Bölüm 20 - Serçenin Mutluluğu

500 30 44
                                    


Hilal ve Leon aldıkları güzel havadisin sevincini beraber yaşadıktan sonra, Leon yine Azize Hanım'a haber ulaştırması için evine bir arabacı göndermişti. Bir süre sonra da Azize karargaha gelmiş ve kapıdan Leon'la görüşmüştü.
Şimdi Leon Hilal'in yanına nezarethaneye dönüyordu. Kapıdan girince Hilal merakla oturduğu yerde doğruldu.

"Konuşabildin mi annemle?" diye merakla sordu genç kız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Konuşabildin mi annemle?" diye merakla sordu genç kız.

"Evet, konuştuk. Çok sevinmiş tabii. Eve dönünce hemen senin için yemekler yapmaya başlayacakmış." diyip güldü ve Hilal'in oturduğu bankta yerini aldı. Hilal de onun gülüşüne eşlik etti.

Lakin Hilal aklına düşen düşüncelerle durgunlaştı.
"Yarın kesin çıkar mıyım? Bir aksilik olursa annemin üzülmesini istemiyorum." dedi tadsızca.

"Endişe etme, her şey yolunda gidecek. Yarın en geç akşam üzeri buradan çıkarız." dedi Leon. Ama onun içinde başka bir sıkıntı vardı.
"Aslında..." diye geveleyerek lafa girdi. "Beni şu mahallenin diğer tutukluları düşündürüyor. Onların çıkmaları kesin değil. Annene de o kadar söz verdim, umarım mahçup olmam." diye içindeki sıkıntıyı Hilal'le paylaştı.

"Anneme o mesele için niye söz verdin ki?" diye anlamak için sordu Hilal.

"Komşunuzun kızı varmış..." diyip biraz durdu genç adam. Bahsettiği kızın adını hatırlamaya çalıştı ve sonunda hatırlayınca devam etti. "Adı Fatma'ymış."

"Aaa ne olmuş Fatma'ya? Yoksa onu da mı buraya getirmişler? O gece tutuklandığını hiç hatırlamıyorum." diye telaşla sorularını sıraladı Hilal. Kısa zamanda Fatma'yla arkadaş olmuşlardı. Genç kızın başına iş geldiyse çok üzülürdü.

"O değil, fakat nişanlısı buradaymış. Onun çıkması için annenden yardım istemiş." diye kısaca açıkladı Leon.

"Anladım." diye cevapladı Hilal. Üzülmüştü. Fatma ona nişanlısından bahsetmişti. Alışagelenin dışında onlar görücü usulüyle değil de birbirilerini severek nişanlanmışlardı.
"Senin bize yemeğe geldiğin akşam konuşmuştuk epey. Bana nişanlısından bahsetmişti. Mahalledeki çoğu arkadaşı görücü usulüyle evlenmiş. Fakat 'Ben sevdiğim adamla evleneceğim' diyordu. Onu çok seviyordu. Şimdi ne kadar perişan olmuştur kim bilir?"

"Ben anlarım." diye hemen araya girdi Leon. "Gece annen otele canhıraş gelip senin tutuklandığını söylediğinde tüm dünya başına yıkılmıştı sanki. Ya da daha önceleri, seni Smyrna'da hastaneye getirdiğimde sana bir şey olacak diye korkudan ölüyordum." diye peş peşe itiraflarda bulundu Leon.

Hilal Leon'u hem bu büyük sevgisi karşısında şımartılmış hem de ona istemeden bu korkuları yaşattığı için mahçup olmuş bir şekilde dinledi. Annesi ve babası da onu çok seviyordu. Diğer aile üyeleri ve dostları da, fakat Leon'un sevgisi bir başkaydı. Bir erkek tarafından böyle sevilmek bambaşka bir histi. Bazen bencilce sevilmenin güzelliğini yaşamak istiyordu, ama Leon'a da kıyamıyordu. Zira aynı aşk onun kalbinde de vardı ve sevmek de sevilmek kadar güzeldi. Leon tarafından şımartıldığı kadar, Hilal de onu sevgisiyle şımartmak istiyordu. Tabii bu toy ve tecrübesiz kalbi için daha çok erkendi. Leon'a karşı her ne kadar istemese de çekingendi. Artık utanmayacağım dese de başaramıyordu. Ama biliyordu Hilal, zamanla bunu aşacaktı. Sadece biraz alışması gerekiyordu.
"İstemeden seni üzdüğüm zamanlar için özür dilerim." dedi mahcubiyetle.

Mazi ile İstikbalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin