Merhabaaa! 👋🏻
Yine bir ilham dalgasına tutulu verdim.
Bir anda aklıma gelenleri yazdım 🤭
Umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalar.
*
Bu hafta sonu için grupça karar almıştık; hep birlikte Seul'e pek de uzak olmayan, Acha Dağı eteklerinde yer alan ve muhteşem bir göl manzarası olan butik otelde keyifli iki gün geçirecektik.
Bütün grup, eşlerimiz, bebeklerimiz; sabahın erken saatlerinde çıktığımız yolculuğumuz sonucu otelimize varmıştık.
Heyecanlıydım. Kendimi tekrardan üniversite yıllarına geri dönmüş gibi hissediyordum.
Ailemle birlikte ufak tatiller yapıyorduk ama uzun zaman sonra ilk kez grup olarak, üstelik bu kez daha da kalabalık olarak tatile çıkıyorduk.
Kamp temalı butik otelde minik bebeklerle nasıl vakit geçirecektik, cidden merak ediyordum.
*
Kısa sürede her birimiz odalarımıza yerleşmiştik. Hala otelin geç kahvaltı saatiydi.
Uzun ve keyifli bir kahvaltı için grupça sözleşmiştik. Restorana ilk giden ise Jungkook olmuştu.
Mesajlaşma aplikasyonundaki grup konuşmamıza aralıksız şekilde Jungkook'un mesajları düşüyordu.
"Hadi neredesiniz? Gelin artık!"
"Ağaç oldum burda. Yanımdan geçen genç hatunlar 'ay ne yakışıklı ağaç' diyorlar, duyuyorum!"
"Vay arkadaş ne ağır götünüz var, inemediniz aşağıya!"
"Jin hyung dısında gelen yok! Boşuna Jin hyungun askeriyiz demiyorum! Hıh!"
"Aman beee! Gelmiyorsanız ben başlıyorum yemeğe. Dilim damağım kurudu!"
...Çocuklu insanlardık biz, ne umuyordu ki... Bebeğin ne kakası biterdi, ne üst değiştirmesi... Hal böyle olunca odada geçirdiğimiz süre uzuyordu.
Ama sonunda odamızdan çıkmayı başarmıştık canım karım ve oğlumla.
Yan odamızdaki Jimin'lerden hala sesler geliyordu, odadaydılar. Belli ki MinNa huysuzluk yapıyordu, ağlama sesi doldurmuştu odayı.
SeYoung kapıya yaklaşıp tıklattı. Bir süre sonra kapı aralanmıştı. Ardından kızını kucağına almış sakinleştirmeye çalışan Jimin çıkmıştı.
"Neler oluyor Jimin? MinNa neden bu kadar çok ağladı?" Anne kalbi işte. Bir bebek ağladı mı canım karımın içi titriyordu.
Jimin'in yüzündeki endişe, ortada ciddi bir şeylerin olduğunu düşündürmüştü. Ama HanNa'nın izah etmeye başlamasıyla içime su serpilmişti. Cidden keyif kaçıracak bir şeyler oldu zannetmiştim.
"MinNa'nın uyku arkadaşı tavşancığını evde unutmuşuz. Onu istiyor. O yüzden ağlıyor. Babasının kızı işte, tutturdu mu tutturuyor."
Elindeki ten rengi tişörtü kıvırıp oyuncak yapmaya çalışan HanNa bıkkınca tişörtten bozma oyuncağı gösterdi. "Umarım bununla kandırabiliriz."
SeYoung MinNa'nın saçlarını okşamıştı. Yumuşak sesiyle onu telkin etmeye çalışıyordu. "Bebeğim, JoonHo abinin ayıcığıyla uyumak istersen sana ödünç verebiliriz. Değil mi JoonHo abisi?"
Oğlum başını aşağı yukarı sallamıştı. Abilik görevlerinin bilincindeydi minik yavrum. MinNa ile göz teması kurabilmesi için onu kucağıma aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
On His Pillow
FanfictionKim TaeHyung bir anlığına, doğru olduğunu düşündüğü bir karar verdi. Bu kararın sonuçlarını hiç düşünmemişti. Şimdiyse hiç bir şey eskisi gibi değildi. * * * Yayımlanma Tarihi: 23.12.2020 Bitiş Tarihi: 10.05.2021 #OnHisPillow #3 (#kth)