68.BÖLÜM

164 21 186
                                    

Yorum ve oy atmayı unutmayın ballarım <3

Bayramınız mübarek olsunnnn

Öğrenmem gereken çok şey vardı. Mesela yanlış olan bir şeyi yapan bir tanıdığınızın arkasında durduktan sonra ona nasıl tepki vermeniz gerektiği gibi.

''Kayra.'' dedim düz bir ifadeyle.

''Geçiyordum uğrayayım dedim,'' dedi masadan ayağa kalkıp. Açıkcası şu anda herkes çok gergindi. Çağrı Oğuz ve Özgür onu sevmiyorlardı. Ve Yamaç. O ise bence nefret ediyordu.

''Uçak Muğla'da mı mola verdi?'' dedi Yamaç; sesi gayet sakindi ama bence şu anda anladığım kadarıyla, Yamaç soğukkanlı bir katil olabilirdi.

Kayra gülümseyerek ayağa kalktı. ''Dinçer sizin şirkete siber saldırı düzenlenmişti en son, sen niye buradasın. Yoksa senin şirket konusunda-'' Yamaç bir adım attı Kayra'ya doğru. Kayra ise susmuştu. Yamaç Kayra'dan birkaç santim daha uzundu ve Kayra'dan biraz daha kalıplı duruyordu.

Ve düz ifadesi bence korkutucuydu.

Yüzündeki ifade öfkeydi.

''Biz bence dışarıda görüşelim.'' deyip Yamaç'ı kolundan yakalayıp kendimle salona doğru yürüttüm. Kayra da arkamızdan geliyordu.

''Siz niye atışıyorsunuz ki?'' kollarımı sarıp göğsümde birleştirdim. İkisi arasında bakışlarımı oynattım.

''Haberin var mıydı?'' Yamaç çenesiyle Kayra'yı gösterdi.

''Haberim vardı.'' sesim kısılmıştı biraz.

''Benim neden haberim yok?'' biraz hayal kırıklığı, biraz öfke. 

''İlişkinizin dramını başka zaman yaşayın Dinçer.'' Kayra sert bir şekilde konuştu. ''Benim kuzenimle konuşmam gereken bir şey var.''

''Üvey kuzenin.''

''Üvey olması da seni ilgilendirmez.'' Kayra.

''Uzatmayın. Söyle Kayra, Yamaç'ın burada olmadı ya da olmaması inan hiç fark etmez.'' İkimizin arasında bakışlarını dolaştırdı.

''Burada bir işim var. Akşam on gibi gelip bilgisayarı alacağım. O zamana kadar güvende tutmalısın.'' Bana doğru birkaç adım attı. Kolumu tutup bana doğru eğildi. ''Prenses eğer akşam buraya gelmezsem, bilgisayarı ne yap ne et tertemiz yap olur mu? İçindekilere asla ulaşılamasın.''

''Ne oluyor Kayra?'' dedim gözlerimi açıp, korkuyla. ''Burada olamazsam ne demek? Ne olur gelemezsen?''

''Bunun cevabı sanırım sana bile şiddetli içerik olarak gelebilir Aliva.'' dedi düz bir şekilde.

''Ne yapıyorsun sen? Kimler var işin içinde?''

''Tek başımayım. Kuzey, Kaan yollarına bakmayı seçtiler. Bu yolu ben seçtim. İşte sırf bu yüzden sakın kimseye, benimle alakalı kimseye bir şey söyleme. Sana güveniyorum prenses.'' Kayra'yı tutup kolundan dışarıya sürükledim.

''Bana böyle bir yük veremezsin Kayra, üzgünüm ama bunu bana yük etmemelisin. Kaldıramam ben o kadar güçlü değilim.'' korku, endişe ve derin derin nefeslerim vardı.

''Tanıdığım en güçlü kadınlardan birisin ve bu fiziksel değil. Bu birincisiydi. İkincisi, sen güçten düştüğün zaman ben seni alıp sen toparlanana kadar seni geriye çekmiştim. Bunu borç ödeme olarak kabul edebilirsin, ben şu anda zayıfım ve senin bana yardım etmeni istiyorum.'' tane tane ve sessizce konuştu.

Ben dibe battığım zaman o yardım etmişti ve benden bunu istemeye hakkı vardı galiba.

''Peki.'' Umutsuzca başımı iki yana salladım. ''Dikkat et kendine.'' başımı tekrardan iki yana salladım. ''Gerçekten dikkat et. Ve bu yolda yalnız değilsin. Eğer yalnız olsaydın şu anda burada böyle olamazdın. Arkanda dağ gibi duran annen var. Eğer aptalca bir şey yapacak olursan aklında bulunsun. Onu da harcarsın kendi yolunda.'' Bakışlarından bir sürü duygu geçti.

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin