Keyifli okumalar dilerim.
"Hediyeyi ben hallettim SeYoung, ikimizin adına bir şeyler ayarladım, paket arabada."
Birkaç saat içinde YoonGi'nin doğum günü partisi için her zaman gittikleri kulüpte diğerleriyle buluşacaktık, HoSeok büyük bir parti planlamıştı.
Jimin'le yaptığım telefon görüşmesinde yine düşünceli bir adam olduğunu göstermiş, hediye işini hallettiğini söylemişti. Onun bu iş bitiriciliği ve pratikliğine hayrandım. Aile şirketinin başına geçtiğinde de çok iyi bir iş adamı olacaktı, emindim.
"O halde istediğin zaman çıkabiliriz sevgilim. Ben hazırım." Jimin bazı imza işleri için şirkete geçtiğinden evde yalnızdım.
Yarım saat içinde evde olacağını söylemişti. Giyeceklerini hazırlamış onu bekliyordum. Akşam yemeği yemiş miydi ki?
*
Jimin de hazırlanmış kulübe gitmek üzere yola çıkmıştık. Yol boyunca oradan buradan konuşuyor sohbet ediyorduk.
"Tanrım ben ne kadar şanslı bir adamım! Şu yanımda oturan güzelliğe de bakın. Sanırım bu gece seni çok kıskanacağım sevgilim." Elimi avucu içine almış öpüyordu Jimin.
"Abartma tatlım, alt tarafı birazcık makyaj yaptım. Utandırma beni!" Yolu takip etmesi gerekirken beni izliyordu. Hem endişelendiriyor hem de utandırıyordu beni. Sağ salim şu kulübe varmak istiyordum artık.
*
Kulübe varmış Jungkook ve Hoseok'un oturduğu masada yerimizi almıştık.
Jimin, Jungkook'la şakalaşıp 450 cc'yle partiye geleceğini düşündüğünü söylüyor, ne zaman kendileriyle tanıştıracağını soruyordu."Tanışmayı aklınızdan bile geçirmeyin! 450cc'im bana özel. Hem gece randevum var onunla, erken ayrılacağım zaten."
Hoseok da sohbete dahil olmuş, 450 cc'nin ne olduğunu sormuştu.
Jungkook, Hoseok'a doğru eğilmiş beden diliyle ve bütün açıklığıyla '450 cc'nin ne anlama geldiğini anlatıyordu. İkisi birlikte katılarak gülüyorlardı... Erkeklerin şu muhabbetlerinden nefret ediyordum.Kulüp ortamı, yüksek sesli müzik benim için oldukça rahatsız ediciydi, yanımda oturan sevgilimin sesini dahi duyamıyordum. Ortamın karanlığa yakın loş olması, yanıp sönen keskin ışıklar da göz yorucuydu.
Jimin buranın nesini seviyordu ki her akşam buraya geliyordu? Eğilip Jimin'in kulağına doğru söylenmeye başladım. "Cidden her gece buraya mı geliyordun? Hiç hoş bir yer değil!"
Jimin kahkaha atmıştı. O da kulağıma eğilerek cevap verdi. "O senden önceydi sevgilim. Beni evimin erkeği yaptın, buraya aylar sonra ilk defa geliyorum."
Parti başlamasına rağmen Taehyung etrafta görünmüyordu. Belli etmeden onu arıyordu gözlerim. Birkaç gündür onu görmemiştim ve nasıl olduğunu bilmek istiyordum, sanırım özlemiştim...
Ortam loş olsa da yüzler tanınıyordu. Emindim, henüz ne Taehyung ne de kuzenleri gelmemişti. Merakla onu göreceğim anı bekliyordum.
Çok geçmeden Kim Kuzenler kulübün kapısından giriş yaptılar. Masamıza doğru yaklaşırken etrafta kendilerine selam verenlere karşılık veriyorlardı.
Taehyung yine o soğuk, duvar gibi Taehyung olmuştu adeta. Masamızdakilere selam verdikten sonra karşı taraftaki boş masaya yöneldi ve oturdu, kuzenleri de onunla birlikteydi.
Kabul ediyorum; masalar dört kişilikti ve hepimiz aynı masa etrafında oturamayacaktık belki ama bir çözümü bulunurdu, neden o kadar uzağa gitmişti ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
On His Pillow
FanfictionKim TaeHyung bir anlığına, doğru olduğunu düşündüğü bir karar verdi. Bu kararın sonuçlarını hiç düşünmemişti. Şimdiyse hiç bir şey eskisi gibi değildi. * * * Yayımlanma Tarihi: 23.12.2020 Bitiş Tarihi: 10.05.2021 #OnHisPillow #3 (#kth)