Üç gün süren sessizlik canın tak etmişti. Günler süren fırtına yerini güneşe bırakmış, taze mezarın toprağı kurumaya yüz tutmuştu. Her şey yoluna girmeye başlamıştı. Sabahın dokuzuna kadar zor sabretmiş, Alparslan Denizi anımsatan mavi gözlü yosun kokusuna mesaj attı.
"Günaydın bu gece saat dokuzda, kayalıklarda ki sahilde seni bekliyor olacağım."
Aysima üzerine sinek gibi yapışan ağırlığını atamamış, yatakta bir o tarafa dönüyor bir bu tarafa dönüyordu. Telefonuna gelen mesajla kendine geldi. Telefonu eline aldı WhatsApptan gelen mesaj Alparslan'dan...
Yataktan olduğu gibi fırlayıp oturdu. Kalbi heyecandan duracak gibi atıyor, ritmi hızlanmış, nabzı tavan yapmıştı. İçindeki bütün duyguları gün yüzüne çıkmıştı, elleri titreyerek mesajı açtı. Okuyup cevap yazdı.
"İlk randevunun olduğu yer demek, bir türlü gerçekleşmeyen randevu. Bu sefer geleceğim bekle beni."
Mesajı alır alır almaz iş başına koyuldu. Giyeceği kıyafetlerini kuru temizleyiciye ayarlayıp evden delicesine çıkıp gitti. Kıyafetlerini kuru temizleyiciye verdi. Aysima farkında olmadan kimliğini çantasından alıvermişti. Yanlış olduğunu biliyor, hislerini yenik düşmüştü. İçindeki hisleri tek taraflı ise sonsuza kadar hayatından çıkıp gidecekti. Belediyenin evlendirme dairesine gidip yıldırım nikahı için işlemleri başlattı. Akşama kadar bitmesini istedi. Müzisyenleri ayarlayıp sahilin yolunu tuttu.
Beyaz panjurlu çardak ayarlayıp ışıklandırma yaptı. Ortadan meydan ateşe için malzemeler hazırladı. Deniz kabuklarının toparlayıp kumlara yazı yazıp üzerine deniz kabuklarını düzenledi.✨Aklım sende, gözlerim gözlerinde kaldı.
Güneş dünyanın etrafında dönüyor, İzin ver bende senin etrafında pervane olayım.
İzin ver gülüşün gülüşümde,
ruhum bedeninde, yolunda yoldaş, Canına can olayım.
Bu iki ayrı beden bir ruh olup aynı ateşte,
Defalarca yansın sensiz geçen ömrüm. Seninle hayat bulsun benimle, Hayatını birleştirip;
KADINIM OLUR MUSUN...✨
Her harfin üzerine deniz kabuğunun yerleştirip ışıklandırma yapmıştı. Dev ekran projeksiyon koymuş izinsiz çekim yapmış olduğu bütün resimleri yerleştirmişti. Saatler ilerliyordu. Araba ile Beyaz at da gelmiş, her şey hazırdı. Bu bölgeye altı tane koruma yerleştirmiş giriş ve çıkışlara izin verilmemişti. Kendisi kuru temizliğe gidip kıyafetini alıp eve gitti. Giyinip kuşandı. Defalarca aynanın karşısına geçip kendine bakıp durdu.
Saat sekiz olmuştu. Sahile doğru yolu alıp Çiçekçi Kız'ın beklemeye yüz tutmuştu. Aysima doğallıktan yanaydı Gözlerin rimel , göz kalemi, dudaklarına sadece parlatıcı sürmüştü. Uzun saçlarını salmış, saçına beyaz gülden bir taç yapmıştı. Uzun beyaz elbisesi, beyaz ince topuklu ayakkabılarını giymişti. Spor ayakkabı giyen bir insan için yürümesi zor olacaktı. Saat sekiz otuzu gösteriyordu. Bisikletine binip sahile doğru ilerledi. Sahile gelince bisikletten inip yürümeyi tercih etmişti.
Görmüş olduğu rüyalar gerçek mi oluyor?Arkadaşlar bana çok olur bir rüya görmüş olursun karşına çıkar. Veya bir olay olur daha önce ben bunu yaşadım ama nerede diye düşünür durursun. O alanlardan birini anlatmaya çalıştım. Peki sizin de olur mu böyle anlar yaşadığınız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHENK 🦋
General Fiction"Anne nasıl yaptın bunu nasıl? " Sana anne demeye bile utanıyorum. Sen babamın aşkına ihanet ettin. Her gece başka bir erkekle resmen kendini satıyorsun " " Kes sesini benden utanıyorsun öylemi. Kardeşin hasta ve nefes almasını istiyorum. Çıktığı he...