"Benim salak ikizim sanat tarafından eşleştiği kişiden dans dersi isteyecekmiş! Bir o eksikti! Artık cümbür cemaat deliririz!" Yatağında uzanmış bir vaziyette telefonuyla uğraşan Beren bana seslendiğinde dakikalardır uğraştığı şeyin Aksel'i mesajla darlamak olduğunu anladım.Gün içinde pek denk gelmiyorlardı ama bazı hafta sonları Alaçatı'da yaşayan ailelerinin yanına gittikleri için iletişimi tamamen koparmaları gibi bir durum söz konusu değildi. Zaten ne kadar zıt kutuplar olsalar da özünde ikizlerdi. İsteseler de birbirilerini görmezden gelemezlerdi.
"Artık seninkiler de senden dans öğretmeni isterlerse hep beraber horona falan başlarız! Bu kütükler anlamaz Latin danslarından falan!" Söylene Söylene saçlarını savururken bir cevap bekler gibi yüzüme bakıyordu.
"Umarım istemezler ama öyle bir şey olursa da hayır deme hakkım yok sonuçta! El mecbur katlanacağız." Bakışlarımı ondan tarafa çevirirken ben de oturduğum yerde arkama yaslandım."Vallahi bilimdeki çocuğu pek bilemeyeceğim ama bu Rüzgar'la işin baya zor olacak gibi! Hiç anlaşabilecek tipler değilsiniz yani." Yorumuna karşın nefesimi verirken yüzümü buruşturdum. "Kafa açmasın yeter! Bir şekilde idare ederim ben onu."
"Onu bilemem artık ama sen ne isteyeceksin ondan? Hadi Kaan matematik çalıştıracak, o banko. Ama Rüzgar'la ne yapacaksınız?" Sorduğu yeni soruyla birlikte bunu hiç düşünmediğimi fark ettim.
Ben bu çocuktan ne isteyecektim?
Beren'in söylediğine göre basketbol takımındaydı. Ama benim basketle falan hiç aram yoktu ki. Hem boyum da baya kısa kalırdı yani.
"Arya, bak bir şey diyeceğim ama hemen karşı çıkma. Tamam mı?" Ikınır gibi bir ses çıkarmasına karşın sorgulayıcı bakışlarımı yüzüne diktim. "Ne yumurtlayacaksın bakayım?"
"Acaba şu yüzme korkunla ilgili yardım mı istesen? Bildiğim kadarıyla yüzmesi de fena değilmiş, Aksel arada bahsediyordu." Nabzım tavana fırlamaya başlarken derin bir nefes aldım. Hiç tanımadığım bir çocuktan fobimi yenme konusunda yardım mı isteyecektim?
"Olmaz kızım ya! Sonra diline düşerim o soğuk nevalenin!" İtirazıma karşılık yastığını bana fırlattı. "Kız ne olur bir kere denesen? Belki gerçekten yardım edebilir çocuk sana. Hem daha hiç karşılaşmadınız bile, ön yargılı olma o kadar!"
"Bunu sen mi söylüyorsun Beren Cengiz? İşiniz zor olacak diye mızmızlan afedersin de ebem miydi?" Yastığını aynı şekilde iade ederken çemkirdim. "Aman tamam be! Düşün taşın. Pazartesi sabahı bildirmek zorundaymışız zaten. O zamana kadar bir zahmet karar verirsin herhalde."
Söylenerek duvardan tarafa dönüp poposunu devirerek yattıktan sonra başka hiçbir şey demeyeceğine emin olduğumda bilgisayarımı alıp sisteme girdim.
Yeşil İstiridye'den cevap gelip gelmediğini merak ediyordum. Ve şu an o sporcu çocuktan hangi konuda yardım isteyeceğimi düşünmek istemiyordum!
Tanımadığım etmediğim bir çocuktan yüzme öğrenme fikri sırtımdan soğuk terlerin akmasına sebep oluyordu. Ama Beren'in haklı sayılabileceği bir nokta vardı ki o mevzuyu tamamen ihtimal dışı bırakmama engel oluyordu.
İlla ki bir alanda yardım istemek zorundaydık. Öyle genel kondisyon yardımı falan kabul edilmiyordu kurallara göre. Basketbol veya futbol gibi alanlara zerre kadar ilgim olmadığı için geriye jimnastik ve yüzme kalıyordu.
Çocuğun alanı dışında bir konuda yardım istemem pek mümkün olmadığı için de geriye yalnızca yüzme kalıyordu.
Kısacası mevzuyu neresinden tutsam elimde kalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK KAPIYI KIRINCA (KİTAP OLDU)
Short StoryAşk tohumları, bir insanın kalbine nasıl yerleşirdi? Nazikçe kapıyı çalıp içeri girmek için izin mi isterdi? Yoksa kural tanımaksızın kapıları kırıp bir anda hayatının ortasında mı belirirdi? Aşkla arasındaki tek ilişki, onun yeddi ceddine sövmekten...