Güneş çoktan batmış, şehirdeki insanlar işlerini güçlerini bitirmiş artık evlerine çekilmişti. Yunan karargahının karanlık ve pis hücresinde de Hilal çoktan babasının dizlerinin dibinde uykuya dalmıştı. Leon ise aynı saatlerde konakta annesinin karşısında oturuyordu. Kumandan'dan çok önce çıkmıştı karargahtan. Vasili ise konağa henüz yeni ulaşmış ve yemeğe inmeden önce odasında üzerini değiştiriyordu.Veronika, artık eskisi kadar sık göremediği oğluyla salonda sohbet etmeye çalışıyordu. Her ne kadar barışsalar da Leon'un tavrını içten içe hâlâ mesafeli buluyordu. Sebep olarak bazı tahminleri vardı, hele de bugün duyduğu bir havadis iyice kalbini sıkıştırmıştı. Hilal'in idam haberi kadını derinden sarsmıştı. Tam da Leon'un halini merak ederken, onu karşısında bulmasına sevindi. Fakat bir türlü meseleyi açmaya çekiniyordu, hele de Leon hiçbir şey yokmuş gibi davranırken. Oğlunun bu hali kafasını karıştırıyor ve cesaretini kırıyordu. Lakin sonunda meseleyi açmaya karar verdi.
"Leon, ben bugün bir şey duydum." dese de kendi dillerinde, temkinli olmaya da çalışıyordu."Nedir duyduğun?" diye kendi dillerinde ve kendini zorladığı bir gülümsemeyle cevapladı Leon. Buraya sırf planları için gelmek zorunda kalmıştı. Şimdi aklı Hilal'le dolup taşmışken, hiç bir şey umrunda değilmiş gibi davranmak ona zul geliyordu. Annesinin de neyi soracağını tahmin ediyordu. Hilal meselesi açılacaktı işte. Bu yüzden planları için dikkatli ve en mühimi inandırıcı davranmalıydı.
"Hilal ile alakalı." diye korka korka cevapladı Veronika. "Halit İkbal olduğu ispat edilmiş ve bu yüzden idam cezası almış diye duydum."
Leon dayanamayıp gözlerini yere indirdi. İdam lafı her geçtiğinde, nefesi kesiliyor gibi oluyordu. Üniformasının yakasını çekiştirip derin bir iç çekti. Aklı kendini toparlaması için uyarıp dursa da kendini toparlayamıyordu.
"Öyle." diye tek bir kelime çıkabildi ağzından."Bu çok büyük bir ceza. Her ne olursa olsun bunu tasvip etmiyorum. Vasili'yle de konuşacağım-" diyerek tepkisini kadın gösterirken lafını Leon kesti.
"Bu cezayı mahkeme verdi. Heyetin kararını kimse değiştiremez. Kumandan'ın çıkan kararda bir dahili yok." dedi sakince, fakat öte yandan güçlükle dişlerini sıkıyordu genç adam. Tüm bu savunmaların hepsi planları içindi.
O sırada merdivenlerden sessizce inen Vasili konuşmaları gizlice dinlemeye başladı.
"Fakat-" diye itiraz edecekken Veronika, yine Leon sözünü böldü.
"General Cevdet de cezaya razı geldi." diyerek aslında kızın babası bile onaylıyor demeye çalışıyordu.
Veronika sustu mecburen. Fakat hâlâ Leon için endişeleniyordu. Elbette Hilal'e verilen cezayı tüm samimiyetiyle aşırı buluyordu ve onun için üzülüyordu, lakin bir anne olarak birazcık önceliği oğluydu. Leon'un bu sakinliği kadını endişelendiriyordu.
"Peki sen iyi misin?" diyerek bu kez başka bir yoldan Leon'un ne hissettiğini öğrenmek istedi.Leon başını kaldırıp dikkatle annesinin gözlerinin içine baktı. Kadıncağızın gözlerinde saf endişeye bürünmüş bakışlar vardı. Ne demeliydi? "Çok kötüyüm. O kadar kötüyüm ki, sanki ben boynumda bir urganla dolaşıyorum ve o urgan sürekli nefesimi kesip duruyor. Hilal için deli gibi korkuyorum. Değil onu ölüme yollamak, bu düşünce bile beni korkudan delirtmeye yetiyor. Aklımı kaçıracak gibi oluyorum."
Tüm bunları anlatabilir miydi annesine? Hayır yapamazdı. Bir plan yapılmıştı ve onu uygulamak zorundaydı.
Ciddi bakışını annesinden çekti. Oturduğu yerde gerildiğini, gevşekçe koltuğa yaslandığında fark etti. Koca salonda bakışlarını gezdirdi biraz. Koridorda elinde yemek tabaklarıyla dolu tepsi taşıyan Rita'yı gördü. İlgisiz gibi durmaya çalışıyordu Leon. Sonra tekrar annesine döndü.
"İyiyim." dedi sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mazi ile İstikbal
FanfictionHilal'in yaşadığı bir kaza, onu ve Leon'u mazide bir yolculuğa çıkarırken istikballerinin de temelleri atılıyordu.