Leon karargahdaki odasının penceresinden tek başına dışarıya bakıyordu. Ağustos ayının ortalarındaydılar. Gökyüzü masmavi ve hava çok sıcaktı. Genç adam sonsuz maviliği izlerken elbette aklında güzel sevgilisi vardı. Son on gün çok zor geçmişti Hilal için. Her şeyi üst üste yaşamıştı ve hâlâ toparlanabilmişti bilmiyordu genç adam.
************
Her şey on gün önce başlamıştı. Genç adam Hilal'i sahafta uyardıktan sonra yine de peşine parayla tuttuğu bir gözcü takmıştı. Adam ertesi gün gözlemlerini uzun uzun Leon'a anlatmıştı. Hilal ve tarif ettiğine göre çalgıcı arkadaşları tüm gün al renginde kumaş toplamış ve geceden sabaha kadar bir evde kalmışlardı. Hatta Azize Hanım bile gitmişti o eve.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Genç adam ertesi gece gözcünün tarif ettiği evin sokağında Hilal'i beklemişti. Zira genç kızın yine bir işler çevirdiği apaçık ortadaydı. Al kumaş bulundurmak yasaktı ve nedeni belliydi. Hele de son günlerde evlerden Türk bayrağı toplanmasıyla genç kızın ne maksatta olduğu da tahmin edilebilirdi. O gün de Leon Hilal'den ayrı papara yemişti. Nihayetinde kız esip gürledikten sonra Leon'un aslında mecburiyetten bu görevi yerine getirdiğini kabul etmişti. Ardından tekrar genç adama şu bahsettiği çözümü bir an önce gerçekleştirsin diye de tembihlemişti. Leon biliyordu, Hilal belli ki bayrak meselesini unutmamıştı ve bu yüzden bir işler karıştıracaktı. Lakin onu asıl tek korkutan şey Hilal'in bu meseleyi ertesi gün gelecek olan başbakan yardımcısına yansıtma ihtimali olmuştu. Genç kız arkadaşlarıyla beraber evden çıktıktan sonra Leon da karşılarına çıkmıştı. Hilal arkadaşlarını gönderdikten sonra münakaşaya girmişlerdi. Leon yalvarmış, Hilal inat etmişti. Sonunda da birbirilerine kırgın ayrılmışlardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ertesi gün başbakanı karşılamak için limana gitmek için yola çıktıklarında da tedirgindi Leon. Fakat yolu yarıladıktan sonra Yüzbaşı Nikos, Lucas ve Leon'la beraber küçük bir grup erle başka yere gitme emri vermişti. Karargaha bir ihbar pusulası gelmişti. Yol üzerindeki bir sokakta başbakan yardımcısına başıbozuk Türkler suikast düzenleyecek denmişti. Leon, Yüzbaşı Nikos'un kumandasıyla başka yola saparken aklı limandaydı. Hilal için endişeliydi. Nihayetinde uzun vakit yapılan arama sonunda ihbarın asılsız olduğunu anlayıp yeniden limanın yolunu tutmuşlardı. Lakin limana yaklaşınca silah seslerini duymuşlardı. Büyük bir kalabalık etrafta telaşla koşuşturuyordu. O vakitten sonra Leon aklını yitirmişti adeta. Aklında sadece Hilal vardı. Limana geleceğini bilmese de içinde müthiş bir korku vardı. Zaten bir binada asılı koca Türk bayrağını görünce de korkusunda haklı olduğunu anladı.
