"Arya?" O, sorar gözlerle bana bakmayı sürdürünce bıkkınlıkla nefesimi verdim. "Aman tamam be! Ama kötü bir şey olursa sorumlusu sensin, ona göre." İşaret parmağımı ona doğru sallandıktan sonra aramızdaki mesafeyi biraz açtım."Ben nasıl duracağım ki öyle?" Sorum karşısında gözleri kısılacak kadar gülerken az önce açtığım mesafeyi kapattı. "Aslında kendini önce bana, sonra suya bırakacaksın."
"Pardon?" Tek kaşımı kaldırarak tepki vermemle ise gülmesi iyice arttı. "Sana bir şey yapmayacağım, merak etme. Ama suyun yüzeyine çıkabilmen için önce kuvvetini bana doğru vermen gerekiyor, ben seni sırtından tutup destekleyeceğim çünkü." Açıklamsının ardından anladığımı belirtircesine başımı salladım ve yutkundum.
"Şimdi ağırlığını bana doğru vereceksin ve ayaklarını yavaşça havaya kaldıracaksın. Anlaştık mı?" Ben yine bir şey demeden, araba arkası köpekleri gibi baş salladım ve dediğini yaptım.
İnanılır gibi değildi. Çok değil, sadece on beş gün önce şu zevzekle bu kadar dip dibe bir ders yapacağımı söyleseler büyük ihtimalle yüzlerine kahkaha atardım.
"Çok güzel, şimdi aynı şekilde belden yukarını da itmeye başla ama aynı zamanda kollarını da iki yanda açık tut. Ben de destek olacağım." Gelen yeni komutla bir an için nefesimi tuttum. Ciddi ciddi suyun üzerine doğru çıkıyordum.
"Sakin ol, ben yanındayım." Nabzımın artmaya başladığını anlamış olacak ki beni telkin etmeye çalıştı. "Boğulman imkansız gibi bir şey, olası bir acil durumda ben seni kurtarırım zaten." Benden herhangi bir tepki gelmeyince sustu ve bulunduğumuz pozisyonu korudu.
Şu an bütün vücudum suyun üzerindeydi. Rüzgar sırtımdan destek veriyordu ama bacaklarım tamamen serbestti, ayrıca boynum da tef gibi gerilmişti. Sanırım akşam kas gevşetici almam gerekecekti.
"Nefes kontrolünü unutma Arya. Ayrıca bacaklarını biraz daha serbest bırak, çok kasıyorsun." Dakikalardır sadece o konuşuyordu, ben de dinliyor ve komutlara uymaya çalışıyordum. Dünya tersine dönüyordu herhalde. Bu bizim için hiç normal bir olay değildi çünkü.
"Daha ne kadar böyle duracağım?" Sesimin cılızlığına ben bile inanamazken umutsuz bir şekilde sordum. Dakikalar geçmek bilmiyor muydu? Bu ders ne zaman bitecekti?
"Biraz daha var, odağını zamana verme ayrıca." Verdiği cevaba karşın gözlerimi devirmek istesem de kendimi tuttum. Çünkü maalesef şu an onun eline mahkumdum.
Saniyeler kaplumbağa hızında ilerlemeye devam ederken sırtımdaki baskının kaybolmaya başlamasıyla bir an için ne olduğumu şaşırdım. Neler oluyordu?
🐚🐚🐚
Beklettiğim için özür dilerim 🥲
Lütfen oy vermeyi unutmayın.. 😇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK KAPIYI KIRINCA (KİTAP OLDU)
Short StoryAşk tohumları, bir insanın kalbine nasıl yerleşirdi? Nazikçe kapıyı çalıp içeri girmek için izin mi isterdi? Yoksa kural tanımaksızın kapıları kırıp bir anda hayatının ortasında mı belirirdi? Aşkla arasındaki tek ilişki, onun yeddi ceddine sövmekten...