Bölüm 15 - Davetsiz Misafirler

572 30 43
                                    


"Ben seni seviyorum Hilal." dedi Leon.

Sesinden bile o sevgi hissediliyordu. Leon sonunda hislerini Hilal'e itiraf etmenin rahatlığını yaşıyordu hem de kızın ne diyeceğini merak ediyordu.

Hilal ise duyduklarının gerçekliğini algılamaya çalışıyordu. Doğru mu duymuştu, Leon onu seviyor muydu?
"Leon... sen... ne dedin?" diye anlamak ister gibi yavaş yavaş sordu Hilal. Gözlerini ise merakla Leon'unkilere dikmişti. Sanki Leon'un sözleri kafi gelmezse, gözlerinden anlamaya çalışacaktı. Duyduklarının şaşkınlığını ve heyecanını yaşıyordu. Ama aynı zamanda yanlış duyma ihtimalinden korkuyordu. Ya Leon birazdan başka bir cümle kurarsa diye korkuyordu. Neydi bu korkunun sebebi?

Leon kızın çok şaşırdığının farkındaydı. Lakin bu şaşkınlığı iyiye mi yoksa kötüye mi yormalıydı onu bilemiyordu. Genç kız sadece duyduklarına mı şaşırmıştı yoksa o duyduklarından rahatsız da mı olmuştu? Fakat Leon yine de sözünün arkasında durarak Hilal'e tekrar ilan-ı aşk etti.
"Seni seviyorum dedim Hilal. Hem de çok. Ne vakittir seni ve sana karşı olan hislerimi düşünüyordum. Hatta başına gelen o kazadan da önce. Aslında galiba en başından beri, seni ilk gördüğüm gün kalbime yavaş yavaş girmeye başlamıştın bile. Başta sana hayran oldum, sonra da senden hoşlandığımı kabul ettim. Ama en sonunda da sana olan hislerimin bir hoşlanmadan daha fazlası olduğunu, sana aşık olduğumu anladım. Geç de olsa anladım Hilal. Bu vakte kadar sana hislerimi söylemeye cesaret edemediğim için pişmanım sadece."

Hilal hâlâ duyduklarına inanamıyordu. Ellerini dudaklarına getirdi. Bakışları hâlâ Leon'daydı. Ancak genç adamın bakışlarında da görüyordu. Genç adamın ağzından dökülen o aşk ve sevgi sözlükleri gözlerinde de vardı. Kulakları ve zihni ona oyun oynamıyordu. Leon ona ilan-ı aşk etmişti.
Bir şey söylemeliydi Hilal ama heyecandan öyle titriyordu ki ağzını açsa mantıklı bir cümle çıkar mıydı bilemiyordu. Zaten o konuşmadan Leon girdi yine araya.
"Tamam, biliyorum çok ani oldu. Sen şimdi bir şey söyleme. Hazır olduğunda tekrar konuşalım, olur mu?" dedi anlayışla.

Hilal başını sallayıp kabul etti. Belki böylesi daha iyi olurdu. Ancak yine de gizleyemediği gülümsesinden duygularını ele veriyordu genç kız.
Leon da bu gülümsemesinden cesaret almıştı zaten, yoksa zinhar bekleyemezdi Hilal'in cevabını. Ancak kızın biraz düşünmesi için sabredip beklemesi lazım geliyordu. Hilal hafızasını kaybetmişti. Zaten aklı karışıkken bir de bu aşk itirafı genç kızın aklının iyice karışmasına sebep olacaktır diye düşünmüştü Leon. Ona bir zaman tanımalıydı.

Hilal şimdi ellerini önünde birleştirmiş ve bakışlarını Leon'dan başka her yerde gezdiriyordu. Az önce dikkatle genç adamın gözlerine bakan kız, şimdi hissettiği utanma duygusuyla o gözlere artık bakamıyordu. Zaten saklayamadığı gülüşü de ona yardımcı olmuyordu. Yüzündeki bu gülüşle Leon'a bakamazdı.
Leon ise o anlarda gülümseyerek genç kızı izliyordu. Korktuğu gibi olmamıştı ancak bunun bir sebebi de Hilal'in hafızasını kaybetmesiydi. Eğer bu itirafı Hilal her şeyi hatırlarken yapsaydı, şimdiki gibi rahat olamazdı. Aslında şimdi de pek rahat değildi ya. Sadece Hilal menfi bir tepki veremediği için mutluydu. Ancak kız yalnız kalıp düşündüğünde belki aşkına karşılık vermeme kararı alacaktı. İçindeki bu korku gitmiyordu bir türlü. Belki Hilal hafızasının yerine gelmesini bekleyecekti. O vakit de her şeyi hatırlayacak ve yine Leon'dan uzak duracaktı.
Leon, Hilal'in ondan hoşlandığını biliyordu. Hatta Hilal önceden de ondan hoşlanıyordu. Bundan emindi artık. Ama aralarındaki engellerin ve Hilal'in inadının ilişkilerini zora sokmasından korkuyordu. Ama bunun çözümü de belliydi. Leon hiçbir zaman vazgeçmeyecek ve aşkı için mücadele edecekti.

Mazi ile İstikbalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin