3

620 58 47
                                    

 Yorum yapmayı ihmal etmezsin, değil mi? :)

Hadi keyifli okumalar.

Okulun ilk günüydü ve ben fazlasıyla heyecanlıydım. Tamamen yabancı olduğum bir ortama girecek olduğum için, yeni insanlarla tanışacağım için... 

Programda sabah dokuzda görünen ilk dersim için yedi buçukta kalkıp hazırlanmıştım. Yurdun yemekhanesinde hafif bir kahvaltı yaptıktan sonra yürüme on dakika mesafedeki fakülteme doğru ilerlemeye başladım. 

Üç katlı binaya girdiğimde dersimin olduğu amfinin hangi katta olduğunu öğrenebilmek için bilgilendirme tabelasının önünde durdum. Çok karışık bir tabelaydı, anlamakta zorlanıyordum. Bina kocamandı. Daha ilk dakikadan çuvallamış mıydım?

"Hangi amfiyi arıyorsun?" Başımı sağa doğru çevirip Jungkook'un yanımda durduğunu görünce rahatlama hissi saç telimden ayak parmağıma kadar bütün bedenime yayıldı. "Ah seni gördüğüme çok sevindim Jungkook. C304'ü arıyorum." 

Gülümsemişti. Gerçekten de ortaya çıkmak için şu andan daha iyi bir zaman olamazdı. "Bak şimdi. Buradaki C amfinin C-Blokta olduğunu, 304 ise üçüncü katta 4 numaralı amfi olduğunu gösteriyor. Biraz karışık ama zamanla daha kolay olacaktır."

Kafamı sağa sola sallamıştım. "Yani yanlış bloktayım. C-Blok nerede?" 

"Gel seni götüreyim. Bundan sonra C-Bloğa gideceğin zaman binanın sağ tarafından dolaş ve iki numaralı kapıdan gir. Direk C-Bloğa girmiş olursun." Uzun koridor boyunca birlikte yürürken insanların bize bakmalarından rahatsız olmuştum. Bende mi bir tuhaflık vardı, makyajsız oluşum mu ilginçti, saçım mı komik duruyordu bilmiyorum. Ama dönüp dönüp bakmaları rahatsız hissettirmişti. 

Merdivenleri de çıktıktan sonra nihayet aradığım dersliğime gelmiştik. Jungkook beni bırakıp iyi dersler dileyip bir alt kattaki kendi dersliğine gitmişti. Taehyung kasıntıydı ama neyse ki arkadaşları oldukça samimi ve dost canlısıydı. Jungkook olmasaydı muhtemelen burayı bulmam baya zaman alırdı.

Kocaman amfiye girdiğimde ön sıraya yakın bir yere oturdum. Dersi alacak öğrenciler dağınık bir şekilde birbirinden uzak oturmuşlardı. Kimsenin birbiriyle diyaloğa girme gibi bir niyeti yoktu sanırım. 

Üst sınıflardan üç kişi gelerek kendilerini tanıttılar ve öğleden sonra oryantasyona çıkacağımızı söylediler. Bunun için sevinmiştim çünkü kendimi sudan çıkmış balık gibi hissediyordum. 

***

Öğle yemeği için yemekhaneye gitmiş, yemeğimi almış, boş bulduğum bir masaya geçmiş yiyordum. Gürültülü yemekhanenin bir anda sessizleşmesi dikkatimi çekti. Başımı yemek tepsimden kaldırdım ve herkesin baktığı yöne doğru çevirdim. 

Taehyung, Jungkook ve Jimin yemekhane girişinde durmuş etrafa bakınıyorlardı. Jimin ile göz göze geldiğimizde gülümsedi ve yürümeye başladı. Birkaç saniye içinde yanıma gelmişti. "Sana bakınıyordum SeYoung. Hadi kalk yemeğe gidiyoruz." 

Bileğimden tutmuş beni yerimden kaldırmaya çalışıyordu. "Ama ben yiyordum zaten." Konuşmama izin vermiyordu, bir de oldukça güçlüydü, sıkıca tuttuğu bileğimi kurtaramamıştım. Masadaki tepsiyi diğer eliyle aldığında benim de yerimden kalkmamı sağlamıştı ve bu onun için oldukça kolay olmuştu. Yandaki sandalyeye koyduğum çantamı da aldığımda çıkışa doğru yürümeye başlamıştık. 

Elindeki tepsiyi boşların bırakılması için hazırlanan standa yerleştirdi ve yoluna devam etti. Cebinden çıkardığı telefonunu uzattı. "Numaranı kaydeder misin? Benim numaram da sende olsun. Acil durumlar ve bir de kolay bulunmak için" Göz kırparak bitirmişti cümlesini. 

On His PillowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin