İnsanın istemediği ot neden sürekli burnunun dibinde bitiyordu? Bu nasıl bir karmaydı yani?Evren neden bize gıcık gidiyordu?
Evet, evren bana gıcıktı!
Çünkü an itibariyle yan tarafımızda bize bakıp kıkır kıkır gülmekte olan ikizlere rağmen biz hâlâ aynı pozisyondaydık. Rüzgâr bey beni hâlâ yere indirmemişti!"Kardeşim siz öyle rahatsanız biz gidelim." Aksel'in gevşek yorumu üzerine hıncımı çıkartmak için ona döndüm. "Defol git de dönüşün olmasın inşallah! O ağzının gevşeyen vidalarını kıçından çıkartmamı istemiyorsan topla kendini Aksel Cengiz!"
Söylenmelerimin sivriliğinin aksine arkamdaki vatandaşın tutuşu eşliğinde, havada sallanan ayaklarımla hiç sinirli bir imaj çizemediğimin farkındaydım ama yapacak bir şey yoktu.
"Yalnız şu an tam bir asabi şirin oldun be! Tam Rüzgâr'ın dediği gibi!" Aksel tabi ki beni takmamış, kendi eğlencesine devam ediyordu.
Tam ona cevap vereceğim sırada yandan gelen kamera sesiyle dikkatim dağılırken Beren'in bizim fotoğrafımızı çektiğini anlamamla sinirlerim dokuz sekizlik havada göbek atmaya başladı. "Kusura bakma mavişim, bu ânı ölümsüzleştirmeseydim çatlardım."
Evren bana sabır denemesi yapıyordu. Artık adım gibi emindim. Şu an birini boğazlasam suçlu sayılmazdım yani!
"Lan deve! Sen de beni indirecek misin artık yere? Asansörün kabloları mı bozuldu hayırdır?" En büyük sinirim tabi ki bizi şu duruma düşüren Rüzgâr devesineydi.
"İyilik de yaramıyor sana ama! Ben tutmasam ağzınla burnun yer değiştirecekti sakar kız." Ayaklarım dakikalar sonra yere değdiğinde ona doğru dönüp ellerimi belime yerleştirdim. "Sana mı kaldı beni kurtarmak? Superman misin oğlum sen?"
"Bunun teşekkür etmesi böyle mi oluyor Beren? Devreleri ters ya, böyle mi ifade ediyor kendini?" Sorunun öznesi ben olsam da Beren'e dönerek sormuştu.
"Alışamadın mı cicim? Haftalardır beraber ders yapıyorsunuz, kanıksamış olman lazımdı şimdiye kadar yani." Sevgili arkadaşım ise kendince bir cevap vererek ortamı daha da saçmalaştırmıştı.
"Abi var ya, dördümüz bir araya gelince eğlenceğimi biliyordum ama bu kadarını tahmin etmiyordum." Karnını tutarak gülmeye devam eden Aksel sayesinde sinirlerimin temposu hızlanırken kıstığım gözlerimi ona çevirdim.
"Sen baya kaşınıyorsun ama! Tatil bitmeden on bin bakımını yapayım senin. Lazım çünkü!" Tersimin pis olduğunu unutmuştu bu, belliydi. Kaşınıyordu. Ben de itinayla kaşırdım, sorun yoktu.
"Aman tamam be! Hadi kesin dalaşmayı da gidelim. Çok geç kalırsak annemler hesap vermekle uğraşacağız bir de." Beren bizi toplamaya çalışsa da kendisi bile hâlâ gülmeye devam ediyordu.
Yok arkadaş, kesin bu dondurmalar kafa yapmıştı hepimizde. Başka açıklaması yoktu!
🐚🐚🐚
Oy vermeden geçmeyin lütfen olur mu? 😇🙃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK KAPIYI KIRINCA (KİTAP OLDU)
Short StoryAşk tohumları, bir insanın kalbine nasıl yerleşirdi? Nazikçe kapıyı çalıp içeri girmek için izin mi isterdi? Yoksa kural tanımaksızın kapıları kırıp bir anda hayatının ortasında mı belirirdi? Aşkla arasındaki tek ilişki, onun yeddi ceddine sövmekten...