48. BÖLÜM | 2.Part

808 63 305
                                    

Yorum ve oy atmayı unutmayıın♡

''Neden buradasın?'' dedi sesi iyi geliyordu. Ama gergindi. Sonuçta en son görüşmelerimizin hepsinde, ben Atalay'a yumruk atmıştım.

''Aslında benim sana sormam gerekiyor.'' dedim görmeyeceğini bilsem bile kaşımı kaldırarak. ''Yamaç itini aradım ama açmadı, ben de geçen gizli gizli telefondan konumunu gösteren bir uygulama indirmiştim, oradan buldum burayı. Bak uygulamayı atayım sana, işine yarar.'' dediği zaman küçük bir kahkaha attım, o da hafifçe gülmüştü. Hâlâ çok tedirgin konuşuyordu. ''Yamaç içeride şu anda Çağrı ile konuşuyor ve eğer merak ediyorsan diye söylüyorum sana sinirli değilim.''

''Harbi mi?''

''Gerçekten.''

''Kızım geçen gün yumruk attığın yer iki hafta acıdı. Bir hafta konuşamadım, elinin hiç ayarı yok ya.''

''Övgü olarak alıyorum?'' dedim ve kapıya yöneldim. ''Tabii ki. Aksi düşünülemezdi bile.''

Kapıyı açtığım zaman Çağrı ve Yamaç bana dönmüştü. Ardından da ikisinin de bakışı arkamda duran Atalay'a kaymıştı. ''Ben girmesem mi acaba? Arkadaşına güven olmaz şimdi.''

''Yürü yürü.'' Ben su almak için kenar tarafa döndüğüm zaman Atalay direkt Yamaç'ın yanına gitmişti. Çağrı fazla tepkisizdi, çocuk bir anda şok oldu tabii. Atalay ile gergin bakışlarımız sürerken Çağrı herhangi bir tepki vermedi. Rahatlamış bir nefes verip elime su aldım ve yanlarına yürümeye başladım. Atalay, benim daha önce oturduğum tekli koltukta oturuyordu ve ben ya Çağrı'nın ya da Yamaç'ın yanına oturacaktım. Önce bir Yamaç'a baktım ardından da Çağrı'ya.

İki tarafta alıngandı.

Zaman oluşturmak için içtiğim su bardağını geri götürdüm. Gelen kapı sesi ile kapıya döndüm. Özgür gelmişti. Yanında da Gamze. Burada Atalay ve Yamaç vardı. Derince yutkundum, hadi bakalım. Korkunun ecele faydası yoktu, elindekileri almak için yanına yürüdüm. Aramızda birkaç metre kalmıştı ki Özgür gülerek konuştu.

''Gençler, yemek aldım. Ama lütfen-'' ve içeriye dönüp durdu. Baktı, bir daha baktı sonra Gamze'nin elini tutup benim yanıma bıraktı ve sıktığı eliyle ileriye doğru ilerlemeye başladı. Yamaç, Atalay ve Çağrı ayağa kalkmış Özgür'e bakıyordu. Hızlı adımlarla araya gireceğim sırada Çağrı önce davranmıştı.

''Ne yapıyorsun Çağrı?! Kimin önüne geçtiğinin farkında mısın?'' diye bağırdı Özgür. Fazla sinirlenmişti. Atalay boş bakışlarını Özgür'ün üzerinden çekmiyordu. Özgür, Atalay'a doğru bir hamle yaptığı zaman Çağrı sertçe tuttu onu. ''Sakin ol.''

''Olmuyorum amına koyayım. Biz bu ikisi yüzünden ne çektik biliyorsun değil mi? Oğuz desen ayrı, Gamze desen ayrı, Aliva desen ayrı. Ve sen, geçmiş önüme onları koruyorsun. Hem bu ikisinin ne işi var burada?''

''Birincisi,'' diye başladım sert olmayan düz bir sesle. ''Gamze ile konuştuk biz her şeyi, bu kadar tepki verebileceğin bir şey olmamış hiç. İkincisi ister kabul et, ister etme. O kazada Oğuz da hatalı çünkü o yolda saatte 130 kilometre hız yapmaması gerekiyordu. Kusura bakma ama Oğuz da hatalı, tek bir kişiyi sorumlu yapamazsın. Ve Yamaç'ta beni ilgilendirir. O yüzden birilerine saldırmadan önce sakin ol. Yanlış bir şey yapma.''

''Senin ve Yamaç'ın arasında öyle mi?'' bakışları ve nefes alışı öfkeden deliye döndüğünü gösteriyordu. ''Benim ve Yamaç'ın arasında.''

''O maçtan haberi var mı Yamaç'ın?''

''Ne maçı?'' ses Yamaç'tan gelmişti.

''Özgür. Bilmediğin şeyler var ve lütfen dur.'' Özgür hiçbir şeyi bilmiyordu şu an. Ve iyice netleşene kadar da bilmeyecekti.

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin