Ara Bölüm-2

707 46 114
                                    

Hoş geldiniz. Öncelikle önemli bir şey söyleyeceğim sonra da hemen gideceğim. Kitaplarım için kullandığım İnstagram hesabında Zevahir 1. Ve 2. kitap videoları paylaştım bir bakmanızı tavsiye ederim.

- Bölümü dün paylaştım fakat Wattpad  sorun çıkarttığı için bugün baştan paylaşıyorum.

Bölüm sonunda ikinci kitapla ilgili açıklamaları yaptım eğer bir sorunuz olursa bana her yerden ulaşabilirsiniz en kısa zamanda dönüş yapmaya çalışırım:))

Onun haricinde yorum ve oy atmayı unutmamanız dileğiyle iyi okumalar<3

***

Takılı kalmak; sadece zihnin tehlikeli bir oyunu, zamanın başrolde oynadığı bir hastalıktır. Geçmiş, unutmak içindir.

İnsanlar geçer, oyunlar geçer, arkadaşlar geçer, evler geçer, zaman geçer, hayat geçer. Unutmak, aslında her şeyin en doğalıdır. Küçükken oyun oynadığımız sokaklarda bir kız çocuğu ölmüşse, işte bunu unutamazsınız. Eğer o sokaklarda kız kardeşiniz ölmüşse, zaman sivri bir hançer gibi boğazınıza yapışır, sizi de onunla beraber öldürürdü.

Her şeyi, bakın her şeyi unutursunuz, ama sizden bir iki yaş küçük oyun arkadaşınızı, her şeyin önüne koyduğunuz kardeşinizi unutmazdınız.

Yamaç Dinçer'di adım. Çocuktum, büyüdüm önce ortaokul ardından da lise. Berkay ve Atalay eski arkadaşlarımdı. Atalay bağımlıydı ve ne kadar kurtarmaya çalışsak bile, ne kadar uğraşsak bile eğer evinde sinir hastası, bağımlı bir anne ile yaşıyorsan, seni kurtarmak çok zordu.

Berkay ise; o sadece basketbol ve dersleri ile ilgileniyordu. Sonuçta lisede ne kadar eğlenirse o kadar kârdı. Babası hayat düzenini çizmişti ve önümüzdeki yıl Harvard'da yeri hazırdı. Aslında çoğumuzun, önde gelen üniversitelerde yeri hazırdı. Ben ise; ailemin baskısına ve planladığı hayata rağmen, kafamın estiği gibi takılıyordum. Basketbol seviyordum ve yapıyordum. Boks seviyordum, ah hayır durun, onu başkası seviyor diye yapıyordum üç yıldır.

Abim evin en büyüğü olduğu için benim üstümdeki yükler hafifledikçe o daha da zorlanıyordu. Ama ne yapalım şimdi sen de benim sevdiğim kıza yürümeseydin değil mi?

Gelen mırıltılar ile Aliva'ya döndüm.

Uykunda her şeyi sayıklayabilirdin ama uykunda ilaç isimlerini sayıklamamalıydın.

Ellerimi saçlarının uçlarında dolaştırdım. Başımı geriye doğru attım. Öğrendiği zaman nasıl bir tepki verecekti, aslında asıl merak ettiğim bana nasıl tepki vereceğiydi.

Bir gün boş bulunup ona kardeşini sormuştum. Kardeşini tanımıyordu o gün öğrenmiştim.

O gün her şeyi batıracağımı da fark etmiştim.

Aralık kapı hafifçe açıldığı zaman, loş ışıktan içeriye gelenin Maça olduğunu fark ettim. Dudaklarım hafifçe kıvrıldığı zaman direkt olarak ona bakıyordum. Maça hafif mırıltılar çıkartarak içeriye girdi.

Yatağın yanına gelip, yavaşça yatağın üstüne atladı. Şu an Aliva'nın yanındaydı. Aliva hareketlenmeye başladığı zaman, uyanacağını düşündüm fakat o bunun aksine karnıma sarılı olan ellerini geri çekti ve diğer tarafa dönüp Maça'ya sarıldı. Şu an aldatılıyordum.

Yüzümdeki gülümseme bir anda kendini şaşkınlık ve şoka bıraktı. Maça da yerini sevmiş gibi iyice Aliva'ya yaklaşınca, ayağa kalktım. Bu kadar da olmazdı ama. Maça'yı yavaşça Aliva'nın yanından kaldırdım. Ve ne kadar istemese bile odadan çıkartıp kapıyı kilitledim sonra da yatağa dönüp, Aliva'nın karnına yattım.

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin