"Evet millet! Bu kadar dinlenme yeter. Herkes yerlerine!" Hocadan gelen komutla bıkkınlıkla nefesimi verirken bana doğru gelmekte olan Rüzgâr'ı görünce içten içe kendime sabır diledim."Bugün yine neşe pınarı gibisin." Başlangıç duruşunu aldığımız sırada laf atmasıyla bakışlarımı yüzüne çıkarttım.
"Mutluluktan öleceğim! Ondandır." Cümlemdeki kinayeyi anlaması için gözlerimi devirdim. "Günüm daha ne kadar güzelleşebilir, düşünmeden edemiyorum yani!"
"Beraber dans ediyoruz diye bu kadar sevinmen gözlerimi yaşartıyor Arya Barlas." Yorumu üzerine histerik bir kahkaha attım.
"Benim yerime bir başkasını tercih ederdin Rüzgâr Alphan, onu biliyorum merak etme." Verdiğim cevapla kısa bir an için afalladı. "Bu ne demek şimdi?"
"Bence gayet iyi biliyorsun ne demek istediğimi." Göz göze geldiğimizde söylediğim şey üzerine aramıza kısa bir sessizlik girdi.
"Dışarıdan bakan biri bizi kavga eden iki sevgili zannedebilir bile, biliyorsun değil mi?"
Saniyeler sonra söylediği şeyle gözlerim fal taşı gibi açılırken az önce yere indirdiğim bakışlarımı yeniden gözlerine çevirdim.
"Ben de seni bilmesem bana trip attığını düşürdüm hatta." Tükürüğüm boğazımda kalırken minik bir öksürük krizi atlattım.
"Ne diyorsun be? Saçmalama!"
Tam o sırada hoca komut verip müziği başlattığında ise mecburen diyebileceğim her şeyi yutmak zorunda kaldım.
Bıraksalar tepesine binip o saçlarını cımbızla yolardım ama şu an el mecbur göz göze vals yapıyordum!
Kaderin bana gerçekten garezi vardı!
"Çemkiremedin diye için için deliriyorsun şu an değil mi?" Beni, kendi etrafımda döndürdüğü sırada yaptığı yoruma karşın sinirle nefesimi verdim.
"Zevzek zevzek konuştuğun o çeneni yerinden çıkartırdım ya dua et hoca var, dersteyiz."
"Yaptığım benzetmenin doğruluk payından değil yani suskunluğun?" Ses tonu, dalga geçtiğini alenen belli ediyordu.
"Ne doğruluk payı be? Ben sana niye trip atayım ki?"
"Asıl soru da o ya zaten. Sen bana niye trip atıyorsun, niye atarlanıyorsun ki? Ne güzel erimişti aramızdaki buzlar. Beyaz bayrak çekmiştik hani?"
Kendi kendine konuşur gibi bir hali de vardı ama aslında bana soruyordu biliyordum.
"Aldığın üründe bile on beş güne kadar iade payı oluyor Alphan. O hesap işte. Baktım, beğenmedim, geri verdim."
Benzetmeme karşın güldü ama bu eğlenme gülüşü değildi. Histerik, belki de kederliydi.
"Arkadaşlık böyle bir şey mi senin gözünde Arya?" Gözlerimin içine bakarak sorduğunda kaçacak bir yer aradım.
Öyle bir bakıyordu ki... Ne desem anlatamazdım..
"Biz arkadaş mıydık ki?"
Kısa bir sessizliğin ardından sorusuna soruyla karşılık verdim.
Çünkü verecek bir cevabım yoktu. Kendi içimde kabul edemezken ona itiraf edebileceğim hiçbir şey yoktu.
"Değil miydik?" Sorar gözlerle gözlerimin içine baktığında yutkundum. "Neydik biz Arya?"
Cevap vermediğim için sorusunu tekrarlarken arkadan hocanın benim adımı söylemesi ileyse ne olduğunu şaşırdım.Uyarmasının sebebini anladığımda ise içimden küfür ederken kendime inanamadım. Adım kaçırmıştım!
Ben, Arya Barlas.
Her koreografide en ince ayrıntıyı bile unutmayan, asla hata yapmayan Arya Barlas. Az önce resmen koreografiyi şaşırmış, adım kaçırmıştım.
Kıyamet alameti gibi bir şeydi bu!
Olamazdı yani, olmamalıydı.
"Sen gerçekten iyi değilsin Barlas. Ve içimden bir ses bunun sebebini bilerek benden sakladığını söylüyor." Halimi fark eden Rüzgâr'ın yorumuyla nefesimi tuttum.
Hiçbir şey çaktırmak istemezken git gide dibe batıyordum.
"Sus da müziğe odaklan deve. Çok konuştuk, hocanın dikkatini çekiyoruz." Kaçacak delik arayıp bulamayınca dersi bahane ederek mevzuyu kapatmayı umdum.
Çünkü o konuştukça içimdeki o yabancı huzursuzluk artıyordu.
Ve ben o hissi hiç sevmiyordum.
🐚🐚🐚
Gecikmeli ama tatlı bir bölümle geldiimm 🙃
Umarım beğenmişsinizdir 🙈Oy vermeden geçmezseniz çok seviniriiimm 🥰💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK KAPIYI KIRINCA (KİTAP OLDU)
Krótkie OpowiadaniaAşk tohumları, bir insanın kalbine nasıl yerleşirdi? Nazikçe kapıyı çalıp içeri girmek için izin mi isterdi? Yoksa kural tanımaksızın kapıları kırıp bir anda hayatının ortasında mı belirirdi? Aşkla arasındaki tek ilişki, onun yeddi ceddine sövmekten...