21.BÖLÜM

1.8K 121 92
                                    

Yorum ve oylarınızla destek olmayı unutmayın♡

Bugün maç günüydü sabah erken kalkmış koşumu yapmış bir şekilde güne hazırdım. Yediklerim daha hafifti ve bugün her zamankinden daha da enerjiktim.

Saat 9 olunca antrenmanlarıma son verip kendimi rahatlayıp gevşemeye verdim. Ve sadece kitap okuyarak öğlenin ilerleyen saatlerine kadar bahçede çimlerin üstünde vakit geçirdim.

Bütün gün gece olanlardan kaçtım ve hatırlamamaya çalıştıkça daha da bu kuyuya battım. Yamaç sabah beni bir nevi kurtarmıştı ve ben onun kollarında eve gelmiştim. Ama gece bana ne içirdiyse o kadar iyi gelmişti ki saat 8 gibi uyandığım zaman her zamanki gibi çok dinçtim.

Bütün gün kafa dinlemiş bir şekilde
akşamki maça kendimi hazırlıyordum.
Ruhen hazır olamadığım maçlarda çok zorlanıyordum. Şampiyonada da olanlar gibi...

Günün ilerleyen saatlerinde antreman yaparak kendimi iyice hazır hale getiriyordum. Aslında bugün sadece dinlenip akşama dinç olmam gerekiyordu ama uzun zamandır düzenli antreman yapmadığım için kaslarımı baştan harekete geçiriyordum.

Bir anda içeriye giren görevli kadına baktığım zaman ilk önce aniden girdiği için özür diledi daha sonra ise kapıda beni bekleyen polislerin olduğunu söyledi.

Polis?

Havluyu boynuma koyup aşağıya indim ve direkt kapıya yöneldim. İlk önce kısaca selamlaştıktan sonra bana olanları anlattı. Geçen günkü motor olayının ayrıntıları için konulmak istiyorlarmış. Ben maçtan dolayı gelemeyeceğimi söyleyince onlar da sorun olmazsa evde konuşabileceklerini söylediler. Onları salona yönelttikten sonra ehliyetimi kimliğimi ve o gün için aldığımız izini alıp yanlarına gittim.

Görevli kadın biz otururken içeriye portakal suyu ve atırştırmalık servisi yapıyordu. Kilolu ve esmer olan adam "Belgeler tam görünüyor ama yine de ehliyetinize bir ay el koyulacak Aliva hanım." diyerek kahverengi gözlerini önündeki dosyalarda dolaştırdı.

Yanında oturan ve diğerine göre daha uzun ve zayıf olan adam ona bir dosya gösterdiği zaman ikiside o dosyaya imza atıp dosyayı bana uzattılar.

Elime alıp dosyaya göz gezdirdiğim zaman birkaç olayı göz ardı ettiğim için ehliyetime el koyulamasıyla ilgili bir tutanaktı.

Ben de imzalayıp ehliyetimi ve tutanağı onlara verdim. Polisler gittiği zaman hava kararıyordu ve iyice serinlemişti. Kendimi salondan gözümü kestirdiğim havuza atıp suyun altında şu anki halime yakınırcasına çığlık attıktan sonra baştan suyun yüzeyine çıktım. Derin bir nefes aldıktan sonra kendimi baştan havuzun dibine bıraktım ve bu sefer dibine oturup nefesim tükenene kadar orada kaldım.

Sürekli koştuğum için nefes dengem güzeldi; o yüzden suyun dibinde birkaç dakika kaldıktan sonra, baştan kendimi açık havayla kavuşturduğum zaman, o kadar da zorlanmadığımı fark ettim.

Havuzdan çıkıp çimlere yattığım zaman hava iyice kararıyordu. Maçım saat 9'daydı ve şu an saat sanırım 7 buçuk civarındaydı.

Kendime geldikten sonra önce bedenimi ayağa kaldırdım daha sonra ise içeriye baktım. Yemek hazırlığı yapılıyordu, her zamanki gibi. İçeriye girip hızlıca odama çıktım ve ilk işim olarak duş alıp saçımı kuruttum. Yemeğe indiğim zaman herkes masadaydı.

Kaan'da herkesin aksine maç heyecanı vardı. Kuzey sanırım bu maçı onaylamıyordu. Kayra ise o asla bu durumu ve beni dikkate almazdı. Ya da almıyor gibi görünmek en iyi yaptığı işti.

"Bugün eve polisler geldi." diye giriş yaptığımda herkesin dikkatini çekmiştim. Kayra hariç.
O artık herkes değildi.

"Ehliyetime bir ay el koyuldu." dedikten sonra önümdeki yulaf ezmesine baktım. Doymuştum ama yemek zorundaydım o yüzden de burada eziyet çekiyordum.

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin