Alparslan kibar ve de görgülü insandı. Aysima'nın hayatında önemli olduğunu hissettiren bir insan olmamıştı. Arabanın kapısını açıp; "Buyurun hanımefendi."
"Teşekkür ederim" koltuğa oturup ehliyet kemerini bağladı. Kapıyı örtüp kendi de direksiyon başına geçti. Arabayı oldukça yavaş kullanıyor, yol uzadıkça çiçekçi kızın eli ayağı titriyordu.Belli etmemek için atla karayı seçiyordu. Bu durum yanındaki oturan beyefendinin inanılmaz hoşuna gidiyor gitmeye de devam ediyordu. Köşeye sıkıştırmak için sorular sormaya başladı."Eee anlat bakalım çiçekçi kız buralı mısın kiminle yaşıyorsun ?Ben doğma büyüme buralıyım. Annemi, babamı küçük yaşta kaybettim yüzlerini zor hatırlıyor resimlerden çağrıştırmak. Beni babaannem büyüttü yıllar önce onu da kaybettim ailemden kimse kalmadı." "Kardeşim falan yok mu ?"Hayır yok en azından ben öyle biliyorum. Babaannem öyle anlatırdı. Rahmetli tam Osmanlı hanımefendisi idi .Sıra bende hep siz mi sorular soracaksınız biraz da ben sorayım. "" Arabayı durdurdu çiçekçi kıza dönerek konuşmaya başladı." Tabii ki olurdu neden olmasın fakat iş yerine gelmiş bulunuyoruz." "Nasıl yani; "Deyip etrafa bakındı. Gerçekten de gelmişlerdi. Nasıl olurdu böyle iki dakikaya gelmiş olabilirlerdi ki içinden konuşmaya başladı. "Hay ben senin bu yol bu kadar kısa mıydı." "Yarım kalan konuşmamızı akşam yemeğinde tamamlarsak olur mu?" Yüzünde hafif gülümseme iç sesi yine devriye gelmişti. "Oh be beklediğim teklif geldi. Tabi olur neden olmasın ki akşam saat dokuz da sizin için uygun mu?" "Evet.. ." Aysima arabadan inmek için ehliyet kemerini açmaya çalıştı. Kilitlenen kemer bir türlü açılmıyordu. Alparslan:" Ben verdim bir göz Allah verdi iki göz, ""Anlamadım bir şey mi dediniz?" "Yok hayır, yardım edeyim." "Teşekkür ederim ben halledeceğim şimdi." Çiçekçi kızın hal ve tavırları yabancının keyifle izlemesine, her hareketine aşık olmasına neden oluyordu. Çiçekçi kıza birazcık yaklaştı kokusu burnunda buram buram tutuyordu.
Saçları ipek gibi narindi. Ehliyet kemerini açmaya yeltendi. İnce parmakları avuçların içindeydi. Gözler bir an birbirlerine baktı. Aradaki elektrik akımı oldukça fazlaydı. İkisi de fena halde çarpılmıştı. Yumuşak elleri yüreğini yerinden söken adamın ellerinde, ellerini çekip dağılan saçlarını kulaklarının arkasına alıp başını önüne doğru eğdi. Bu kadar yakınlık Alparslan'a yetmiş artmıştı bile." Evet sıkışan kemeri açtım. "Teşekkür ederim" arabadan ürkek ceylan gibi indi. Yakışıklı adam arabadan inip Aysima'nın dükkanına girmesini bekledi.
Güzel kız çantasını anahtarı güçlükle alabildi. Titreyen elleriyle anahtarı kapı deliğini takmak istese de başarılı olamadı. Anahtarı taş katı kesilen parmakların arasından yere düşürdü. Geriye doğru baktı deli gibi aşık olduğu adam gözlerini dikmiş bakıyor da daha fazla utandırmadan arabasına binip uzaklaştı. Anahtarı yerden alıp arkadaşı Gözde'ye koştu. Gözde çayı demlemiş arkadaşına seslenmeye gidiyordu ki kafenin ortasından karşılaşıp boynuna kendini attı.
*** Merhaba arkadaşlar
Aşkın daha hangi gizemli halleri vardır. Bunların hepsini bu romanda göreceğiz...Takipte kalıp yorum yapmanız yeterlidir sevgilerimle...***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHENK 🦋
Fiksi Umum"Anne nasıl yaptın bunu nasıl? " Sana anne demeye bile utanıyorum. Sen babamın aşkına ihanet ettin. Her gece başka bir erkekle resmen kendini satıyorsun " " Kes sesini benden utanıyorsun öylemi. Kardeşin hasta ve nefes almasını istiyorum. Çıktığı he...