Merhabalar.
Nasılsınız?
Yeni bir bölüm ile buradayız.
Size iyi okumalar.
Yorumlarınızda buluşmak üzere.Yorum ve oylarınız bana inanılmaz destek sağlıyor.
Desteğiniz için çok teşekkür ederim ♡
31.BÖLÜM
Kuzey
Bakışlarımı Ahmet Gürsoy'dan yanımda oturan Kayra'ya çevirdim. Doğruca Ahmet Gürsoy'a yani Aliva'nın babasına bakıyordu. Bakışlarımı hissetmiş gibi gözlerini benim üzerime çevirdi ''Bu it niye gelmiş?'' dedi çenesiyle onu işaret ederken. ''Düzgün konuş adam hakkında.'' sesim planladığımdan daha sert çıkmıştı ama Kayra bunu ciddiye alacak biri de değildi zaten.
''Suratına baksana kesin olay çıkartacak.''
''Bizi ilgilendirmez.'' dedim ama içim rahat da değildi. Kayra'nın dediğinin çıkacağına adım gibi emindim nedensizce.
Ahmet Gürsoy, yani Melih amcanın kardeşi, yani Aliva'nın ölü olduğunu sandığımız babası, yani şu an karşımızda bekleyen adam. Sebebini tahmin bile edemediğim bir şeyden dolayı karşımızda Aliva'yı bekliyordu.
Doğrusu Aliva'nın nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum ve bizden kimsenin de tahmin ettiğini düşünmüyordum.Gelen kapı sesiyle hepimiz kafamızı kaldırıp o tarafa baktık. Ne tepki verecekti acaba?
Aliva içeriye girdi ve hiçbirimize bakmadan yukarıya yöneldi. Ardından bir anda gözü içeriye çarptı. ''Baba.'' tepkisi şaşkınlıktan uzak bir tınıyla çıkarken. Aliva hızlıca duruşunu değiştirdi. O zaman tam olarak onu görebilme fırsatı yakaladım. Omuzları düşmüştü, gözleri yorgun bakıyordu. Kötü bir şey olmuştu belli ki ama bu onu ne kadar yıpratsa bile yıkmamıştı.
Aliva çantasını merdiven tarafına bıraktı ve salonun ortasına doğru yürümeye başladı. İçeriye gelişinin aksine duruşu dikleşmiş ve asileşmişti. Babasının yaşadığını biliyor muydu?
''Beni mi özledin?'' dedi Aliva, samimiyetle yakından uzaktan alakası olmayan bir sesle. Babasına doğru yürümeye başladığı zaman çenesini sıkmıştı. Bir nevi gard alıyordu.
Babasının yaşadığını biliyordu.
''Ne yapmaya çalışıyorsun Aliva.'' sesi yükseldi Ahmet Gürsoy'dan. Bakışları Aliva'yı çözmek ister gibiydi ama şu an Aliva'nın ne düşündüğünü anlamak bile çok zordu. Aliva kendini kapatmış, sanki ringde gibi gözlerini ve ölü bakışlarını babasına kilitlemişti. Aliva yüzüne yalancı bir gülümseme ekledi ve sesini gayet net bir şekile getirip ''Ne yapıyormuşum babacım? Asıl sen ne yapıyorsun? Olman gereken mezar falan.'' cümlenin sonuna doğru sesi iyice sert bir şekilde çıkmıştı.
Aliva sinirliydi, Ahmet Gürsoy'da fazlasıyla sinirliydi. Biz ise böyle bir aile olayının ortasındaki gereksiz aile üyeleriydik. Ayağa kalkıp Kaan ve Kayra'ya kafamla bir işaret verdim. Aliva bize bakıp ''Lütfen çıkmayın. Bu adamın ne olduğunu falan öğrenirsiniz.''
''Ne yapmaya çalışıyorsun!?"
''Ne mi yapmaya çalışıyorum!?'' Aliva'nın sesi bir anda yükselmişti. Derin bir nefes verdi ve eliyle boynunu sıvazladı. Sakinleşmek için bunu yaptığını biliyordum ama neden bu kadar sinirlendiğini anlayamamıştım doğrusu. ''Sekreterin yok mu o yanında olmadan bir şeyleri anlayamazsın sen.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR
Novela JuvenilBazen hayattaki yerinizi sorgularsınız. Kim olduğunuzu ya da kim olmak istediğinizi. Ne kadar hayatınızı kendi başınıza yönetmek isteseniz bile ne seveceğiniz adamı, ne de geçmişinizini seçebileceksiniz. Ben Aliva Gürsoy; Dünya Boks Şampiyonu olabi...