''Oğuz kalk lan üstümden.''
''Çağrı eğer susarsan uyumaya devam edeceğim.'' diye homurdandıktan sonra üstümdekini örtüye iyice sarıldım. ''Çok soğuk burası Özgür şömine falan bir şey yak.'' ses gelmediği zaman bir kez daha bağırdım ''ÖZGÜR TWEETY ARTIK NEYSEN ISIT ŞU EVİ''
''Aliva kankim sabah sabah bağırma hiç çekilmiyorsun. Saat kaç lan. Yuh saat altı bu saatte niye uyandık biz.''
''Ben uyanmadım.'' sesi geldi sağ taraftan Çağrı'nın sesiydi.
''Ben de uyanmadım.'' diye mırıldandım ve başımın üzerine örtüyü çektim. Çağrı buradaydı, Oğuz buradaydı, Özgür odasında ise Gamze de gece evine gitmiş ise her şey yerli yerindeydi. Tamam sorun yoktu. Uyumaya devam edebilirdim.
Geçen yıl okuldaki kızla kavga ederken nasıl sinirden konuşamadığını hatırlıyor musun?
Siktir git.
Kafamı kaldırıp etrafa baktım. Çağrı yanımdaki koltukta, Oğuz ise karşıdaki koltukta uyuyordu. Belki de uyumuyorlardı hiçbir şey net değildi. Ama net bir şey varsa o da evin soğuk olduğuydu. Ayağa kalkıp evin ısıtma sisteminin olduğu odaya gitmeye çalıştım ama hava karanlıkken bu tahmin ettiğimden çok daha zor oldu.
Evin sıcaklığını arttırıp mutfaktan bir bardak kahve aldım ve içeriye yöneldim.Odanın pencerelerini kapatan baştan başa perdelerin olduğu yere gittim ve perdeyi açtım. Beyaz?
Hadi canım
Dışarısı bembeyazdı ve en az yirmi santim kar vardı. Hâlâ lapa lapa kar yağıyordu. Kahveyi bırakıp perdelerin hepsini açtım ve o anki heyecanla Çağrı'nın koltuğunun üstüne atladım. ''Ahhg Aliva sırtım olmadı bir sonraki sefer belime atla direkt bitir işi.''
''Çağrı kar yağmış, Çağrı kar var bak kar.'' Dediğim zaman Çağrı kafasını pencereye doğru kaldırmıştı. Karı görünce o da biraz şaşırmıştı ama geri hemen kafasını yastığa gömdü. ''Seninle de hiç anın keyfi yaşanmıyor Çağrı'' gözümü devirdim ve Oğuz'un uyuduğu koltuğa yöneldim. ''Aliva benden bir metre uzak dur uyuyacağım.'' ona da göz devirdim ve kahvemi baştan elime alıp pencereye yöneldim. Kar güzeldi. Kar çok güzeldi.
Saat 3'e doğru film bitmişti biz de sabahlayalım dedikten bir saat sonra uyuyakalmıştık. Ne kadar da güzel... Bir de sabah kalktığımız zaman dışarısı bembeyazdı. Kahvenin son yudumunu da içtikten sonra sarj aleti istemek için Özgür'ün odasına çıkmaya başladım. Çağrı ve Oğuz'un telefonlarının modeli benim usb girişimle uyuşmuyordu. Özgür'ün kapısına ulaştıktan sonra yavaş bir hareketle kapıyı açtım. İçeriye girip Özgür'ün yatağına doğru yürümeye başladım. Tam Özgür'ün yatağının üstüne zıplayacaktım ki bir anda Özgür ile sarılmış Gamze'yi fark ettim. Harika.
Bence yine de zıpla
Sus.
Susmam, susamam.
Göz devirip odadan çıktım ve Özgür ile Gamze'yi mutlu, huzurlu uykuları ile başbaşa bıraktım.
***
'Siz hiç boks şampiyonu gördünüz mü? Durun ben bir aynaya bakıyım.''
''Aliva bıktık senden, bıktık bıktık ya.'' derken aynı zamanda kafama elindeki plastik kavanozu attı Oğuz. Kavanozdan kenara kayarak kurtulduğum zaman Çağrı kavanozu havada yakaladı. ''Oğuz o kavanoz kırılsaydı sana yerleri yalatırdım gerizekalı.'' Gözümü devirerek bunu diyen Özgür'e baktım. Sabah hırsımı da atamamıştım zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR
Roman pour AdolescentsBazen hayattaki yerinizi sorgularsınız. Kim olduğunuzu ya da kim olmak istediğinizi. Ne kadar hayatınızı kendi başınıza yönetmek isteseniz bile ne seveceğiniz adamı, ne de geçmişinizini seçebileceksiniz. Ben Aliva Gürsoy; Dünya Boks Şampiyonu olabi...