Bölüm 55 - Kuyruklu Yıldızın Altında Bir İzdivaç II

1.1K 19 11
                                    

Devamı... Özel Bölüm

Hilal ve Leon bu akşam evlenmiş ve ruhlarını ebedi olarak birleştirmişlerdi. Şimdi de sıra bedenlerindeydi. Bu yüzden iki gencin de bedenleri yaşayacakları vuslatın heyecanıyla hafifçe titriyordu.
Hilal heyecanın yanı sıra biraz da korku da duyuyordu. Hiç bilmediği denizlerde kaybolmuş gibiydi. Hem çok güzel, hem de ürkütücüydü.
Leon ise aşık olduğu kadına dokunabilmenin telaşı ve mutluluğu içindeydi, fakat onun da korkuları vardı. Aşkının şiddetiyle sevdiği kadının canını yakmak gibi mesela. Genç adam, Hilal'in ürkekliğinin bilincindeydi. Onun ilki olacağını biliyordu. Bu yüzden son derece temkinli, nazik ve de en mühimi sabırlı olmalıydı. Zevcesini şehvetinin kurbanı yapamazdı. Olduğu yerde derince yutkundu ve karşısında gözlerini kaçırarak bakan zevcesine yaklaştı.
"Siz ne diyordunuz..." deyip hızlıca düşündü genç adam. "Zevcem... zevcem gözlerime bakmayacak mı? O güzel gözlerini benden mahrum mu bırakacak?" diye sitem eder gibi konuşurken, bir eliyle de kızın nazikçe çenesinden tutup hafifçe kaldırdı.

Hilal önce "zevcem" sözü hoşuna gittiği için hafifçe gülse de utanmaktan da kendini alamamıştı. Fakat sonra Leon'un sitemini ciddiye alıp, onu kırmamak için hemen bakışlarını genç adamla buluşturdu.

Leon artık ona bakan mavi gözlerle sevgiyle gülümsedi.
"İşte benim gökyüzüm, benim ışığım bu gözler."

Genç kız da bu sefer daha rahat gülümsedi sevgilisine. Birbirilerine uzun uzun bakarken Leon kızın yanağına çıkardı elini. Ardından kıza yaklaşıp öptü.
Genç kız dudaklarını kavrayan dudaklara hemen karşılık verdi. Fakat bu kez iki sevgilinin de dudakları alev alev yanıyordu. Bir başka ateş vardı o dudaklarda, çünkü bu birleşme başka bir birleşmenin başlangıcıydı. Daha yakıcı bir birleşmenin.
Leon Hilal'in yanağındaki elini biraz kızın boynuna kaydırdı ve diğer eliyle de kızın belini kavradı.
Hilal'in de bir eli, Leon'un onun boyunu tutan elinin üstündeydi. Bazen onun koluna doğru da kaydırıyordu elini. Boşta kalan diğer eliyle de genç kız Leon'un yanağını tutuyordu.
Bu dokunuşlarla birbirilerini tutkuyla öperken genç adam biraz geri çekildi, fakat yine de konuşurken kızın dudaklarına dudakları değiyordu.
"Nefesim de beni yakan bu dolgun dudaklar." dedi nefes nefese, zira iki sevgili öpücükleriyle nefeslerini tüketmişlerdi. Sonra Hilal'in gözlerinin en derinine baktı.
"Şimdi güzel bedeniyle de beni kutsar mı? Ve zevcem de onu mutlu etmem için bana izin verir mi?" diye sordu.
Her ne olursa olsun Hilal'in gerçekten emin olduğunu bilmeliydi. Şayet genç kızın tereddütünü görürse hemen dururdu, zira daha sonra durmak için kendinde güç bulabilir miydi bilemiyordu. Bugüne kadar iyi dayanmıştı Leon, önceki yakınlaşmalarında hep zor da olsa kendine mani olabilmişti. Fakat artık evlenmişlerken bunu yapabilir miydi ondan emin değildi.

Hilal de gözlerini kaçırmadan baktı sevgilisine ve bu akşamla beraber artık kocası olmuş genç adama. Düşündü. Onun kollarındaydı ve onun dokunuşunu hissediyordu. Elleri hâlâ birbirilerini okşuyordu. Sıcaklığını özümsedi. Onun dokunuşunu ve sıcaklığını seviyordu. Ve evet daha fazlasını da istiyordu genç kız. Zevciyle o da vuslata ermek istiyordu.
"E-evet." diye titrek bir sesle fısıldar gibi cevap verdi Hilal.

Leon kızın gözlerinde kararlılığını gördüğü için bu titrek sesin heyecandan kaynaklandığını anladı ve aldığı cevapla memnuniyetle gülümsedi.
"Seni seviyorum, zevcem." deyip tekrar dudaklarını birleştirdi.

Bu sefer öpücükler daha sert ve şehvetiydi, zira sevişmelerinin başlangıcıydı. Leon Hilal'in dudaklarını istila ediyor, genç kız da ona seve seve ayak uydurmaya çalışıyordu. Birden devreye artık dillerin de girmesiyle, şehvetin baş döndürücü zevki bedenlerinde de kendini belli etmeye başladı. Hilal öpüşmenin yaşattığı zevkle kayan gözlerini iyice yummuştu, Leon'un belinde koşar gibi gezinen eliyle bacakları artık kendisini taşıyamıyormuş gibi kendini bırakmıştı. İşte Hilal şehvete ve Leon'a teslim olmuştu.
Genç adamın ise kendisini iyice kollarına bırakan sevgilisiyle tutkusu daha da artmıştı. Şehvet artık kanına girmişti de damarlarında geziniyordu adeta. Böylece beklenmedik bir hamle yapıp kızın belindeki elini biraz daha aşağıya kaydırıp kalçasını sıkıca avuçladı.
Bu hamleyle Hilal şaşırıp derince inledi. Fakat bu Leon'u daha da şevklendirmişti. Zevcesinin açıkta kalan boynunu öperken, sertleşmeye başlayan erkekliğine doğru Hilal'i kalçasından tutup sertçe kendisine bastırdı. Sertliğinin sevdiği kadının bedenine dokunmasına ihtiyacı vardı zira. Muhtaçtı ona.
Hilal alt tarafında hissettiği sertlikle kadınlığının kasılmaya başladığını anladı. Üstelik kalçasını sıkan avuç ve boynunu öpüp emen dudaklar onu daha da zorluyordu.

Mazi ile İstikbalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin