8 ay sonra...
Ankara, 29 Aralık 1921Yanağında hissettiği uzun bir öpücükle gözlerini araladı Hilal ve yanında yatan yakışıklı kocasının parlayan gözlerle ona gülümsediğini gördü. Anında onun da yüzünde neşeli bir gülümseme belirdi.
"Hayırlı sabahlar, uykucu güzel zevcem. Yine bıraksam öğleye kadar uyuyacaksınız." diye gülümseyerek karısına takılmadan edemedi Leon.
Genç kız yatakta biraz gerinip iyice kocasına doğru döndü. Çıplak göğsünü kapatmak için yorganı tekrar üzerine çekti.
"Evimizde, kocamın yanında pek rahat uyuyorum demekki. Yoksa tüm gün yatakta miskinlik etmem." diyerek kocasının hoşuna gideyeceği sözlerle onu yanıtladı. Dün akşam baş başa evlerinde Leon'un doğum gününü kutlamışlardı, sabah onu biraz daha şımartmaya devam edebilirdi.Keyifle ve memnuniyetle güldü genç adam. Ardından çapkın bakışlarla elini karısının çıplak kalan boynuna ve omuzlarına götürüp okşadı.
"Tabi bir de gece uzun sevişmelerimizden sonra sabah yorgunluktan geç uyanıyorsun." diye çarpık gülüşüyle ekledi."Edepsiz!" diye azarlarken kocasının eline vurup dokunuşunu kendinden uzaklaştırdı Hilal.
"Edepsiz? Ben?" diye yalancı bir şaşkınlık ve alınganlıkla sordu Leon. Fakat tutamadığı gülüşüyle karısını kızdırmaya hazırlandığı belli oluyordu.
"Gece bu yatakta neler yaptığınızı unuttunuz galiba, küçük hanım? Beni bile çok şaşırttınız." derken gözlerini abartı ve sahte şaşkınlıkla büyütüyor, lakin öte yandan memnuniyetini de hiç saklamıyordu. "Sahi kimden duydun gece yaptı-" demeye kalmadan Hilal'in başının altındaki yastığı kafasına fırlatmasıyla sözünü de kesti."Uğraş bakalım sen benimle böyle!" diye kaşlarını çattı, lakin kızdığından değil, Leon'un onu utandırması yüzündendi.
Fakat Leon kahkahalar gülüyordu. Yastığı ayak uçlarına atıp karısına iyice sarıldı.
"Ne yapayım?! Sen böyle utanıp kızınca çok tatlı oluyorsun, ben de buna dayanamıyorum." dedikten sonra dudaklarına tutuklulu bir öpücük bıraktı ve geri çekilmeden kızın kulağına doğru fısıldadı. "Dün gece yaptığın şeyle zevkin başka bir halini daha tattım." diye şehvetle çıkan sesiyle itiraf etti.Bu sözlerle Hilal'in kadınlık gururu bir hayli okşandı. Gizlemeye çalıştığı gülüşüne rağmen mutluluğu utancına galip geldi. Gözlerini yine kaçırdı, fakat kocasına da karşılık verdi.
"Hastanedeki hemşire kızlarla muhabbet ediyoruz, bir şeyler anlatıyorlar işte. Lakin tam beceremedim galiba." diye de tereddütünü paylaşmadan edemedi. Öyle ya, ilk defa yaptığı şeydi o."Beni zevkten çıldırtacaktın neredeyse Hilal." derken geceyi hatırlayıp çarpık gülüşüyle bakmaya devam ediyordu. Lakin sanki dün gece hiç bir şey yapmamış gibi şimdi kızarıp bozaran karısının üzerine daha fazla gitmemek için konuyu şakaya vurmaya karar verdi.
"Hmmm demek hanımlar aralarında böyle şeyler konuşuyorlar. Peki daha başka neler öğrendin? Onu da yeni yıla girerken deneriz." diyip keyifle güldü."Arsız, edepsiz!" derken Hilal kocasını itip kendisinden uzaklaştırdı. Bu sefer onun yastığını başının altından çekip vurmaya başladı.
"Doğum günü var biraz şımartalım dedik, yüz verdik astarını istiyor!"Leon ise kızın azarlarına daha çok kahkaha atıp yatakta bir boğuşma başlattı. Elbette Hilal'in gücü ona mani olmaya çalışan Leon'a yetmiyor, bu kez elinden kurtulmak için Hilal boğuşuyordu. İki sevgilinin çıplak bedenlerini örten yorgan çoktan üzerlerinden kayıp düşmüştü. Kah Hilal Leon'un üzerine çıkıyordu, kah da Leon Hilal'in. Karlı kış sabahında iki aşığın yataklarındaki oyunu nihayet keyifli kahkahalarla son buldu. Yorulup pes ettiler ve birbirilerinin çıplak bedenine sarılarak nefes nefese uzandılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mazi ile İstikbal
FanfictionHilal'in yaşadığı bir kaza, onu ve Leon'u mazide bir yolculuğa çıkarırken istikballerinin de temelleri atılıyordu.