Odaya girer girmez kendimi yatağıma attım ve koala misali yastığıma sarıldım. Akşam yemeğinden sonra bizim çocuklarla film izleyelim demiştik ama ortama Buse'nin gelmesi ve Ömer'in ayarlarının bundan mütevellit değişmesiyle gecemiz bambaşka bir yöne evrilmişti.Bizim sivri zekalı ama bir o kadar da aşık olan arkadaşımız onları da yanımıza davet etmiş, Buse'nin bu teklifi geri çevirmesiyle ise amansız bir ikna çabasına girmişti. Azimli sıçan misaliydi işte o da, elbet bir gün duvarı delecekti.
Bu saçma ikilinin yanına Ömer'i kendine getirmek için Batuhan'ın girmesi, diğer yandan da Buse'nin en az kendisi kadar sahte sarışın arkadaşlarının eklenmesiyle ise adeta bir komedi skeci izlemiştik.
Gecenin sonunda tabi ki saçlarını savura savura ortamı terk eden taraf Buse, depresyon hırkasına sarılır gibi Batuhan'a sarılarak aşağı oturan ise Ömer olmuştu. Yani durum yine koca bir fiyaskoydu.
"Bizim hayatımızın senaryosunu kim yazıyorsa kafası baya güzel bence. Her günümüz ayrı bir aksiyon be! Biri bitmeden diğeri başlıyor anasını satayım." Benim söylenmeme karşın Beren kıkırdadı. "Bence de, ama yine de eğlenceli ya. Monotonluktan kime ne hayır gelmiş yani?"
"Ben malulen emekliliğimi isteyeceğim vallahi, hele de şu sistem değişikliğinden sonra manen yaşlandım. Bıktım be!" Ben söylenmeye devam ederken o, ayak ucuma oturdu. "Onun farkındayız canım, özellikle Rüzgâr'la olan iletişiminiz beni benden alıyor hatta. Kayıda alıp seyredesim geliyor, o derece yani."
"Çok bayılıyorsan sana vereyim canım, bende doz aşımı yaptı çünkü kendisi!" Olduğum yerde dikleşirken konuşmayı sürdürdüm. "Kurulmuş saat gibi belirli aralıklarla beni sinir eden bir makro organizmaya maruz kalıyorum resmen!"
Mikro organizma demeye dilim varmamıştı, çünkü kendisi epey makro bir insandı.
"Yok hayatım, sağol. Sizin uyumunuzu bozmayayım ben." Kalkıp üstünü değiştirirken cevap veren Beren Cengiz ise benim ciddiyetimin aksine epey eğleniyordu. "Rüzgâr'a özendin, sabrımı mı sınıyorsun sarı civciv? Hayırdır?"
"Tabi; cumadan dernek, arkadaşımı sinir eden deveden örnek! Yeni mottom bu. Nasıl deyim canım, beğendin mi?" Verdiği cevaba karşın gözlerimi kısarak ona baktıktan saniyeler sonra yastığımı alıp ona fırlattım.
"Yok sen iyice kaşınıyorsun, ben seni bir aylık bakıma alayım en iyisi!" Arada beni sinir ettiğinde kendisine ufak bir gıdıklama seansı yapıyordum. Bozulan ayarları yerine geliyordu.
"Tamam tamam sustum. Hatta uslu bir kız olup hemen yatıyorum. İyi geceler." Son kelimeyi uzatarak konuşurken yastığımı bana geri verdi ve yatağına girip gözlerini kapattı. İşte, Beren Cengiz'i uslandırmak bu kadar kolaydı!
O yattıktan kısa bir süre sonra ben de üzerimi değiştirdim ve yatağıma girdim. Yorulmuştum ama uykum yoktu. Ve Yeşil İstiridye'yi aşırı derecede merak ediyordum.
Bu yüzden telefondan okulun platformuna girip ona mesaj atmaya karar verdim. Bu defa çevrimiçi olmasa bile yazacaktım çünkü gerçekten merak etmiştim.
Günlerdir tek bir hareket bile yoktu. Nedense içten içe endişelenmiştim.
@Kayıpİnci: İstiridye
@Kayıpİnci: İyi misin? Günlerdir sesin soluğun çıkmıyor.Mesajları yolladıktan sonra ekranı kilitleyip beklemeye başladım. Neler oluyordu bana böyle? Resmen endişeleniyordum.
@Yeşilİstiridye: Kabuğuma çekildim İnci.
@Yeşilİstiridye: Yorgunum sanırım biraz; sakin kalmaya, dinlenmeye ihtiyacım var.Ben mesaj attıktan dakikalar sonra cevap gelince hızlıca mesajları açtım. Yorgun muydu? Nesi vardı ki?
@Kayıpİnci: İçimden bir ses kötü şeyler olduğunu söylüyor. Seni hiç böyle görmemiştim.
@Yeşilİstiridye: Aslında teknik olarak hiç görmedin ki...
Verdiği cevapla başta burukça gülümserken sonrasında kafama dank eden şeyle bir an için kalakaldım. Onu hiç görmediğimi söylemişti. Yani Kaan değil miydi?
Gerçi... Benim ondan şüphelendiğimin farkında değilse pot kırmamak için de böyle bir şey demiş olabilirdi.
Kafam iyice karışıyordu. Ve bu iş git gide içinden çıkılmaz bir hâl alıyordu...
🐚🐚🐚
Oy vermeden geçmeyin lütfen olur mu? 🙃😇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK KAPIYI KIRINCA (KİTAP OLDU)
Short StoryAşk tohumları, bir insanın kalbine nasıl yerleşirdi? Nazikçe kapıyı çalıp içeri girmek için izin mi isterdi? Yoksa kural tanımaksızın kapıları kırıp bir anda hayatının ortasında mı belirirdi? Aşkla arasındaki tek ilişki, onun yeddi ceddine sövmekten...