70 Özel Bölüm Anlaşmazlıklar ve Anlaşmaya Varılan Kararlar

103 14 126
                                    

Merhabaaaaa 👋🏻

Sürpriz bir şekilde yeniden karşınızdayım

Hadi başlayalım

Zevkle Okumalar

*

Park Jimin'in Anlatımından; 

Son zamanlarda aile holdingimizin yeni yaptığı atılımlar nedeniyle son derece yoğun günler, haftalar geçiriyorduk. 

Yeni ortaklıklar, atılmış ve atılacak olan imzalar, yeni projeler; en alttan en üste şirketteki bütün personeli son derece meşgul ediyordu. 

Yöneticisi olduğum Holdingimizin avukat ordusunun benim için en önemlisi ve biriciği canım karım HanNa da tabii ki bu yoğun döneme dahil olmuştu. 

MinNa doğduğundan beri işleri evden takip eden HanNa artık Holdinge, ofisine gelmek zorunda kalıyordu. 

Çünkü yaptığımız toplantılara bizzat katılması gerekiyordu. Taahhüdüne girdiğimiz projeler çok büyük, çok kapsamlı işlerdi. Ve en ufak hataya tahammülümüz yoktu.

HanNa'nın şirkete geliyor olması da, annesi dışında bir bakıcısı olmayan küçük kızımız açısından sıkıntı yaratır olmuştu. 

HanNa bu problemimizi çözmek için bir bakıcı iş ilanı yayımlamıştı. Aradığımız niteliklerdeki bakıcıyı bulana kadar da bu süreyi geçici çözümlerle halletmeye karar vermiştik.  

Şimdilik MinNa her sabah bizimle şirkete geliyor, akşam bizimle eve dönüyordu. 

Ama onca iş arasında küçük kızıma bakmak tabii ki kolay değildi. 

Sık sık annesi ile toplantılara girmek zorunda kalıyorduk. Biz toplantıdayken de ona zaman zaman sekreterim zaman zaman da müsait olan amcaları göz kulak oluyordu. 

Ama MinNa'nın bundan hoşnut olduğunu söylemek doğru olmazdı. 

İlgimize ihtiyacı olduğu sürede yanında olamamamız onu hayal kırıklığına uğratıyordu. Henüz bunu dillendirebilecek yaşta değildi ama hareketleriyle bize bunu gösteriyordu. 

Ne zaman toplantıya girecek olsak kaşlarını çatıp surat asıyor "gitme" deyip arkamızdan ağlıyordu. 

İtiraf etmek gerekirse MinNa'nın şirkette bulunduğu sürede toplantılarımıza daha fazla mola verir olmuştuk. 

Her molada anne ve babası olarak yanına gidip onun gönlünü yapmaya çalışıyorduk. 

Ama bizi fazlasıyla zorladığı su götürmez bir gerçekti. 

***

Bugün de, öğleden sonra yapılacak toplantıya katılması gereken HanNa, omuzuna taktığı bebek çantası ve kucağındaki kızımız ile bebek arabasını sürüyerek ofisime girdiğinde bakışlarımı bilgisayarımın ekranından kaldırdım. 

Gülümseyerek sevgilime baktığımda yalvarırcasına yukarı kaldırdığı kaşları ile karşılık verdi. "Sevgilim MinNa'yı sen uyutur musun? Toplantıya gecikiyorum." 

Oturduğum yerden hışımla kalktım ve HanNa'ya yaklaşıp kızımızı kucakladım. "Tabii ki. Gel bakalım prenses. Uyku vakti!" 

MinNa'nın gözünden uyku akıyordu. Onu kucaklar kucaklamaz başını omzuma koymuş, bir kedi gibi göğsüme sinmişti. 

On His PillowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin