65. BÖLÜM

217 21 114
                                    

Şu zor günlerde yorum ve beğeni atıp destek olmanız dileğiyle. <3

Korkunç bir sıcak vardı. Korkunç.

Eşyalarımızı yerleştirmiştik ve aslında herkes beni aşağıda bekliyordu. Fakat klimanın altında oturup akşamın en azından serinliği gelene kadar beklemek istiyordum.

''Aliva gel buraya!?'' diye bir bağırma sesi geldi camın hemen önünden. Cama doğru yürüdüm hepsi aşağıda o cehennem sıcağında beni bekliyorlardı.

''Siz gidin ya.'' diye bağırdım. Pencerenin önünde bile duramıyordum. 

''Gel kız buraya?'' diye bağırdı Oğuz. Pencerenin önünden çekildim. Ayıp olmasın diye inmem mi gerekiyordu aşağıya? Telefonumu yanıma aldım bir de cüzdanımı. Üzerimde kot bir şort ve beyaz bir tişört vardı. Ayağıma geçirdiğim sandaletlerle tuttuğumuz evin ikinci katından yanlarına doğru inmeye başladım.

Ev üç katlıydı. İlk katında mutfak ve salon vardı. İkinci ve üçüncü katı ise yatak odalarına ve duşlara ayrılmıştı. Herkesin kendi odası vardı ve  Oğuz bana ikinci katta oda vermiş Yamaç'a ise üçüncü kata oda ayarlanmıştı.

Neden bizi ayırdığını sorduğum zaman ise ben Avrupalı değilim bana ters bu işler demişti. Bakalım Gamze geldiği zaman da Özgür'e aynı şeyi yapacak mıydı? Yamaç demişken de sanırım yarından sonraki gün gelecekti sabah gibi. Ama işlerim uzayabilir belki de akşama doğru gelirim demişti.

Ve mma işini de sabah vedalaşmamızdan sonra hiç konuşmamıştık. Konunun kapandığını hissediyordum. Ve sonuç olarak maçlara da girmeyi düşünüyordum.

Dışarıya adım attığım sırada yüzüme buz gibi bir su çarptı. ''Kim attıysa bir tane daha atabilir mi ya?'' dedim gözlerimi açmadan.

''Ben bizi bekletti diye attım kız ödül saydı,'' diye ses geldi Oğuz'dan. ''Yok sana su falan.'' Islak saçlarımı geriye doğru atıp yanına doğru yürüdüm ve dil çıkarttım Oğuz'a. Göz devirdi.

Üçüyle hep beraber arabaya girdiğim sırada telefonum çaldı ve arayan Doğu'ya baktım. Doğu Kaleli'deki boksörlerden biriydi. Kardeşiyle biraz muhabbetimiz olmuştu ve güven veren tatlı bir kızdı. Aramızda da birkaç yaştan fazla yoktu zaten.

Araba çalıştığı zaman Çağrı'ya birkaç dakika beklemesini söyleyip hızlı bir şekilde arabadan indim ve biraz ilerideki gölge bir ağaç kenarına yürüdüm.

''Doğu,''

''Beni aramışsın Aliva? Görmedim antrenmandaydım.'' Dudaklarımı birbirine bastırdım.

''Doğu bir şey soracağım sana,'' derin bir nefes verdim. ''Bana Nisan'ın numarasını verebilir misin?''

''Verebilirim de bir sorun mu var?''

''Yok hayır geçen haftalarda görüştüğümüz zaman bir şey konuşmuştuk da onunla alakalı bir şey soracaktım.'' dedim samimi olmaya çalışan bir sesle.

''Tamamdır göndereyim,'' dedi ve ben de teşekkür edip telefonu kapattım.

Nisan'ın numarasını geldiği zaman hızlı bir şekilde onu aradım. ''Alo?'' sesi geldi.

''Nisan merhaba ben Aliva. Aliva Gürsoy.'' dedim.

''Aa?'' diye bir ses geldi önce. ''Merhaba Aliva, nasılsın?''

''İyiyim teşekkür ederim, senden bir şey rica edebilir miyim diye aramıştım açıkcası.'' dedim hızlı olmaya çalışarak.

''Ulan Aliva bu sıcakta senin yüzünden arabada pişiyoruz.'' diye bağırdı Özgür.

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin