"Bugünlük bu kadar yeter sanırım. Kafanıza takılan bir soru var mı?" Konu anlatım kitabını kapatan Kaan'ın sorusuyla baygın bakışlarımı toparladım."Benden pas." Ortamızda oturan Rüzgâr efendiden cevap geldiğinde gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. "Benim de yok Kaan, teşekkür ederiz." Yanımdaki devenin ders başından beri yapmadığı öküzlük kalmadığı için kibarlık yapma ihtiyacı hissetmiştim.
Dersten önce Kaan'la kantinde oturduğumuz sırada şansıma kargalar pislemiş olacak ki bu vatandaş da oradaydı. Hem de dün gece kendisini beraber gördüğüm o sarı saçlı şahısla beraberdi.
Onları yan yana gördüğümde içimde yeniden baş gösteren o saçma his yetmezmiş gibi Kaan'la beni gördüğünde yanımıza gelmesi ise kremanın üzerindeki vişne gibi olmuştu.
Kaan'ın rahatsız olsa da belli etmemeye çalışmamasına karşın Rüzgâr'ın aleni odunluğu ise epey bir göz doldurmuştu.
Tatilde iyiydik hoştuk da son yirmi dört saattir, daha doğrusu tekrardan okul sınırları içine girdiğimiz andan beri yeniden sinirlerimi bozmaya başlamıştı ve bu katlanarak artıyordu.
Son bir saatim gerçekten eziyet gibi geçmişti ama. Kaan açısından bir sıkıntım yoktu ama söz konusu olan ders matematikti, fazlası alerji yapıyordu bende.
Olmuyordu.
Bir de üzerine Rüzgâr'ın kaynana misali aramıza oturup bütün ders dikkatimizi dağıtmasıyla olay daha da eziyet bir hâl almıştı.
Sonuç; an itibariyle beynim, bozulmuş jöle kıvamındaydı! Sabrım ise sınırını aşmış, sinir kapasitemin sonuna doğru ilerliyordu.
"O zaman sonra görüşürüz Arya." Kitaplarını toplarken ayaklanan Kaan'ın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Görüşürüz Kaan." Benden önce, sert ve ters bir ses tonuyla ona cevap veren Rüzgâr'la ise bakışlarımı ona çevirdim.
Ne yapmaya çalışıyordu bu?
O boyalı sarışından iyice uyuzluk bulaşmıştı herhalde, hepten tuhaftı.
"Haberleşiriz sonra Kaan, görüşürüz." Hâlâ kapıda beklemekte olan Kaan'a cevap verdikten sonra ben de ayaklandım. Diğer deveyle hiç muhattap olamayacaktım.
"Arya, durur musun?" Tam dersliğin kapısından çıkacağım sırada arkamdan gelen sesle ise mecburen adımlarımı kestim. Başa gelen çekilirdi.
"Efendim?" Sabırsız bakışlarımı üzerinde gezdirdim. Ne söyleyecekse hızlı olsa iyi olurdu, çünkü benim tahammül edecek gücüm yoktu.
"Konuşabilir miyiz biraz?" Sorusu karşısında gözlerimi devirir gibi bir ifade takındım.
"Konuşuyoruz ya zaten." Tepkime karşın bir an neler olduğunu çözmek ister gibi bana baktıktan sonra aramızdaki mesafeyi kapattı ve tam karşımda durdu. "Lafı dolandırmayacağım, bir şey mi oldu?"
Aslında o kadar manidar bir soruydu ki bu. Zira ben de merak ediyordum bunu. Bana bir şey mi olmuştu?
Çünkü verdiğim tepkilerin ya da hissettiğim şeylerin mantıklı bir açıklamasını bulamıyordum. Hiçbir şey olmamıştı ama bir şey olmuştu.
Öyle saçma bir durumdu.
"Ne olabilir ki?" Araya giren kısa sessizliğin ardından konuştum. "Ben de onu merak ediyorum ya! Son bir haftadır gayet iyi gidiyorken bir günde ne olmuş olabilir de sen yine eski haline döndün?"
Bunu kavga etmek için değil, gerçekten merak ettiği için soruyordu. Yüzüne baktığımda çok rahat bir şekilde anlayabiliyordum. Ama maalesef ben pek uyumlu günümde değildim, öyle bir problem vardı.
"Bir şey olduğu yok. Kendi kafanda kurma." Sabırsızca konuştum. "Hem sen niye benimle uğraşıyorsun ki? Gidip kendi arkadaşlarınla takılmana, boş kalmasınlar."
Söylemim karşısında anlamadığını belirten bakışlarını yüzümde gezdirdi. "Bu ne demek şimdi?" Kaşları belli belirsiz çatılmıştı. "Ne demeye çalışıyorsun Arya? Açık konuşur musun?"
"Bir şey demeye çalışmıyorum Rüzgâr." Meydan okur gibi gözlerinin içine baktım. "Beni anlamaya çalışacağına git kendi işine bak diyorum."
Neden böyle tepkiler verdiğimi anlamıyordum ama içimden bir ses böyle yapmam gerektiğini söylüyordu. "Arya resmen lafı dolandırıyorsun!" Bakışlarında sinir kırıntıları geziniyordu. "Hiç senlik hareketler değil bunlar."
"Sen beni ne kadar tanıyorsun ki hareketlerimi ölçeklendiriyorsun Rüzgar?" Benzer bakışlarla karşılık verdim. "Bir şey yok diyorum işte, uzatma!"
Benimle uğraşmayı bırakıp o sahte sarışının yanına gitseydi ya! Ne diye tepemde dikiliyordu ki?
Aramızdaki sessiz saniyelerin ardından nefesini verdi. Benim bakışlarıma karşın gözlerini bir an olsun yüzümden ayırmıyordu. "Sende bir haller var Arya Barlas. Ve ben bunu çözeceğim."
🐚🐚🐚
Oy vermeden geçmeyin lütfen olur mu? 🐞💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK KAPIYI KIRINCA (KİTAP OLDU)
Короткий рассказAşk tohumları, bir insanın kalbine nasıl yerleşirdi? Nazikçe kapıyı çalıp içeri girmek için izin mi isterdi? Yoksa kural tanımaksızın kapıları kırıp bir anda hayatının ortasında mı belirirdi? Aşkla arasındaki tek ilişki, onun yeddi ceddine sövmekten...