kapıyı açtığımda bütün neşem solup gitti. İki adım arkamdan gelen Yavuz da gelen kişiyi görünce benimle aynı tepkiyi vermişti.

"Mert senin ne işin var burada?" Sakinliğimi korumaya çalışıyordum.

"Konuşabilir miyiz?" dedi. Üzgündü.

"Mert ne konuşacağız? Sen Yavuz'un evini nasıl öğrendin? En son görüşmemizde bu konuyu kapattığımızı düşünüyordum." dedim.

Yavuz'un morali bozulmuştu. Ona baktım. Gözlerimle anlatmaya çalıştım benim bir şeyden haberim olmadığını. "Tunç aşkım ben içerdeyim. Konuşman bitince çıkarız. Aile yemeğine geç kalmayalım." Gözlerini Mert'e dikerek konuşmuştu. Sonrasında ise içeri girdi.

Kollarımı bağlayıp sırtımı kapının kenarına dayamıştım. "Dinliyorum Mert. Konuşmak istiyordun? Konuş ama lütfen bu son olsun."

Başını öne eğdi. "Tunç biliyorum ki çok kötü ayrıldık. Evet yaptığım affedilir şeyler değildi. Ama inan seni çok seviyorum. Bize bir şans daha veremez misin?"

"Mert... Ben hastanede ağır travmalar atlatırken gidip o Furkan denen eski sevgilin ile düşüp kalktın. Ben senin sevgine nasıl inanayım. Senin iradene sahip çıkmak ile alakalı bir sorunun var. Hem bu saatten sonra bize şans ver diyorsun ya. Yavuz ile kendimize bir hayat kurduk. Herşey gayet iyi gidiyor. Ciddiyiz. Neden senin için onu bırakayım. Yavuz'un benim için neler yaptığını biliyor musun? Hayatını tehlikeye attı. Gözünü bile kırpmadan"

Yüzüme umutsuzca baktı. "Çünkü ben senin ilk aşkınım. İlkinim. Her şeyi benimle öğrendin. Çok güzel günler geçirdik. Zor zamanında yanında ben vardım"

"Evet güzel zamanlarımız oldu. Kabul ediyorum. İlkleri seninle yaşadım. Ama biliyor musun? İlk değil sonlar önemlidir. İlkler hayatından gitmişken sonlar yanındadır. Yalnız bir istisna vardır. O da hem ilk hem de son olabilmektir. Sen bunu bizden aldın. Bizi sen bitirdin. Ben Yavuz'u seviyorum. Hem de hiç hissetmediğim duygular ile. O yüzden tekrardan karşıma çıkma."

O sırada yanımıza gelen adamı geç fark etmiştim. "Efendim ben Nihal Hanım'ın şoförüyüm. Sizi almam için gönderdi."

Mert şaşkınca adama baktı. "Babaannen burada mı?"

"Evet. Birlikte akşam yemeği yiyeceğiz."

"Hem de Yavuz ile." diye sordu.

O sırada Yavuz geldi. "Hayatım bitti mi konuşman?"

"Bitti aşkım." Yavuz'un dudağına uzandım. Uzun bir öpücük kondurdum. Geri çekildiğimde Yavuz şaşkınca suratıma bakıyordu. Şoför ise kafasını çevirmişti. Mert ise hayal kırıklığı ile bize bakıyordu. Normalde tanımadığım insanların içinde öpüşmeyi ,el ele tutuşmayı pek beceremediğim için Yavuz çok şaşırmıştı. Ama sırıtıyordu. Mert hiç bir şey demeden çıkıp gitti.

***
Şoför arabayı durdurduğunda şoföre teşekkür edip arabadan indik.  Geldiğimiz mekan boğaz manzaralı, ultra lüks bir yere benziyordu.

Yavuz mekanı baştan aşağı süzdükten sonra bana döndü. "Aşkım  babaannen olmasa bu mekanın yanından geçemezdik. Biliyorsun değil mi?"

Sırıttım. "Saçmalama hayatım. Yanından geçerdik ama içeri giremezdik."

Gülüştükten sonra kapıya geldik. Görevli bizi güler yüz ile karşıladı. "Efendim rezervasyonunuz kimin adınaydı?" diye sordu.

"Nihal Çetinoğlu." dedim.

