ARA BÖLÜM-1

1K 72 107
                                    

Yine merhabalar.

Yeni bir bölüm ile birlikteyiz.

-

Bölümü ara bölüme çevirmeye karar verdim çünkü gidişatin aksine,
daha çok Aliva Gürsoy kimdir?
bölümü oldu.

Bu aralar, arayı o kadar açmıyorum ki ben bile şaşırdım bu yazma performansıma.

Biraz daha depresif giden bir süreçten geçiyoruz Aliva ile birlikte.

Size iyi okumalar bana da bol bol fikirler aöxleööcp

Aynı zamanda beni güldürebilen tek şey bana yaptığınız yorumlar ve oylar o yüzden hiç eksik olmamanız dileğiyle.

İyi okumalar♡

ARA BÖLÜM-1

Red-Darkest Part

Aliva Gürsoy.
Zengin bir ailenin tek çocuğu. Ne kadar da güzel bir hayat. İstediği her şeye sahip bir insan. Güzel okullar, sınırsız imkanlar. Kimim ben?
Tanıştırayım kendimi size.

11 yaşında Türkiye'den, İngiltere'ye taşındık. Sebebi mi? Onun cevabını kimse vermiyor bana. İngiltere'ye yerleştiğimiz zaman odama koyulan bir üniforma ve çanta dolusu kitap ile yeni okulum belirlendi. Bana söylemediler. Ben de üniformamı aldım diğer gün saat 8'de hazırdım okula. Yabancı bir okulda, yabancı bir öğrenci. Ne kadar da eziklemişlerdi beni. Ama bunları sadece söyleyebiliyorum. Çünkü bende o anıların hiçbiri yok. Bunun sebebi de yüksek ihtimal ilerleyen Parkinsonum. Doğrusu birkaç yıl içinde Alzheimer hastalığım da çıksa şaşırmam.

O zamanlar her anı, ne yapmam gerektiğini düşünerek geçirdiğim için o kadar çok yorulmuştum ki. Kendim olmak isterken ne kadar da kendimden uzaklaştığımı ancak şimdi görebiliyordum.

12 yaşımda bir gün, çok sinirlendiğimi hatırlıyorum. Çok çok sinirlenmiştim. Yanlış hatırlamıyorsam onun sebebi de eve misafir olarak gelen bir çocuğun bana zorbalık yapmaya kalkmasından dolayıydı. Yumruğum yüzüne indiği zaman bir anda neye uğradığına şaşırmış bir şekilde kalakalmıştı. O zaman hissettim güçlü olmayı. Eğer ezilmek istemiyorsan gerektiği zaman gerektiği gibi davranacaktın, o gün öğrenmiştim bunu. Aynı zamanda da annem iyice baskıcı bir insana dönüşmüştü. Şu saatte uyuyacaksın. Şu saatte uyanacaksın. Notların iyi olacak. Eve gelen misafirlere kendini iyi göster. Mükemmel çocuk tanımını üzerimde uygulamaya and içmiş gibiydiler.

Öğreneceğim diller, gideceğim kurslar, giyeceğim kıyafetler ve hatta sıkacağım parfümler. Ellerimi ayaklarımı prangalayıp beni kendi kafeslerinde büyüttüler. Bu sırada da babam işinden başını kaldıramıyordu tabii. Eve gelmez şirketten ve iş yemeklerinden ayrılmazdı. Ne güzel bir aileydik.

İçimde yavaş yavaş büyüyen kin ve öfkeyi bir türlü atamayan ben ise, git gide saldırganlaşıyordum. Resim yapmak yerine o sayfaları parça pinçik ediyordum. Kulaklığımı takıp son ses müziği açıyordum. İyice yemeğe inmeyen, evde olanlarla ilgilenmeyen birine dönüşmüştüm. Ama buna asla izin vermediler. ''Sen Aliva Gürsoy'sun, kurallara uyacaksın.'' Ne kadar da güzel bir sistemmiş. Beni bu şekilde kafeslemek ancak şimdi yani yıllar sonra fark edebiliyorum. Beni asla serbest bırakmadılar.

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin