Bölüm 26 - Yeni Dostlar

498 34 44
                                    

İyi okumalar.

Dakikalarca birbirlerinin gözlerinin en derinine baktılar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dakikalarca birbirlerinin gözlerinin en derinine baktılar. İki genç yüzlerindeki şefkat ve sevgi dolu tebessümü göstermekten çekinmiyordu. O an Hilal bile utangaçlığını unutmuştu. Lakin bu vaziyet çok da uzun süremedi. Leon sağ elini tekrar kızın yanağına ve başparmağını da dudağına götürünce yine utanma duygusu onu ele geçirmişti. Genç adam az önce öptüğü dudağı okşuyordu. Aslında genç adam elini kızın dudaklarına götürürken ilk düşündüğü Hilal'le tanışmalarından beri merakla hayal ettiği tebessümünü sevmekti. Lakin içindeki arzu yine kendisini belli etmiş, arzusu da dokunuşuna yansımıştı. Hilal de bu dokunuşla titremiş ve az önceki öpüşmeyi henüz atlatamadan yeni bir tanesinin heyecanını yaşamaya başlamıştı. Fakat bu kadar heyecana kalbi dayanabilir miydi bilemiyordu.

Leon kızın bakışlarını kaçırmasıyla onu ürküttüğünü düşünüp kızı rahatlatmak için konuşmaya karar verdi. Elini yavaşça kızın dudaklarından ve yüzünden çekti ve tekrar elleri Hilal'in elleriyle buluştu. Sıkıca kavradı onları Leon, adeta kıza güven vermek ister gibi.
"Güzel sevgilim..." diye lafa girdi genç adam. Bu hitap Hilal'ine ne de güzel yakışmıştı. Öyle ya güzeldi Hilal ve onun sevgilisiydi. Kendi dilinde de pek yaraşmıştı. Ömründe ağzından çıkan en güzel kelimelerden biriydi bu. En değerlilerden.
"...artık benden gözlerini kaçırma. Utanma lütfen. Biliyorum her şey senin için çok yeni ama bil ki benim için de öyle. Ben de çok heyecanlıyım. Kalbim seni her gördüğümde öyle hızlı çarpıyor ki, fakat benim ilacım yine sensin. Huzurum, mutluluğum sende. İnan ki ben hayatımda bu kadar mutlu olmadım. O yüzden benden gözlerini ve gülüşünü sakınırsan halim nice olur."

Hilal hemen gözlerini genç adama çevirdi. Leon bu cihanda üzmek isteyeceği en son kişi dahi olamazdı.
"Seni üzüyorsam beni affet. Lakin utangaçlığım bazen ağır basıyor." diye açıklamaya çalıştı mahcubiyetle.

Leon elbette kızı anlıyordu, zaten bu konuşmayı da onun için yapıyordu. Kızı rahatlamalıydı.
"Anlıyorum. Ama sen de bilmelisin ki artık biz sevgiliyiz. Artık aramızda utanma, çekinme olmamalı. Biz birbirimizin her şeyi olacağız. Biliyorum bu dediklerim hemen olacak şeyler de değil, lakin en azından alışabilmek için çabalamalıyız." diyip gülümsedi.

Hilal derin bir nefes alıp verdi, az önceki öpüşmeden dolayı duyduğu heyecanı ve titreyen bedenini Leon'un söyledikleriyle rahatlatmaya çalıştı. Leon doğru söylüyordu, sürekli utanamazdı. Kendi de çok çabalamıştı bu huyundan vazgeçmek için, lakin görüldüğü üzere pek muvaffak olamamıştı.
"Haklısın, ama sana söz veriyorum elimden geleni yapacağım."

Leon aldığı cevapla memnuniyetle gülümsedi. Hilal'in çabalayacağını söylemesi bile onun için çok mühimdi.
"Teşekkür ederim." diye cevapladı. Sonra aklına bir fikir geldi, böylece kıza yardım edebilirdi.
"Bak aklıma ne geldi. Bir oyun oynayalım."

"Ne oyunu?" diye şaşkınlıkla karışık merakla sordu Hilal.

"Birbirimize sorular soracağız. Hem birbirimizi de daha iyi tanımış oluruz."

Mazi ile İstikbalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin