Bölüm 9 - İstanbul

662 35 62
                                    


İstanbul, Temmuz 1919

Leon derin uykusundan ince ve rahatsız edici bir düdük sesi ile uyandı. Gözlerini iyice araladı. Kamaranın ufak penceresinden bile sızan sabah güneşinin parlak ışınları gözlerini kamaştırmaya yetmişti.
Dışarıdaki koridordan sesler geliyordu, iyice kulak kabarttı. Bir adam hem Yunanca hem de kırık aksanıyla Türkçe duyuru yapıyordu. Geminin yarım saat kadar sonra limana yanaşacağını ve yolcuların toparlanmasını rica ediyordu.

Leon uyku mahmurluğuyla doğrulup yatağın kenarına oturdu. Gece üzerine örttüğü ceketini eline alıp kokladı ancak gece onu mayıştıran koku çoktan uçup gitmişti. Dudaklarını büktü. Oysa o koku sayesinde haftalar sonra rahat bir uyku çekmişti. Zira Hilal'in vurulması, genç kızın uyanmayışı, hafızasını kaybetmesi, onu vuran kişiyi araması, daha sonra Hilal'den uzak durmaya karar vermesi derken kısa zamanda o kadar çok fazla şey yaşamıştı ki, genç adamda ne yemek ne de uyku düzeni kalmıştı. Daha sonra duygularını hür bırakmaya karar verip bir de Hilal'le kalp atışlarını hızlandıracak anlar yaşasa da, o vakitler de heyecandan ve duygularını düşünmekten rahat uyuyamamıştı.

Leon ceketini yatağın kenarına bırakıp yüzünü elleriyle sıvazladı. Bir an önce kendine gelip hazırlanmalıydı. Bugün çok koşuşturacaklardı. Önce otele yerleşip sonra hastaneye gideceklerdi. Bir ara da Leon Smyrna'ya ailesine malumat vermek için telgraf da çekmeliydi.
Genç adam yataktan kalkı ve koridordaki lavaboya gitmek için kamarasından çıktı. Gemi görevlisinin sesi uzaktan duyuluyordu şimdi. Ağır adımlarla lavaboya ilerledi ve kapalı kapıya nazikçe iki kez vurdu. Ancak içeriden bir kadının sesini duydu.
Leon beklerken Hilal'leri de kontrol etmek istedi. Uyanmışlar mıydı? Hazırlanıyorlar mıydı?

Adımlarını Hilal ve Azize Hanım'ın kaldığı kamaraya yöneltti ve kapıya ulaştığında biraz çekinerek kapıya vurdu. Her ne kadar Azize Hanım kendisine karşı sıcak davranmaya başlamışa da yine de çekiniyordu. Müslüman hanımlarla her türlü münasebet genç adama zor geliyordu. Hangi davranışının neye yorulacağını hiç kestiremiyordu. Kapı açılana kadar içinden Azize Hanım'ın sinirlenmemesini umdu.

Kapıyı tam da korktuğu gibi Azize Hanım açtı. "Günaydın Leon." dedi solgun bir yüzle tebessüm etmeye çalışarak.

"Hayırlı sabahlar Azize Hanım, rahatsız ediyorum ama uyandınız mı diye merak ettim. Gemi birazdan limana varacakmış da." diye hemen savunmaya geçer gibi konuşmaya başladı Leon. Kadın sinirlenmişe benzemese de yeni uyanmış olmasından mütevellit sersemleşmiş gibi görünüyordu.

"Sağ ol. Dışarıdaki sesi duyup uyanmıştık biz de zaten. Bir iki şey vardı bavula yerleştirecek onları hallediyorduk."

"Peki öyleyse. Ben sizi tutmayayım daha fazla. Gemiden ineceğimiz zaman tekrar gelirim."

"Tamam. Görüşürüz." dedi Azize.

"Görüşürüz." diye cevapladı Leon ve lavabo tarafına yöneltti adımlarını. Ardından kapının kapandığını duydu.
Kapı çok aralık olmadığı için Hilal'i görememişti ama kadının konuşmalarından onun da uyandığını anlamıştı. Kafasını biraz çevirip kamaranın içinde bakınmak istese de Azize Hanım kesinlikle fark eder ve sinirlenip hesap sorardı diye cesaret edememişti. Zaten birazdan gemiden inecekleri vakit görecekti, sabredebilirdi.

Leon tekrar lavabonun önüne geldiğinde kapı da açıldı ve genç bir kadın küçük bir oğlan çocuğuyla lavabodan çıktı.

"Beklettiğimiz için özür dilerim." diye mahçup bir şekilde Yunanca konuştu kadın.

Leon anlayışla tebessüm edip cevapladı kadını. "Önemli değil."
Bakışlarını sonra yerinde duramayan çocuğa çevirdi. Huysuzca bir eliyle saçlarını karıştırırken bir taraftan da anne diye kadını çekiştiriyordu. Belli ki erken kaldırıldığı için annesine zorluk çıkartıyordu. Leon böyle tatlı bir manzarayı uzun zamandır göremediğini hatırladı. Smyrna'ya gelmeden önce en son zaman görmüştü? Hatırlamıyordu. Belki de o vakitler bu kadar ilgisini çekmemiş ve fark etmemişti. Smyrna'da böyle basit tatlı bir an bile görememişti genç adam, ama belki bu durum da ona özeldi. Yunan teğmeni Leon'a. Saf değildi Leon, Rumlar'ın bile yanlarından çekinerek geçtiğini fark ediyordu. Kadın oğuyla beraber uzaklaşırken Leon lavaboya girip buz gibi suyla yüzünü güzelce yıkadı.

Mazi ile İstikbalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin