Merhaba, nasılsınız? Dilerim iyisinizdir.
Bu arada yeni kurgum Seremoni'ye bakmanızı tavsiye ediyorum.
Yeni bir bölüm ile buradayız.
Yorum ve oylarınızı esirgememeniz dileği ile iyi okumalar ♡
40.BÖLÜM
"Aliva Gürsoy'un akıl sağlığının kontrol edilmesini istemişsiniz?" diyen görevliye baktım ardından da şaşkın suratımla Pınar'a.
Akıl sağlığımın yerinde olmaması mı?
Bu çok, çok fazlaydı.Gelen sesin rahatsız edici tınısı kulağımı tırmalarken ''Evet'' sesi yükseldi salonda.
Kurul bölümünde oturan üç adama ve sağımda kalan Pınar'a baktım. Ardından da Ahmet hocamın mesajı yankılandı kulağıma "Eğer istemediğin bir şey yapmak zorunda olursan hiç zorlama. Senin çift vatandaşlığın var ve İngiltere hâlâ seni kendi adına ringde görmek istiyor." Yapmak zorunda olduğum hiçbir şey yoktu.
''Peki bunu neye dayanarak ileri sürdün?'' dedim tek kaşımı kaldırarak.
''Dünya Finallerini.'' sesi cüretkardı, sesi gel benim ağzımı yüzümü dağıt der gibiydi.
''Ben o maçta zaten normal değildim.''
''Anlamadım Aliva Hanım.'' sesi Kaleli yöneticisinden gelmişti. Derin bir nefes verdim ''Anlaşılmayacak bir şey yok. Ben o maçta zaten normal değildim. Ama yine de aldım ben o maçı. Sorun ne?''
''Sorun sizin kendinize hakim olup olamayacağınız.''
''Bakın anlamıyorsunuz. Benim o maçtan 15 dakika önce annem ve babam öldü. Final maçına çıkmadan ben ölüm haberlerini aldım. Ama yine de havlu atmadan o maça çıktım çünkü siz bana güvenmiştiniz, Federasyon bana güvenmişti, sırf bu yüzden çıktım ben o maça. Eğer beni bu yüzden suçlayacaksanız diyebileceğim bir şey yok. Suçlayabilirsiniz.''
Odadaki herkesin bakışları üzerimdeydi. Not alan adam bile kağıt kalemi bırakmış bana bakıyordu. ''Başınız sağ olsun, bilmiyorduk.''
''Teşekkürler.'' hiç önemli değil.
''Aslında bir konu daha vardı. Yarın müsaitseniz Federasyona gelin konuşalım.'' kafamla onayladım ve ''Yarın konuşabiliriz, evet.'' dedim ve çantamı aldım, son kez Pınar'a ve kurula bakıp çıktım.
Asansöre bindiğim zaman zemin kata basıp, başımı geriye attım. Yarın Federasyon'dan ayrılmamı mı isteyeceklerdi? Ya da direkt kovacaklar mıydı beni? Asansör kapısı açıldığı zaman asansörden çıktım ama dalgınlıkla ineceğim yere bakmamıştım. Başımı kaldırıp nerede olduğuma baktım. Cidden mi?
Zemin kat, otopark mıydı? Derin bir nefes verip otoparkın çıkışına doğru yürümeye başladım. Kayra'yı arayacaktım fakat telefonum çekmedi. Otopark fazlasıyla büyüktü ve ben bir ucundaydım, çıkış bir ucundaydı.
''Naber ya,'' sesini duyunca kaşımı çatıp sesin geldiği tarafa baktım. Üç kişi vardı benim yaşlarımda ve gayet sulu tiplerdi. Göz devirip yürümeye devam ettim. ''Cevap verseydin güzellik.''
Sinirimi atmanın harika bir yolu. Kesinlikle sinirimi atmanın en iyi yolu. Ama daha bugün burada dengesizliğim sorun olmuşken, otoparkta üç kişiyi dövemezdim ya da döverdim. Kime ne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR
Teen FictionBazen hayattaki yerinizi sorgularsınız. Kim olduğunuzu ya da kim olmak istediğinizi. Ne kadar hayatınızı kendi başınıza yönetmek isteseniz bile ne seveceğiniz adamı, ne de geçmişinizini seçebileceksiniz. Ben Aliva Gürsoy; Dünya Boks Şampiyonu olabi...