Hilal ve Leon nihayetinde hastaneye ulaşırlar. Genç adam ateşi çıkmış çocuğu kucağında taşırken, Hilal de önden telaşla hemşire arkadaşlarına boş oda soruyor ve hekimi çağırmaları için telaşla rica ediyordu. Ayşe Hemşire'nin yönlendirmesiyle boş bir odaya geçtiler. Leon çocuğu yatağa yatırırken, Hilal de el yordamıyla bir yandan onun ateşini ölçmeye çalışıyordu. Fakat hâlâ ateşten yanıyordu küçük yavru. Ve belki ateşten ya da belki artık güvende olduğunu düşündüğünden, çocuk gözlerini kapamış ve uykuya dalmıştı."Hilal sen eve gitmeyecek miydin? Nerden buldunuz bu çocuğu?" diye sorarken Ayşe Hemşire son cümlesinde Leon'a da bir bakış atmıştı. Bu bakışla aslında genç kıza bir yandan da Leon'un nereden çıktığını soruyordu.
Hilal o ana kadar yanında Leon'un olmasının insanları bir şüpheye düşüreceğini hesap edememişti. Öyle ya, iki gün ormanda aç bir ilaç kalmış ve hasta olmuş bir çocuk bulmuşken bunu düşünemezdi. Şimdi Ayşe Hemşire'nin Leon'a attığı bakışlarla başka bir telaşa düştü.
Fakat o bakışı Leon da görmüştü. Gözlerini devirerek tepki gösterdi, ardından Hilal'in olduğu yerde kıvranmaya başlayacağını anlayınca müdahale etmesi gerektiğini anladı.
"Çocuğu ben buldum. Yolda yürüyen Hilal Hemşire'yi görünce ondan yardım istedim, fakat çocuğun durumunun çok ciddi olduğunu söylediği için hastaneye geldik. Şimdi bir hekim gelip ilgilenecek mi?" derken sesi istemsizce sert çıktı Leon'un. Neden hep hesap vermeliydi?Ayşe Hemşire Leon'u pek tanımasa da, görev için hastaneye sık sık uğrayan bu genç adamın kabalığını hiç görmemişti. İlk defa sert bir tavrına şahit olunca afalladı. Tam cevap verecekken yeni başhekim odaya girdi.
"Evet, hastamızı göreyim." diye ağır aksanıyla konuşarak hemen yatağa yaklaştı yaşlı adam.Hilal ve Ayşe Hemşire de yatağın diğer tarafına gittiler. Hilal çocuğun durumunu hekime anlatıyordu bir yandan. Dakikalar süren muayenenin ardından yaşlı hekim Ayşe Hemşire'yi serum ve bazı ilaçlar getirmesi için gönderdi.
Ardından odadaki iki gence döndü.
"Dediğinize göre bu çocuk iki gündür ormanda tek başına kalmış. Zayıf düşen bedeni gıdasız kaldığını da destekliyor. Kasım ayazı çocuğu hasta etmiş. Ciğerlerinden hırıltılı sesler geliyor. Hastalığının zatürreye evrilmesine az kalmış, umarım kurtarırız. Tanrı yardımcısı olsun." deyip uyuyan çocuğun başını okşadı.Hilal ve Leon üzgünce birbirilerine bakarken, genç kız başhekime döndü.
"Ben iyi olana kadar bizzat alakadar olmak isterim. Gece başında da dururum. Allah'ın izniyle iyi olması için elimden geleni yaparım." dedi tüm içtenliğiyle.Leon yufka yürekli sevgilisine sevgiyle baktı. Genç kızın gözlerinde adeta bir annenin şefkati vardı. Hemen bağlandığı bu çocuk için onun elinden gelen her şeyi yapacağını görebiliyordu.
Yaşlı hekim de anlayışla gülümsedi.
"Hastamıza hepimiz gereken alakayı göstereceğiz, Hilal Hemşire. Fakat sorumluluğuyla bizzat bizin alakadar olduğunuzu diğer çalışma arkadaşlarınıza bildiririm. Ayşe Hemşire'nin getireceği serumu takın ve ilaçlardan birer tane yutturun. Ateşi düşecektir. Serumu bitince haber verin ki tekrar muayene edeyim. Şimdi diğer hastalarıma bakmam gerek, izninizle." deyip Leon'a asker olduğunu bildiği için saygı gereği baş selamı verip odadan çıktı.Hilal dudaklarını bükerek koca yatakta küçücük kalmış çocuğun yanına yan şekilde oturdu. Uyuyan çocuğun elini tuttu. Ellerinin arasında küçük eller kaybolmuştu adeta. Leon da hemen kızın yanına gidip elini omzuna destek verircesine koydu. Hilal de o desteği hissetti. Gözlerini o güven hissiyle yumdu ve derin bir nefes alıp verdikten sonra tekrar açtı. Başını Leon'a çevirip umutla baktı.
"İyi olacak, değil mi?""Tabii ki. Çünkü ona sen bakacaksın. Onu da iyileştireceksin." diye yanıtladı hemen. Sesinde Hilal'e duyduğu güven ve aşk vardı. Ardından boşta kalan eliyle sevgilisinin yanağını okşadı.
"Beni bile iyileştirdin sen. Ona mı yardım edemeyeceksin?" diye de ekledi sorar gibi. İma ettiği elbette Leon'un ailesi yüzünden kırılmış kalbi ve istikbali için geçmişte hiçbir gayesinin olmamasıydı. Hilal sayesinde değişmişti tüm bunlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mazi ile İstikbal
FanfictionHilal'in yaşadığı bir kaza, onu ve Leon'u mazide bir yolculuğa çıkarırken istikballerinin de temelleri atılıyordu.