12

469 51 27
                                    

Merhaba! 👋🏼

Keyifli okumalar...

😊

Çabucak geçen haftanın ardından yine bir Cumartesi günü YeonTan'ı gezdirmek için Taehyung'un evine gidiyordum. 

Tanie'yi gezdirmek hoşuma gidiyordu, bir görev olarak görmüyordum, onunla sokaklarda gezerken aklımdaki düşüncelerden uzaklaşıyordum, eğleniyordum. 

Eve en yakın durakta otobüsten inmiştim. Henüz mahallenin başındaydım. Yürümem gereken on dakikalık bir mesafe daha vardı. 

Yol eğimli olduğundan tempomu yavaş tutuyordum. Terlemek istemiyordum. Nisan ayı sonunda olmamızdan dolayı hava iyiden iyiye ısındığını gösteriyordu. Hem nemli hem de nispeten sıcaktı. 

Yüksek taş duvarları olan binanın ana girişine vardığımda bahçe kapısının güvenlik kodunu tuşlayıp açılan kapıdan iç bahçeye girdim. Uzaktan sesler geliyordu, Tanie bir şeye  sinirlenmiş olacak ki durmadan havlıyordu. 

Ana bahçeye çıkmıştım. Taehyung ve Jimin bahçede oturuyorlardı. Jimin'in burada, sabahın on birinde ne işi olabilirdi diye düşünmedim değildi. 

Geldiğimi ilk fark eden Tanie olmuştu, yanıma geldi kısa patileriyle koşarak. Zaten minnacık bir şeydi, oyuncak gibi görünüyordu, koştuğunda çok tatlı ve komik oluyordu. "Tanie gel buraya seni minik yaramaz. Özledin mi bakayım beni?" 

Tanie'yi kucaklayıp Taehyung ve Jimin'in yanına doğru ilerledim. Görür görmez Jimin oturduğu yerden kalkmıştı. 

"Jimin ne işin var burada?" 

"Bugünkü görevinde sevgilime eşlik etmeye karar verdim." Tamam, neden olmasındı? Bugün Tanie'yle yalnız olmayacaktık. "Tanie bundan pek memnun olmayacak ama yapacak bir şey yok değil mi Tanie? Sonuçta SeYoung benim sevgilim, senin değil!" 

Jimin'in her söylediği kelimeye havlayarak karşılık veriyordu YeonTan. Sanki karşılıklı tartışıyorlardı. Cidden onları izlemek çok eğlenceliydi. 

"Teyzeme uğrayıp geliyorum. Sonra da gezintiye çıkarız." diyerek ana binaya, mutfağın bahçeye açılan verandasına doğru ilerledim. Mutfaktan içeri girdiğimde teyzem JongGyu'ya yemek yedirmekle meşguldü. 

Sıcak bir kucaklaşmadan sonra teyzem ısrarla oturup yemek yememi söylüyordu. "Teyzeciğim işim var. Döndüğümde söz birlikte yeriz." 

JongGyu oturduğu sandalyenin üzerine çıkmış boylarımızı eşitlemeye çalışıyordu. Kollarını iki yana açmıştı, onu bekletmeden sıkı bir kucaklaşmayla karşılık verdim. "Noona geldiğinde oyun oynayalım mı? Babamın yeni aldığı treni sana göstermek istiyorum."

JongGyu'yu kıramıyordum. "Tamam oynarız tatlım ama sen neden yemeğini kendin yemiyorsun? Bunun için yeterince büyümedin mi?" 

Teyzem onun yerine cevap vermişti. "JongGyu'nun boğazı ağrıyormuş biraz ablası, kendini kötü hissettiği için ben yediriyorum. Sonraki öğününü kendisi yiyecek değil mi JongGyu?" Minik oğlan başını aşağı yukarı sallıyordu. Ama bakışları yerden yukarı çıkmıyordu, yaptığı nazın fazla olduğunun bilincindeydi.  

Hepimiz yaptığı nazın nedeninin farkındaydık. Yeni bir iş seyahati için dün evden ayrılan ebeveynlerinin ardından huysuzluğunu bu şekilde gösteriyordu. 

Çocukların hepsi ayrı tarzlarda düzensiz aile yaşamlarına tepki veriyorlardı; JongGyu huysuzlukları ve nazlarıyla tepkisini gösteriyordu, TaeHyung ise kendine ait mekan hazırlayarak, kendini evden soyutlayarak gösteriyordu. Henüz EunJin'in reaksiyonunu görememiştim. O da aslında kendini odasına kapatıyordu, bütün dünyası odasıydı. Onun da tepkisi o olabilirdi. 

On His PillowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin