İlk kez Aliva için dinleyelim bu şarkıyı.
Yüzyüzeyken Konuşuruz - Ölsem Yeridir.
Gelemem ben sana gelemem ben.
51. BÖLÜM | ZEVAHİR-SON PERDE
Yaptığımız seçimlerin sonuçlarını öderiz. Her zaman ve her durumda.
Yüzüme çarpan güneş ışığı ya da çalan lanet alarm ile değil, huzursuzluk ile uyandım bugün de. Aynı birkaç haftadır uyandığım gibi. Ayağa kalktım ve yüzüme yerleşmiş göz altı morluklarımı umursamadan duş aldım ve kahvaltı yapmadım, geçen gün şekerim düştüğünden dolayı bayıldığım için günlük yemem gereken bir kaşık pekmezi yedim, yüzümü buruşturarak.
Pekmezden hoşlanmıyordum.
Üstümü değiştirdim, saçlarımı topladım ve ceketimi alıp kaldığım apartman dairesinden dışarıya çıktım. Ayakkabımın bağcıklarını bağlar bağlamaz, gözlüklerimi takıp koşmaya başladım. Cebimden giriş kartını çıkartıp girişe okuttum ve üst kata doğru çıkmaya başladım. Üstüme şort ve tişört geçirip, spor salonuna girdim.
Aktuğ'un yanındaki boks torbasına geçtiğim zaman bana döndü ve belli belirsiz ''Günaydın.'' dedi. Aynı şekilde karşılık verdim.
Eldivenleri geçirdim ve torbayı yumruklamaya başladım. Birazdan düzenli anrenemanım başlayacaktı. Erken gelmiştim, antrenörü bekliyordum. Ne kadar geçtiğini bilmediğim bir süre sonra yanıma gelen sekreter benim müdürün odasına çağırıldığımı söyledi. Eldivenleri çıkarttığım yere attım ve bir üst kata çıktım.
Kapıyı tıklayıp, içeriye girdiğim zaman 40'larının sonundaki müdür önündeki dosyayı inceliyordu. Önündeki koltuklardan birine yönlendirdi beni. Gösterdiği yere oturdum ve dizlerimin üzerine bıraktım elimi. ''Aliva eğitimin şu an gayet düzgün gidiyor, WBC finalinden sonra kendini iyi toparladın.'' siz bir de bana sorun.
''Evet öyle oldu, maçtaki de aksilik.'' dedim, bayık bakışlarımı dik tutmaya çalışarak.
''Üç haftada kendini böyle bir krizin etkisinden toplaman çok güçlü olduğunu gösteriyor.'' Derin ve güçlü bir nefes çıktı dudaklarımın arasından. Hatta kendimi biraz zorlasam histerik bir kahkaha atacaktım.
''Neden herkes böyle diyor Ali Bey? Güçlüymüşüm, ben o maçta krize girmeyecek kadar kendime hakim olamadım. Nerem güçlü benim? Ben o maçta hızımı dengeleyemedim. Ben o maçta havlu attım, nerem güçlü benim? Ben güçlü falan değilim,'' derin bir nefes verdim ve geriye yaslandım ''Hiçbir yanım güçlü kalacak kadar tutunamamış benliğime. Ben o maçta pes ettim.''
''Bir şey dememe yine fırsat vermeyeceksin değil mi?'' yanıt alamadı. ''İyi antrenmanlar.'' Teşekkür edip odadan çıktım. Ve evet Kaleli'deydim. Kimsenin haberi yoktu ve ben üç haftadır Livane'deydim.
Çağrı kimse kategorisine dahil değildi.
Aksi takdirde geri dönersem, döndüğüm an; hayatımı burnumdan getirirlerdi.
Aktuğ'un yanına döndüğüm zaman dev gibi spor aletlerinin yanında ağırlık çalışıyordu. Beş, altı dakikada ısınma hareketlerini tamamlayıp ben de yanına geçtim. ''Kahvaltı yaptın mı?''
''Asla kaçırmam.'' dediğim zaman göz devirdi. ''Telefonun hâlâ kapalı?''
''Aynı evdeyiz şu an Aktuğ, biliyorsun bunu.''
''Kahvaltı yap.''
''Emrin olur.'' dedim ve diğer taraftaki ağırlıkların yanına gittim. İki gün önce amcamın Livane'deki evinin ortasında kum torbası patlatmış, toparlayayım derken iyice dağıtmış ve evden çıkarken camı açık bırakıp o kumların bir de üstüne yağmur yağdırmıştım. Ev temizlik şirketine aktarılmış, ben de iki günlüğüne Aktuğ'un evine taşınmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR
Ficção AdolescenteBazen hayattaki yerinizi sorgularsınız. Kim olduğunuzu ya da kim olmak istediğinizi. Ne kadar hayatınızı kendi başınıza yönetmek isteseniz bile ne seveceğiniz adamı, ne de geçmişinizini seçebileceksiniz. Ben Aliva Gürsoy; Dünya Boks Şampiyonu olabi...