Merhaba!👋🏼
Keyifli okumalar dilerim.
(1,5 ay sonra)
"Taehyung bugün içinde bir ara şirkete uğrar mısın? Sana göstermek istediğim bir şey var."
Sekreter Yang'ın telefonuyla güne uyandım. Sabahın köründe aramasına anlam veremiyordum. Saatime bakıp aslında çok da erken olmadığını görünce yataktan hışımla fırladım. Dersime geç kalmak üzereydim. Nasıl bu kadar fazla uyumuştum anlayamıyordum.
Akşam, derslerim bittiğinde şirkete uğrayacağımı söyleyip Bay Yang'la konuşmamızı sonlandırdık.
Kısa bir duş alıp giyindikten sonra derse yetişmek için koşturarak aracıma gidiyordum. Ama öncesinde mutfağa uğramış ve kahvaltı için bir elma almıştım yanıma. Arabamı okula sürerken bir yandan da onu yiyecektim.
Ders çoktan başlamıştı. Üst taraftaki kapısından girdiğim amfide arkalarda, çok da ilgi çekmeyen bir yere oturdum. Neyse ki ders yeni başlamıştı, kaçırdığım pek bir şey olmamıştı.
Son zamanlarda uykuya fazlaca teslim olmuştum. Neden bilemiyorum. Aklımda bir sürü şey varmış gibi yorgun ve düşünceli hissediyordum ama aslında beynim tiz ses çıkaran bir teneke kadar boştu.
Hayatımda hiçbir zaman çok hareketli, yerinde duramayan bir tip olmadım ama bu aralar ekstra bir durgunluk vardı üzerimde. İçim sıkılıyor, kalbim sıkışıyor gibiydi.
Önceleri arkadaş grubumla bayılarak gittiğim gece kulüplerinden şu an zerre zevk almıyordum ya da hiçbir aktiviteyi yapacak enerjiyi bulamıyordum kendimde. Bu durumu anlamlandıramıyordum.
Ders bitiminde doğruca kendimi kafeteryaya attım. Soğuk ve ferah bir şeyler içmem gerekiyordu. Buz gibi soğuk bir soda alıp Jimin'in oturduğu masaya yaklaştım. Tek başınaydı. Gözleri telefonunda, başını kaldırmıyordu.
"Ne o, yine dünyayı mı kurtarıyorsun?" Yine o meşhur mobil oyununu oynadığını düşünmüştüm. Tam karşısına oturduğumda başını kaldırdı.
"Yok be kardeşim, SeYoung'la mesajlaşıyorum. Akşam bizimkilerle yemeğe katılmak zorundayım, nişanlarının otuz ikinci yıldönümü için." Jimin gözlerini devirerek anlatıyordu akşamki programını.
Anne ve babası özel günlere çok önem veriyordu; tanışma, nişan, evlilik yıl dönümleri, doğum günleri... Hepsi her yıl atlanmadan bir yemekle kutlanırdı.
Jimin ise bütün bu kutlamaları angarya olarak görüyordu, bir zorunluluk. Ailesiyle çatışmamak adına ses çıkarmadan kutlamalara katılıyordu. Ne kadar şanslı olduğunun farkında değildi. Bu yüzden ona kızıyordum.
"SeYoung'a haber veriyorum. Sabahtan beri göremedim sevgilimi, dönem ödevi varmış grupça çalışıyorlar, çok yoğun."
Çok geçmeden Jungkook ve SeYoung kafeteryaya birlikte girmişlerdi, hararetli bir tartışma içindeydiler. "Yine ne için tartışıyor bunlar?" Jimin gözlerini ayırmadan bizimkileri izliyordu.
"Hayır Jungkook eksi sonsuz ve artı sonsuz arasındaki integrale o işlemi uygulayamazsın." SeYoung fikrinde diretiyordu, Jungkook da alt kalmıyordu tabii ki. "Bak güzelim, bu dersi ikinci kere alıyorum. İntegrali alırken e üzeri eksi x kareye hem eksi sonsuz hem de artı sonsuz koyup işlemi yapıyorsun işte. Anlamayacak ne var bunda?"
"Dersi neden ikinci kere aldığını görebiliyorum Jungkook." İkisi de inatla kendi söylediklerinin doğru olduğunda diretiyordu.
"Tamam neyse ne. Bırakın şimdi integrali. Sevgilim yanıma gel, özledim." Jimin, yanına oturan SeYoung'a sıkıca sarılarak yanağından öptü. Karnıma kramp girmişti o anda. İçtiğim sodadandı sanırım, baya soğuktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
On His Pillow
FanfictionKim TaeHyung bir anlığına, doğru olduğunu düşündüğü bir karar verdi. Bu kararın sonuçlarını hiç düşünmemişti. Şimdiyse hiç bir şey eskisi gibi değildi. * * * Yayımlanma Tarihi: 23.12.2020 Bitiş Tarihi: 10.05.2021 #OnHisPillow #3 (#kth)