Adamın gülümsemesi genişledi. İçeriden birini çağırdı. "Buyrun efendim. Sevil Hanım size eşlik edecek." Yanımıza gelen uzun boylu ,mini elbiseli alımlı bir kadın bize masaya kadar eşlik etti. "Bir isteğiniz var mı efendim?"

"Biz Nihal Hanım'ı bekliyoruz. Çok teşekkür ederim." dedim.

"Bugün sizinle özel olarak ben ilgileneceğim." dedi.

Etrafıma kısa süreli göz attığımda tüm garsonların tek düze bir elbise ile servis yaptığını görünce babaannemin fiyakasını bir kez daha anladım. Koca restoranda o kadar garson varken bu kadın bizimle özel olarak ilgilenecekti. Giyimi ve duruşu ile önemli bir mevkisi olduğunu belli ediyordu.

Yavuz ile sohbet ederken gözüm kapıya kaydı. Halam ve babaannem kol kola içeri girdiler. Babaannemi hiç bu kadar şık gördüğümü hatırlamıyordum. Genelde sade giyinirdi. Her zamanki zarafeti ile insanları kendine baktırıyordu. Masaya geldiklerinde ayağa kalktık. Sarılıp oturduk.

Babaannem masamıza yakın bir yerde bekleyen az önceki kadını kafasını sallayarak çağırdı. Siparişler verildi.

Bir yandan yemek yerken , bir yandan sohbet ediyorduk. "Evet gençler. Gelecek için planınız nedir?" diye sordu babaannem.

"Şey... Yani ne anlamda babaanne?" dedim.

"İkinizin de bir işi var. O konuda sıkıntı yok. Peki evlenmeyi düşünüyor musunuz?"

Yediğim yemek boğazıma kaçtı. Öksürmeye başladım. Halam sırtıma vurdu. Suyu uzattı. "Anne öyle sorulur mu?" dedi sırıtarak. Yavuzla göz göze geldiğimde dudaklarını birbirine bastırarak yüzünü buruşturduğunu gördüm.

Babaannem bu halimize güldü. "Oğlum sakin. Ben diyorum ki Avrupa'ya taşının. Malum Türkiye'de evlenemezsiniz."

Şaşırma sırası Yavuz'daydı. İçtiği şarabın bir kısmını püskürterek geri çıkardı. "Çok özür dilerim. Afedersiniz." dedi.

Halam devreye girdi. "Anneciğim çocuklar şok üstüne şok yaşıyor. Öyle sakin sakin pat diye söylüyorsun." İkisi gülüştüler. Halam bize döndü. "Çocuklar annem hem rahatınız hem de daha geniş imkanlar için Avrupa'ya taşınmanızı istiyor. Yavuz'un ne kadar yetenekli bir veteriner olduğundan bahsettim. Avrupa'da çok iyi yerlere gelebileceğini söyledi. Senin geleceğini de çok parlak görüyor. Vakıf ve klinikteki başarılarını zaten biliyoruz."

Yavuz ile göz göze geldik. Halam ve babaannem bize bakıyorlardı. Bizden bir cevap bekliyorlardı. "Harika bir teklif olduğu şüphesiz ama vakfı ve kliniği bırakıp gitme fikri zor gelebilir bize." dedim.

"Sorun yok. İstediğiniz kadar düşünün çocuklar. Siz evet dedikten sonra Avrupa'da istediğiniz ülkenin istediğiniz şehrinde eviniz ve işiniz hazır olacak." dedi babaannem.

Tatlıları da yedikten sonra kalkma zamanı gelmişti. Babaannem bizi bir yere götüreceğini söyledi. Kalkmaya hazırlanırken gözüm kapıya takıldı. Görevliler birini zaptetmeye çalışıyordu.
"Efendim randevusuz giremezsiniz." dedi görevlilerden biri. Kimi tutmaya çalıştıklarını ilk başta göremedim. Adamları aştığında üstümüze doğru gelen kişi bütün gecemizi mahvedecekti.
Sinirle kalktığım sandalyeye tekrar oturdum. Başımı ellerimin arasına aldım.
"Lanet olsun Mert. Çık git hayatımdan." diye kendi kendime söylendim. Kafamı kaldırdığımda halam , Yavuz ve babaannem şaşkınlıkla olanları izliyordu.

***
Umarım beğenirsiniz ♥️ Gelecek bölümü kısa sürede atacağım. İyi okumalar

SIRDAN ADAM (GAY) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin