Can Boğazda🐚

18 2 0
                                    

    Odadan içeriye adımını attığı anda acıları birebir artmıştı. Aysima yaşananların bir rüya olduğunu düşünüyordu. Her şey üst üste gelince tutunacak dal bulamıyordu. Uyuyan çocuğuna yaklaştı dokundu : 
" Yaşananlar gerçek mi?
Yoksa her şey rüya mı?
Biriniz olur rüya desin yaşananlar bir kabustan ibaret olsun."
Yasenna annesine sarıldı.
"Annem geçecek hepsi geçecek sadece sabır."
"Nasıl... nasıl geçecek baban yok hayatımızda,  Geçirdiğimiz günler içinden çıkılmaz hal  almaya başladı. Parasız tedavi nasıl olacak, senin okul ihtiyaçların aman Allah'ım! kabustan farkı yok."
"Mis kokulum merak etme sen gerekirse okulumu dondurup çalışırım. Kardeşim ise en kısa zamanda sağlığı eskisinden daha iyi olacaktır emin ol."
"Hayır  okulunu dondurmak mı?
Asla sevdiceğim istemezdi böyle bir şeyi ben halledeceğim hastaneden çıkalım ilk önce, hep beraber evimize gidelim .Erva'nın saçlarını okşadı koklayıp öptü .
"Her ne olursa olsun seni kaybetmeyi göze alamam .Gerekirse kendimden vazgeçerim ama seni kaybedemem."
" Abla ben eve gideyim artık annemi merak ettim."
"annem ben de gideyim birkaç parça eşya alayım."
"Tamam geç kalma beni yalnız bırakma olur mu?
    Annesine sımsıkı sarıldı.
" Asla bırakmam  hep yanında olacağım. "
" Güzelim gidelim mi?
İçim daraldı. "
" Sen de haklısın gidelim. "
Elada yol boyunca hiç konuşmamıştık. Konuşan dilleri konuşmaz olmuştu. Bir an önce eve gitmek için can atıyordu. Onu huzursuz eden bir şey vardı. Güzel kız dayanamayıp sordu:
" Kuzum neler oluyor sen bir garipsin."
"Bilmiyorum bir an önce eve gitmek istiyorum."
   Aklı annesinde kalmış, olacaklardan haberdar olmuştur belki de. Babası eve gelmiş Asya hanımdan harç parasını istemişti.
"Hayır vermem kızım o para için senden öldüresiye dayak yedi .Beni öldürsen bile vermem."
"Ben de öldürürüm o zaman."
"Öldür kılım kıpırdarsa namerdim. Yaşamak değil bu, yüreğim ağzımda bir gün geri dönülmeyecek yola gireceğiz diye korkuyorum. Ama dayanacak gücümde kalmadı ne olacaksa olsun artık. Yeterrr... Ben mezara sen hapishaneye geri kalan günlerini demir parmaklıkların arkasında tamamlarsın. Kızım rahat eder en azından senin dayağından kurtulur, ne gidenin olur ne de gelenin tek başına ölüp  gidersin." "Dilin fazla uzamış senin kızın yok ki elimden alsın para nerede söyle." "Vermem dedim bilmiyorum, bilsem de söylemem zaten."
"Söylemezsin demek  o zaman öl gitsin."
    Şiddet başlamış  başından tutup duvarlara vurdurdu. Tekmeler havada uçuşuyordu. Sıkılan yumrukların acısını kalbinde hissediyordu. Sevmeye kıyamadığı adam eceli olmuştu. Kadıncağızın ayağa kalkacak hali kalmamıştı. "Öldüreyim mi seni konuşsana az önce dilin bülbül gibi ötüyordu. Şimdi ne oldu  susma konuş be kadın!  Yıllar boyu süren şiddet her geçen gün demini artırıyordu. Hayatın yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelinmişti. SABIR BİTMİŞ , EVLİLİK HAYAT BİRLEŞTİRMEK MASALLARDA KALMIŞTI. Öfkesini kadının üzerinde boşaltan adam kapıyı sertçe ötüp gitmişti. Elada dolmuştan inince eve doğru koşarak ilerledi. Yasenna koşsa da yetişemedi içinde tarif edilemez acı vardır.
   Şimşek gibi kapıdan içeriye girince annesini iki büklüm koltukta otururken görünce dayanamadı. Hıçkırarak ağladı. Yasenna eve gelip salonun kapısından içeriye girememişti. Tüyleri diken diken olmuştu.
"Bu nasıl yaşamaktır böyle."
Eleda çığlık kopardı ;
"Yeter... Yeter artık yeter. Kim  duyacak feryadımız, kim durduracak bu züllümü ... Can boğazda her gün ayrı bir cehennem. Bitti... Bitti... Buraya kadar artık beni durduramazsın anne Osmanlı kadınlığını bırak babaanneme sakın." Evden öfkeli, kızgın nereye saldıracağını belli olmayan şekilde ayrıldı. Asya hanım Yasenna koş yalnız bırakma bir çılgınlık yapmasına engel ol."

⏳Para kiminin ihtiyacı kimine baş belası.
Ne onunla oluyor ne de ne onsuz.
Bu dünya fani kapılma gideceksin yalnız,
Götüreceksin bedeninle beş metre bez parçası kefen.
Ne kırılmaya gelir nede kırmaya, Yaptıkların kalır sanma yanına.
Elbet  bir gün yaşarsın  bedelini.
Bu dünyada olmasa, olur öbür dünyada...⏳

        AHENK 🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin