Merhaba! 👋🏼
Kurgu hakkındaki düşüncelerinizi öğrenmeyi çok isterim. Yorum yapmayı ihmal etmezsiniz değil mi?
Hadi yorumlarda görüşmek dileğiyle.
Söyledikleri gibi hayat cidden Seul'de hızlı geçiyordu. Okula başlayalı çoktan bir buçuk ay olmuştu. Oysa ki daha dün gibiydi teyzemin beni terminalde karşıladığı gün.
Geride kalan bu bir buçuk ay boyunca Jungkook ve Jimin ile sık görüşür olmuştuk, dolayısıyla Taehyung'la da. Haru'nun beni uyarmaya çalıştığı şeylerin hiç biri olmamıştı. Aksine her ikisinden de oldukça fazla yardım almıştım. Jungkook dersler konusunda çok yardımcı oluyordu, Jimin ise geri kalan her şey için.
Belki de Haru da o 'içlerinden biriyle flört edebilmek için ellerinden gelen her şeyi yapan kızlar'dan biriydi. Belki de çekememezlikti onun bu yaptığı. Kim bilir? Ama kararlıydım, kendi bana açılana kadar ben ona herhangi bir şey sormayacaktım.
Yakında vizelerim başlayacaktı. Aklımı herhangi bir şeyin kurcalamasını istemiyordum. Tam konsantrasyon derslerime odaklanmalıydım. Ailemin beni okutmak için gösterdiği çabanın karşılığını vermeliydim. Babamın bana fazladan harçlık gönderebilmek için kimi zaman çift vardiya çalışıyor olması beni hem üzmüş hem de dersler konusunda kamçılamıştı.
"Ah SeYoung, şu an aradığım kişi tam da sen olabilirsin." YoonGi Sunbae uzun koridorun karşı tarafından bana doğru yürürken önümde durdu. "Bu iyi bir şey mi Sunbae?"
"Nereden ve nasıl baktığına bağlı tabii ki bu. Sana bir teklifim var." Elindeki kağıt yığınını karıştırmış ve arasından bulduğu broşürü bana uzatmıştı. "Vizelerden sonra ufak bir hafta sonu etkinliği düzenliyoruz. Kar, kayak, stres atmaca filan. Bilet satmamıza yardımcı olursun değil mi? On bilet satarsan senin konaklaman bedavaya geliyor bu arada araya sıkıştırayım."
Ben vizelere odaklanmalıyım derken böyle oyalayıcı bir şeyle uğraşamazdım. "Kusura bakma Sunbae, yapabileceğimi sanmıyorum. Yoğunlaşmam gereken başka işlerim var."
YoonGi'nin hayal kırıklığı yüzüne yansımıştı. Son bir umut tekrar sorduğunda Jungkook yanımızda bitiverdi. "Sadece 2 gün SeYoung. Ne kadar satarsan sat, konaklaman bedava."
"Neler oluyor burada? SeYoung ne satıyor hyung?" Kolunu YoonGi'nin omuzuna atmış samimi şekilde konuşuyordu.
YoonGi ise bütün detaylarıyla hafta sonu tatilini, yapılması gerekenleri, her şeyi ayak üstü Jungkook ve bana anlatmıştı. "Tamam, ver sen o biletleri. SeYoung'la ikimiz bunları bugün ve yarın satarız. Dışarıdan katılıma izin var mı? Yoksa sadece Mühendislik fakültesiyle mi sınırlı kalacağız? HoSeok hyunga da bilet satmak isterim açıkçası." Neden kimse bana yapmak isteyip istemediğimi sormuyordu acaba? Yine bir emrivakiyle karşı karşıyaydım.
***
"Ben SeYoung'tan bilet alacağım. Üzgünüm Jungkook." Kafeteryada birlikte oturduğumuz masada kar tatili muhabbeti ve bizim bilet satışı işini üstlendiğimiz konuşuluyordu. "Keyfiniz bilir küçük bey. Ben şu masadaki güzel bayanlara bilet satmaya gidiyorum. SeYoung sen de Jimin'e satabildiğin kadar çok bilet sat."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
On His Pillow
FanfictionKim TaeHyung bir anlığına, doğru olduğunu düşündüğü bir karar verdi. Bu kararın sonuçlarını hiç düşünmemişti. Şimdiyse hiç bir şey eskisi gibi değildi. * * * Yayımlanma Tarihi: 23.12.2020 Bitiş Tarihi: 10.05.2021 #OnHisPillow #3 (#kth)