64. BÖLÜM

207 16 143
                                    

Yorum ve oy atmayı unutmayınnnnn <3

Korku bedenimden ne zaman ayrılmıştı bilmiyorum. Oğuz'u kaybetme ihtimalimden sonra olabilir miydi? Ya da Almira boğazıma yapıştığı sırada? Bilmiyorum.

Gözlerimi sabitlediğim yerde küçük bir dokunuşla kendime geldim. Fotoğrafını çektiğimiz belgelerin hepsinin fotokopisi masanın etrafına yayılmış bir şekilde duruyordu. Yamaç'ın gerekli bulduğu bazı belgeler de direkt olarak bizim elimizdeydi.

Yamaç yanımdaydı. Tam olarak karşımda duran kadın ise Gece Gürsoy'dan başkası değildi. Sağımdaki sandalyede Han Ezel ve Almira Ezel oturuyordu. İkiside ölü ve dik gözlerle bana bakıyorlardı. Solumda ise yengem Açelya Gürsoy ya da Kurt bilmiyordum ama burada nasıl anıldığını. Yanında Alparslan Dinçer. Yamaç'ın babası. Başka kimse yoktu.

Herkes çok gergindi. Bir kişi hariç.

Hafif bir gülüş sesi geldi. Başımı sabit tuttuğum belgelerden karşımdaki kadına çevirdim. Gece Gürsoy.

Dirseklerimi masaya dayadım tek kaşımı kaldırarak öne doğru eğildim.

''Bizden çalınan belgeler,'' baştan güldü. ''Çalan adamın kendi kızı tarafından çalınarak bize getirildi. Ahmet'in seni hayatının laneti olarak isimlendirmesi hiç de şaşırtıcı değil.''

Yüz ifademi bozmadım.

''Onunla görüştüğünü bilmiyordum.'' dedim geriye yaslanarak. Hafif bir tebessüm yerleşti yüzüne. ''Akraba ziyareti.'' dedi. Hem Ahmet Gürsoy'la görüşürüz

''Arada çaya beklerim o zaman.'' dedim gülümseyerek. ''Akrabalarınızla bu kadar iç içeyseniz.''

''Konuyu saptırma.'' dedi.

''Tabii siz de bize neden Ahmet Gürsoy'la görüşmemize rağmen hâlâ neden parmaklıklar arkasında olmadığını söylerseniz eğer?'' dedim geriye yaslanarak.

''Sen kendi işine bak Aliva.'' dedi. Sert bir sesle.

''İnanın bana ben kendi işime bakıyorum ki diğer işimin ringde yumruk atmak olduğundan dolayı kendi işime yönelmem çok bir fayda oluşturmaz.'' Tek kaşımı kaldırdım. ''E benim bir işim yoksa zamanımı harcamak da istemiyorum açıkcası.''

''Aliva her şey adamı bulmakla olsaydı senin yanına Melih Gürsoy'un evine geldiği zaman alırdı zaten.'' göz ucuyla yengeme baktı. ''İnan sen babanın yüzünü dağıtmadan önce biz onu çoktan almış olurduk.''

Omzumu silktim. O sırada sağ tarafımdan bir ses geldi. ''Başka konulara geçmemizin vakti geldiğine inanıyorum. Mesela-'' dedi Almira, yengeme doğru bakarak. ''Kayra Gürsoy bizden dosya çaldı. Bunun bedelini kim ödeyecek? Sen mi?'' Tek kaşını kaldırdı.

''Mesela-'' dedim aynı şekilde Almira'ya eğilerek. ''Sen de benim evimden bana ait olan bir belgeyi çaldın. Aynı zamanda bana silahla saldırıp boğazımı sıkarak beni bayılttın. Bunun bedelini kin ödeyecek? Sen mi?''

''Ne?'' sesi geldi önce yengem Açelya Gürsoy'dan. Daha sonra da Gece'den.

Almira ve benim aramda dolaştı bakışları. Düz bakışlarımı Almira'dan çekmedim. Çenesi kasıldı Almira'nın. Ardından da gülümsedi bana. Tek gözünü kırptığı zaman eline aldığı dosyayı Gece Gürsoy'a doğru itti.

''Dosyayı istiyoruz Gece.'' dedi sert bir sesle. ''Bizi bu masada görmeye devam etmek istiyorsanız eğer.'' Gece'ye doğru eğildi. ''O dosyayı bize ulaştıracaksınız.'' Başıyla Açelya Gürsoy'u gösterdi. ''Oğluna ne olacağı umrumda bile değil.''

''Benim umrumda ama,'' dedi Açelya Gürsoy. ''Eğer benim oğluma herhangi bir zarar gelirse Türkiye'de ya da başka bir yerde bedelini siz ödersiniz.'' dedi tehditkar bir sesle Açelya Gürsoy.

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin