Yorum ve bir saniyeden az zamanınızı alan beğeni tuşuna basmayı unutmayınnn emek veriyorum ve küçük bir destek inanın nasıl da motive ediyor.
Sert bir şekilde ellerimi ellerine hapsetmiş olan tanıdık sıcak bir el.
Tanıdık hastaneye girdiğimiz zaman Yamaç hızlı adımlarla yürüyordu ben ise hemen yanında yürüyordum hızla. Elimi asla bırakmıyordu ve hatta o kadar sıkmıştı ki artık acımaya başlamıştı. Elimi acıttığını söyleyip kurtardım.
İkimiz de çok gergindik, söylediğimin üstünde fazla durmadı ve benimle yürümeye devam etti.
Birkaç saat önce aniden gelen kararla apar topar evden ayrılmış uçakla geri dönmüştük. Yaptığım açıklamayı ise ne siz sorun ne ben anlatayım.
Arkadaşlarıma karşı çok fazla şeyi ucu açık bırakıyordum, umarım başıma patlamazdı.
Gece bulunmuştu ve şu anda buradaydı ve gizleniyordu. Direkt olarak onu görmeye gelmiştik.
''Aliva kızım?'' Gelen sesle ikimiz de aynı anda sesin geldiği yöne döndük. Çağrı'nın babasıydı seslenen. Fakat Yamaç'a baktığımda, hayır sadece ben dönmüştüm. Mehmet amcaydı. Yamaç benim durduğumu fark etmemişti, Mehmet amcaya yöneldim. Yamaç'a birazdan yetişebilirdim.
''Nasılsın kızım?'' dedi elindeki dosyayı kolunun altına sıkıştırıp.
''İyi olmaya çalışıyorum Mehmet Amca sen nasılsın?'' dedim hafifçe gülümseyerek yanına ulaştım.
''Ben de iyiyim kızım, hastaneyle uğraşıyoruz işte. Siz tatilde değil miydiniz dört arkadaş?'' kaşlarını hafifçe kaldırdığı zaman gözlüğünü oynattı.
''Evet evet. Benim bir yakınım kaza yaptı da ben az önce apar topar geldim.'' dedim hızlıca yalana sığınıp.
''Geçmiş olsun.'' dedi şaşırarak. ''Ne ol-''
''Mehmet hocam acil bakar mısınız?'' sesi konuşmamızı böldü.
Bana baktı Mehmet Amca sonra da gelen hemşireye. ''Gitmem gerekiyor.''
''Kolay gelsin gerçekten çok zor.'' dedim gülümseyerek. ''Benim bir arkadaşa yetişmem lazım sonra görüşürüz.'' dedim hafifçe sarılıp Yamaç'ın gittiği yoldan peşine düştüm.
Hızlı bir şekilde yürürken koluma dokunan bir elle irkilerek sağa döndüm. ''Hanımefendi bir konuda yardım eder misiniz?'' dedi hemşire bir kadın.
Kaşım çatıldı istemsizce fakat peşinden çağırdığı odaya girdim. ''Konu ne?'' Aklıma direkt olarak bir şeyi taşıyamadığı ihtimali gelmişti.
''Sensin tatlım.'' diyerek bana döndüğü zaman hızlıca geriye adım attım fakat arkamda beni durduran bir sertlik vardı. Geriye döndüğüm zaman karşımdaki kocaman adamı gördüm.
Sertçe birkaç kez yutkundum.
Hasta bakıcı kılığındaydı ama gözünde merhamete dair hiçbir şey yoktu. Kasıklarına tekme atmaya çalıştım hızla. Fakat bacağımı yakaladığı gibi beni yere düşürdü. Beni odaya sokan kadın elinde bir şırıngayla bana yürüdü.
Siktir. Siktir. Siktir.
Kalbim güm güm atıyordu. Onu kendimden uzaklaştırıp geriye kaçmaya çalıştım tekrardan.
Boğazıma sarılan bir elle bütün dengem sarsıldı.
Kurtulmaya çalıştıkça boğazım daha da sertçe kavrandı. Vücudum sertçe duvara yaslandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR
Novela JuvenilBazen hayattaki yerinizi sorgularsınız. Kim olduğunuzu ya da kim olmak istediğinizi. Ne kadar hayatınızı kendi başınıza yönetmek isteseniz bile ne seveceğiniz adamı, ne de geçmişinizini seçebileceksiniz. Ben Aliva Gürsoy; Dünya Boks Şampiyonu olabi...