Merhabalaaaar.
Yorum ve oylarınızı görmek dileğiyle iyi okumalar.
41.Bölüm
Toplantı bittiği zaman imzalar atılmış, fotoğraflar çekilmiş ve hayatım bir anda renk değiştirmişti.
''İstanbul'daki şubemiz de en az burası kadar donanımlıdır. Ama bizim tercihimiz her zaman Livane.'' dedi Türk Boks Federasyon'unun Başkanı.
''İstanbul'daki şubemizle yönlendireceğiz sizi.'' dedi gülümseyerek Kaleli Başkanı.
''Aslında,'' sertçe yutkundum ve sabah aklıma gelen, üstünde hiç durmadığım fikiri söyledim ''Livane'ye yerleşmek istiyorum. Yani kesin değil ama bir ihtimal okul bitince burada devam etmek istiyorum hayatıma.'' Aslında amacım sadece İstanbul'dan gitmekti ama Livane'yi çok sevmiştim. Aynı zamanda da eğer Federasyon'unun bu binasında antrenmanlara başlarsam her şey daha iyi olacaktı.
''Buradaki imkanlar göz ardı edilemez. Haklısınız.'' dedi zaman hafifçe tebessüm ettim. Ondan değil ama ondan olsun bakalım.
''Evet.''
Çağrı, Özgür ve Oğuz bu konuyu konuşuyorlardı aslında. Okullarını Livane'ye geçirip buradan devam etmek istiyorlardı. Oğuz gittiği için yalan olmuştu her şey. Ama yine de bir ihtimal burada devam etmek daha iyi olacaktı. İstanbul'da benim canımı acıtan bir şeyler vardı.
''O zaman size Kaleli'yi gezdireyim.'' dedi Kaleli Kulüp Başkanı.
''Lütfen.'' dedim samimi bir şekilde gülümseyerek.
''Buyurun.'' dedi ve koluyla kapıyı gösterdi. Şimdi sakin oluyorum. Evet sakinim. Aynen çok sakinim. Hatta en çok ben sakinim. Şu an Kaleli'yi geziyorum, ben Kaleli boksörüyüm. Türkiye'nin ilk 20'sinin içindeyim. Çığlık atmak istiyorum.
''Şu taraftan lütfen.''
Beraber önce alt kata indik. ''Bu bina Kaleli'ye ait, bu katta antrenörler ve benim odam var.'' dedi. Ardından da kendi odasını gösterip, bir alt kata indik.
''Bu katta senin, yani Sinan Gümüş'ün özel antrenman sahası var. Aynı zamanda koridorun sonunda, soyunma odaları ve duşlar var. Seni Sinan hocamızla tanıştıralım.''
''Tabii.'' dedim ve gösterdiği salona yürümeye başladım. İçerisi neon yeşili ve beyaz tonlarındaydı. Klasik bir antrenman sahası büyüklüğündeydi ve içeride, sadece birkaç maçta gördüğüm biri vardı. Bir de antrenör. Antrenman yapıyorlardı. Yanlarına yürümeye başladığımız zaman ikisi de durdu ve bize döndü. Sinan Gümüş; kırklarının ortasında, esmer ve kahverengi gözlüydü. Yaşına göre gayet iyi bir fiziği vardı. Bu yaştaki bir adamın bu kadar kaslı olması sağlıklı mıydı acaba?
Yanındaki kişiye baktığım zaman o da bana bakıyordu. Kahverengi gözlü, 1.85 boylarında, buğday tenliydi. O da fazlasıyla kas kütlesiydi, zaten sadece şortu vardı ve vücudu rahatlıkla görülebiliyordu.
''Sinan Bey sizi yeni boksörümüz ile tanıştırayım. Aliva Gürsoy.'' dedi Federasyon Başkanı.
''Memnun oldum, Sinan Gümüş.'' dedi ve elini uzattı. Gülümseyerek elini sıktım ve ''Aliva Gürsoy.'' dedim.
Yanında Sinan hoca ile antrenman yapan kişi de elini uzatıp ''Doğu Karan.'' dedi. ''Memnun oldum.'' dedim elini tekrardan sıkarken.
''Siz antrenmanınıza devam edin Sinan Hocam. Biz de Aliva'yla binayı gezelim.''
dediği zaman baştan kapıya yöneldik. Sinan hoca antrenmana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR
Ficção AdolescenteBazen hayattaki yerinizi sorgularsınız. Kim olduğunuzu ya da kim olmak istediğinizi. Ne kadar hayatınızı kendi başınıza yönetmek isteseniz bile ne seveceğiniz adamı, ne de geçmişinizini seçebileceksiniz. Ben Aliva Gürsoy; Dünya Boks Şampiyonu olabi...