Merhaba!👋🏼
Keyifli okumalar dilerim.
Jimin'den ayrıldıktan sonra perişan bir haldeydim, kalbim acıyordu. Ama doğru kararı verdiğime inanıyordum. Çünkü birbirimizi kandırmaktan başka bir şey değildi ilişkimiz.
Şimdi ise sıra bunu Taehyung'a anlatmaya gelmişti. İç bahçeye varmış hızlı adımlarla müştemilata yönelmiştim. Taehyung'un orada olmasını ümit ediyordum.
Tanrıya şükür ki evdeydi, büyük tam boy camlardan içeride olduğunu görebiliyordum. Geldiğimi fark ettiğinde oturduğu yerden kalktı ve kapıyı açtı.
İçeri girer girmez boynuna sarıldım. Hala ağlıyordum. Yaşadığım duygu yoğunluğunu bastıramıyordum, göz yaşlarım istemsizce akıyordu.
Yatışana kadar ona sarılmaya devam ettim. Taehyung ise sessizce neler olduğunu anlatacağım zamanı bekliyor, sırtımı pat patlıyordu. Her bir dokunuşu sakinleşmeme yardım ediyordu.
Nihayet kendimi toparlamıştım. Taehyung'la bakışlarımız birbirini bulduğunda yutkundum. Konuşmak için hazırdım.
"Hani demiştik ya bizim ilişkimiz de baban ve teyzem arasındaki ilişkiye benziyor... İşte ben babanın yapamadığını yaptım. Aşkımı seçtim."
Taehyung şaşkınca gözlerimin içine bakıyordu. Ne dediğimi anlamaz bir hali vardı. Bir müddet sonra ancak söylediğimin farkına vardı.
Bir anda yüzünün şekli değişmişti; bir yandan gözyaşlarımı eliyle siliyor diğer yandan da gülüyordu. "Gerçekten mi? SeYoung şaka değil bu, değil mi?"Sağ elimi kendine doğru çekip yüzük takıp takmadığımı kontrol etti. "Bitti mi yani? Cidden bitti mi?" Başımı aşağı yukarı sallamıştım. "İnanamıyorum!"
Bir yanım perişan bir haldeydi diğer yanımsa çılgınlar gibi mutlu...
"Jimin çok tuhaftı Taehyung, onun bu hali beni korkutuyor. Çok üzüldüğünün farkındayım ama çok tepkisizdi. Bağırmasını, öfkelenmesini bekliyordum ama o sessizdi."
Taehyung anlar şekilde başını aşağı yukarı sallamıştı. Jimin çocukluk arkadaşıydı ve kesinlikle benden daha iyi tanıyordu onu.
"Onunla hemen konuşmam gerek." Cebinden telefonunu çıkarmış birkaç tıklamadan sonra kulağına götürmüştü.
"Telefonu kapalı."
Daha da çok endişelenmiştim. "Onu çok merak ediyorum Taehyung, bulalım onu. İyi olduğundan emin olmak istiyorum."
Sürekli sakin olmamı söylüyordu Taehyung ama nasıl olabilirdim ki? Benim yüzümden çok büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordu Jimin. "Merak etme. Onu bulacağım." demişti ama bu beni tatmin etmiyordu.
"Bizi biliyor!"
Söylediğimi duyar duymaz Taehyung duraksadı. "Ne demek bizi biliyor? Sen mi anlattın?"
Edişe içinde başımı sağa sola salladım. "Bakışmalarımızı yakalamış. Kendi kendine anlamış. Neredeyse başından beri biliyormuş."
Bir anda paniklemişti Taehyung, dudaklarını ısırıyordu. Odanın bir köşesinden diğerine mekik dokumaya başlamıştı. Bu onun da tahmin etmediği bir olaydı.
"Onu aptal yerine koymuşuz gibi hissediyorum ve bu beni mahvediyor." Ona bu kötülüğü yapmış olmak kalbimi acıtıyordu.
Hala oda içinde volta atan Taehyung'u durdurup ona sarıldım. "O bunların hiçbirini hak etmedi. Onu bulup özür dilemeliyiz Taehyung. Bunu ona borçluyuz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
On His Pillow
FanfictionKim TaeHyung bir anlığına, doğru olduğunu düşündüğü bir karar verdi. Bu kararın sonuçlarını hiç düşünmemişti. Şimdiyse hiç bir şey eskisi gibi değildi. * * * Yayımlanma Tarihi: 23.12.2020 Bitiş Tarihi: 10.05.2021 #OnHisPillow #3 (#kth)