Öncelikle merhaba.
Dönüm noktası dediğim bölümlerden birine gelmiş bulunmaktayız.
Bugüne kadar yanımda olan, bu kitabı okuyup bana destek olan herkese çok teşekkürler.Kitabın her yeni okuyucusunda nasıl heyecanlandığımı,
her yorumunda nasıl mutlu olduğumu
anlatamam size.Desteğiniz için sonsuz teşekkürler.
İyi ki varsınız♡O zaman bölüme geçelim. İyi okumalar.
Bu arada bölümün ilerleyen kısımlarında, içinizden geldiği gibi sövmek serbest.
(Ne olur bol bol sövün)Her neyse iyi okumalar♡
***
30.BÖLÜM
''Merhaba eğer sorun olmazsa şu dergiyi imzalar mısın?'' kafamı kaldırıp bu soruyu soran çocuğa baktım. En fazla 16 yaşında ve yaşına göre de yakışıklı bir çocuktu. Kafamı onaylar şekilde sallarken uzattığı dergiyi elime aldım.
''Oturabilirsiniz.'' dediğim zaman masanın yanındaki sandalyelere oturdular. Gözümü dergilerde dolaştırdım. Geçen aylarda şampiyon olduğum döneme ait bir magazin dergisiydi. Dergileri imzaladıktan sonra başımı kaldırıp ''Bugün basketbol takımının antrenmanı var mı biliyor musunuz?'' dedim. Sabahtan beri Yamaç yoktu. Telefonuna da ulaşamamıştım.
''Derslerden sonra var galiba.'' diye yanıtladı beni sarışın olan çocuk. Kafamla onları onaylayıp dergileri bıraktım. ''Boksa ilgili misiniz?'' sorusunu yöneltttim çocuklara. Başlarını aynı anda sallayıp, heyecanla konuşmaya başladı sarışın olan ''Liseyi bırakıp boksör olmak isterdim. Ama ailem izin vermedi ben de liseyi bitirip boksör olmaya karar verdim.''
''Ben de asla boks maçlarını kaçırmam. Hatta Kafkas ile bile tanıştım.''
Aktuğ Çağlar nam-ı diğer Kafkas. 24 yaşındaki Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu. Uzun zaman idolüm olmuş biriydi. Çok yakından takip eder antrenmanlarını ve maçlarını asla kaçırmam. Ama halen tanışamamış olmam da içimde kalan bir uktedir açıkçası.
''Tanışmana çok sevindim. Doğrusu ben de çok tanışmak isterdim.'' dedim dürüstçe.
Hadi hadi yeme bizi belki akrabası falandır beni tanıştırır dedin içinden.
''Şans eseriydi ama hayatımın en mutlu anıydı.''
''Öyle olmalı.'' ardından aklıma gelen şeyle çocuklara ''Boksla ilgileniyorsunuz ama ben sizi neden hiç boks derslerinde görmedim.'' Dedim.
Evet bütün okulun boks derslerine giriyordum.
Çocuklardan sarışın olan gülerken, diğer esmer çocuğun yüzü düşmüştü. ''Ben yüzme bilmiyorum. Daha doğrusu su korkum var ve 9. ve 10. Sınıfta da mecburi yüzme dersi var o yüzden biz de spor dersleri yerine kütüphane gibi sıkıcı ama güvenli etütlerle ilerliyoruz.''
Kafamı anladığımı belli eder şekilde salladıktan sonra bakışlarımı son kez kantinde gezdirdim. Yamaç yoktu. Aynı zamanda Berkay ve Atalay da yoktu. Masaya yeni birinin oturması ile gözlerimi yanımdaki sandalyeye çevirdim. Nur elinde iki tane büyük boy kahve ile yanıma oturmuş kahveyi önüme itiyordu. Kahveyi elime alıp kokusunu içime çektim. Kahve. Sadece düşüncesiyle bile gözümde kalp çıktığına emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR
Teen FictionBazen hayattaki yerinizi sorgularsınız. Kim olduğunuzu ya da kim olmak istediğinizi. Ne kadar hayatınızı kendi başınıza yönetmek isteseniz bile ne seveceğiniz adamı, ne de geçmişinizini seçebileceksiniz. Ben Aliva Gürsoy; Dünya Boks Şampiyonu olabi...